Ekonomi "Sizin memleketin bizim sirkten farkı yok"

"Sizin memleketin bizim sirkten farkı yok"

29.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Sizin memleketin bizim sirkten farkı yok"

Sizin memleketin bizim sirkten farkı yok

Zehra GÜNGÖR

BİR yılı daha geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz. 1996 yılını bitirip, 1997 yılına girerken Pazartesi Portreleri köşesine Noel Baba'yı konuk etmiş, onunda 96 yılı değerlendirmesini yapıp 97'ye umutla bakmıştık. Bu kez 97'nin son Pazartesi Portreleri'ni bu kez bir "palyaço" ile yapalım dedik. Amacımız, 1997'yi eleştirip 98'e bakmaktı. Sıra palyaçoyu fotoğraflamaya gelince, show ve organizasyon şirketi 5. Boyut'la konuştuk. Şirket bize bir palyaço hazırladı. Palyaçomuz 22 yaşındaydı. Adı Zafer Gezen... 5. Boyut'ta çalışıyordu. Babası serbest taksicilik yapıyordu ve altı kardeşten biriydi. Okulunu dışardan bitirmek istiyordu, 97'nin ekonomik olarak nasıl geçtiğini sorduğumuzda, yanıtı "Ben pek sıkıntı çekmedim ama biraz zor geçti" oldu.
Neden bu yılın son söyleşisini sizinle yapmamızı istediniz?
-
Bu yıl Türkiye ekonomisinin fırtınasına diyecek yok. Eh siyasetin de ondan geri kalır bir tarafı yok. 1997'nin en önemli hareketi 8 yıllık temel eğitim kararı oldu. Ama dikkat etmezseniz, bu anlayışla temel eğitimle öğrenci değil, bizim kumpanyaya eleman yetiştireceksiniz. Bizim çadırda yeteri kadar boğaz var, eğitimli adama bizim çadırda değil sizin memlekette ihtiyaç var.
Siz eğitimi bırakın da biraz ekonomiden söz edin. 97 ekonomisini nasıl buldunuz?
-
Bir kere yaptığınız vergi reformu bizim ilüzyonistin ceketinin kolundan çıkardığı renkli mendillere benzedi. Fiyatları dondurma çabalarınız da sirk arasında ortalıkta dolaşan alaska - frigocu'nun sandığının içinde kaldı. Hükümetin ucuzluk çabaları ise ipte dengesini sağlayamayan cambaza benzedi. Üff, IMF 15 milyar doları bize verse biz ekonomiyi bizim çadırdan bile yönetiriz.
Enflasyonu da düşürür müsünüz?
-
Bizim ip cambazı var ya, enflasyon da tıpkı onun gibi yıllardır ipe tırmanıyor. Bir farkla; Bizim cambaz aşağıya inebiliyor, sizinki inemiyor. "Yüksek rakımlı" çadırın tepesinde takılıp kalıyor. Verin enflasyonu bizim Cambaz Memiş'e bakın nasıl indiriyor aşağıya.
Eh siz enflasyonu indirebileceğinize göre bizi AB'ye de üye yaparsınız artık?
-
Biraz zor. O konuda umutsuz aşk ve gözyaşı var. Bizim sirkin Esmeralda'sı nasıl uzatmalısı kemancıyı, "turne bittikten sonra nikahlanacağız" diye oyalayıp, ona her istediğini yaptırıyor, oğlan da ona yanık yanık keman çalıyorsa, AB ile ilişkilerinizin Esmeralda ile kemancıdan farkı yok. Tek farkları var, onlar sizin ve AB gibi kuzey yarım kürede değil, sirk çadırında yaşaması. Ben derim ki siz de kemancı gibi Haziran'a kadar bekleyin.
Politikacılar rahat durmuyor. Avrupa'ya küstüler, ABD'den eli boş döndüler. Biz ne yapalım?
-
Bizim 10 kişilik orkestrada bile uyum var. Hepsi usul, nota biliyor. Sizin ki ne öyle? Sizinki senfoni değil, kakafoni. Konu ekonomi oldu mu her bakandan ayrı bir ses çıkıyor. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Hani ben durup durup borazanımı en dikkate şayan yerde öttürüyorum ya, onun gibi. Tabii ben bunu rol icabı yapıyorum, ama sizin ekonomiden sorumlu bakanlarınız rol mü yapıyor, gerçekten mi isteyerek yapıyorlar bunu hala anlamış değilim.
Ama herşeyi enflasyonu düşürmek için yapıyorlar. Şoklama, buzlama, dondurma gibi faydalı şeyler bunlar..
-
Olmaz mı bize faydalı oldu. Sizin şok bir paketle fiyatları düşürme çabanız bizim aslan terbiyecilerine de konu oldu. Şimdi onlar da kırbaç yerine şok paketlerle aslanları dize getirmeye çalışıyorlar. Pahalı olduğu için bizim çadır, "ejderha" alamadı, aslanlarla idare ediyor.
Ama ne olursa olsun özelleştirmeyi halledip, enflasyon ateşini de hafifleteceğiz 1998'de. Yoksa öyle düşünmüyor musunuz?
-
Güldürmeyin beni. Bizim fillerle sizin KİT'ler aynı. Bizimkileri yedirip yedirip doyuramıyoruz, sizinkileri de öyle. "Satalım filleri kurtulalım" diyoruz, bu sefer de fil terbiyecileri, işsiz kalacaklarını zannedip korkup lobi yapıyorlar. Bizim filler de sizin KİT'ler de bu kafayla bir türlü satılamıyor. Biz zararda siz zararda bu hayat geçip gidiyor.
1997 için söyleyecek hiç iyi birşeyiniz yok. Bari 1998 için güzel birşeyler söyleyin..
-
1998'de Türkiye için umutlu. Geçen yıl kötüydü, bu yıl iyi olacak. Tıpkı Şehrazat'ın anlattığı masalladaki gibi 7 yıl bolluk, 7 yıl darlık yaşanması gibi. 98 bolluk yılı. 99'da ne yaparsınız bilmiyorum ama 2000 yılında sizin kumpanyaya da bir aklı selim lider gelip turneye çıkartabilir. Biz çadırı toplar gideriz ama siz bir yere kıpırdayamazsınız. Onun için ne yapacaksanız bu topraklarda yapmak zorundasınız. Ama hala birşeyler yapamadıysanız, gelin bizim sirke katılın.