Ekonomi Sırtında parkayla gezdi, un işinde ihracat yıldızı oldu

Sırtında parkayla gezdi, un işinde ihracat yıldızı oldu

03.03.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Fahrettin Ulusoy 30’una basmadan kurduğu un fabrikasıyla yurtdışında ilerlemek için SSCB’de sırtında parkayla dolaştı. Bugün 24 ülkeye 60 milyon doları aşkın ihracat yapıyor

Sırtında parkayla gezdi, un işinde ihracat yıldızı oldu

SAMSUN

Haberin Devamı

İSO 500 listesine sık sık giren Samsunlu Ulusoy Un’un kurucusu Fahrettin Ulusoy, yeni bir yatırıma başlıyor. Bu, 24 ülkeye gerçekleştirilen 60 milyon doları aşkın ihracatın ve şu anda Tekirdağ ile Samsun’da yer alan tesislerle günlük toplam 900 tona ulaşan öğütme kapasitesinin artması anlamına geliyor. Ulusoy, 22 milyon liralık yatırım ve 1.000 ton kapasiteyle kuracakları fabrikayı gelecek yıl üretime geçireceklerini söylüyor.
Günhan ve Erhan Ulusoy’un 2’nci kuşak olarak yönetime geçtiği ve 210 kişilik istihdam yaratan şirketin temellerini atan isim Halit Ulusoy. 1960’lı yıllarda Samsun’da zahire ticareti yapan Ulusoy, çocuklarına da ticaretin inceliklerini öğretmeye başlatır.
Ancak, oğullardan Fahrettin Ulusoy, bir an önce kendi kanatlarıyla uçmak istemektedir. Bu yüzden 1969’da kendi zahire dükkânını açar. Adeta gecesini gündüzüne katarak çalışır. Ve 1980’de Karadeniz’deki en önemli gıda tedarikçisi olarak anılmaya başlar.

Özal motivasyonu
Üretime karar verme tarihi 1989 olur. Ve Samsun’da un fabrikasının temelini atar. Yurtdışına ilerlemesi çok sürmez. Bugün üretimin yüzde 60’a yakınını ihraç eden Fahrettin Ulusoy, ihracata başlamalarındaki en önemli neden olarak dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ‘Gidin, dünyayı gezin’ sözlerine dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Biz de gezmeye başladık. 1990’larda SSCB’nin dağılmasıyla iki günlük sakallar, ayaklarımızda kauçuk ayakkabı ve parkayla dolaştık. Çünkü, diğer türlüsü tehlikeye davetiyeydi. İhracata önce buralardan başladık. 2000’lerin başı, pazarlarımızın daha da geliştiği dönemler oldu.”
Bugün, yani 2013’te artık elinde çantayla dolaşan Fahrettin Ulusoy değil, onun profesyonel yurtdışı ekibi. Ulusoy’un tecrübesi ekibin enerjisiyle birleşince Uzakdoğu ve Afrika ülkelerinde toplam 24 ülkeye ihracat yapılmaya başlamış. Bu arada Ulusoy’un bu ülkelerin bazılarında patentini aldığı markalarla faaliyet gösterdiğini belirtmek gerekiyor. Mesela Endonezya’da Harapammas markasıyla yer alması gibi.

Haberin Devamı

SORUN UN DEĞİL BUĞDAYIN KALİTESİ

Haberin Devamı

Türkiye’nin en büyük beyaz un üreticilerinden Fahrettin Ulusoy’a Başbakan Erdoğan’ın beyaz una yönelik eleştirilerini soruyoruz: “İsrafı önleme yönünde olumlu, ancak siyah ekmek ısrarını çok isabetli bulmuyorum” diyor ve sorunun beyaz undan değil, düşük kalite buğday unu ve buna bağlı ekmek yapımında kullanılan katkı maddesinden kaynaklandığını vurguluyor.
Ulusoy’a göre, iyi kalite bir buğdayda gluten yüzde 30-35, protein yüzde 12.5 ve sedimantasyon yüzde 50’lerde olmalı. Bu tip buğdayla üretilen undan yapılan ekmekte hem kabarma hem de lezzet sorunu olmuyor. Ancak, bu kalitedeki unun fiyatı diğerlerine göre yüzde 25 daha yüksek olduğundan piyasa bunu tercih etmiyor.

ANTALYA

Ramazan Aslan, 40’lı yaşlarının başlarında. İş yaşamına henüz 11’inde başlamış. Şimdi Aska Hotels zincirlerinin başında. 1999’da Aska’nın ilk halkasını oluşturduğunda hedefi 2010’a 1.000 çalışanla adım atmakmış. Bunu gerçekleştirmiş.
Şimdiki hedefi, Antalya Lara’nın yanı sıra Ege ve İstanbul’a da tatil otellerinin yanı sıra şehir otelleri kurmak. Merter’de ilk şehir otelini kurmak isteyen Aslan, özellikle kongre turizmine ağırlık vermeyi planlıyor. Bir diğer hedefi ise markayı Avrupa’ya yaymak. İlk hedef ülke ise Almanya.
Aslan’ınkisi aslında tam bir girişimcilik öyküsü. 11 yaşında ailesini geçindirmek zorunda kalınca memleketi Adıyaman Kahta’da Merhaba Otel’de çalışmaya başlar Aslan. Garson olarak girdiği restoranı, 17’sinde işletmeyi devralır. Ancak, ruhsatta sorunuyla iflas eder.

En genç genel müdür
1985’te Alanya’ya gelir. Hem borçlarını ödeyecek hem de kendi işini yeniden kuracaktır. Kulüp İncekum’da çalışmaya başlar. Bulaşık yıkar, garsonluk yapar, aşçılık yapar. Bir süre sonra tesisin sahibi, ona bölüm şefliğini teklif eder. Maaşını 10 misli artıracak bu teklifi kabul etmez muhasebede çalışmaya başlar. Çünkü, ana hedefine ulaşmak için otelin her aşamasında çalışacaktır.
1992’de bir otelden genel müdürlük teklifi alır. Henüz 24 yaşındadır. Kabul eder ve Akdeniz Bölgesi’nin en genç otel müdürü olur. Hayaline çok yaklaşır ve bu yüzden ayrılarak Gülüm Cafe’yi kurar. Ancak, kıramayacağı bir isim ondan restoranını kurtarması için yardım ister. Kurduğu ilk tesisi kapar ve restoranı kurtarır. Bu, ona özel bir deneyim katmıştır: Kriz yönetimi.
Tarih 1999’u gösterdiğinde kendi otel zincirlerini kurmak için ilk tohumu atar ve Aska kurulur. Arka arkaya sekiz otel kurar. Aslan, şimdi diğer hayallerini gerçekleştirmeye doğru ilerliyor.