Ekonomi Takım elbiseyi tüy gibi hafifletti şimdi sırada kaban var

Takım elbiseyi tüy gibi hafifletti şimdi sırada kaban var

29.08.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Erkek hazır giyiminin öncü markalarından Ramsey yenilikçi ürünlerle adından söz ettiriyor. Zero Weight teknolojisiyle takım elbisenin ağırlığını yüzde 50 azaltan Ramsey’in İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan, “Sırada, kaban, palto hatta ayakkabı var. Teknolojiyi bu ürünlerde de kullanacağız” diyor

Takım elbiseyi tüy gibi hafifletti şimdi sırada kaban var

‘Standart bir takım elbisenin ağırlığı 1.400 gram. İki yıllık Ar-Ge çalışması sonucu geliştirdiğimiz Zero Weight teknolojisiyle ağırlığı 800 grama kadar indirdik. Erkeği hafiflettik. Raflara çıkan takımların gördüğü talep üzerine bu sezon koleksiyonun yüzde 30’unu Zero Weight teknolojisiyle ürettik. Bu teknolojiyle klasik takım elbisenin verdiği formel görüntüyü korurken erkeğin hafiflik, şıklık ve rahatlık beklentilerini de karşıladık.’ Bilgileri paylaşan Ramsey İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan, ölümüyle futbol camiasını yasa boğan Hasan Doğan’ın kardeşi. Ailesiyle birlikte ortak olduğu Ramsey’i Remzi Gür’le birlikte yönetiyorlar. Ramsey’in patronu Remzi Gür aynı zamanda eniştesi. 1984’lü yıllarda öğrenciyken, Gür’ün İngiltere’deki tekstil yatırımlarını Türkiye’ye yönlendirmesiyle başlayan iş hayatı daha sonra iki ailenin ortaklığına dönüşmüş. Ortaklık satışı için onay bekledikleri Adabank’ta da, gayrimenkul işlerinde de devam edecek. Hüseyin Doğan sorularımı yanıtladı...


Takım elbiseyi tüy gibi hafifletti şimdi sırada kaban var



* Remzi Gür iş hayatına terzilikle başlamış. Sizin tekstille buluşma öykünüz nasıl?

1984’te ben üniversite öğrenciyken, Remzi Bey Türkiye’de de yatırım kararı aldı. İngiltere’de 1970’li yıllarda bir atölyeyle başlayan yatırımları Londra’nın önemli noktalarında açtığı mağazalarla büyümüştü.
Türkiye operasyonunu da devreye sokunca, o noktadan itibaren Remzi Bey’in Türkiye’deki tekstil yatırımlarına yoğunlaştım. Remzi Gür aynı zamanda eniştem biliyorsunuz. O zamanlar sadece İngiltere’ye satıyorduk. Kumaş Londra’dan geliyordu, dikip ihraç ediyorduk. Şimdi kendi markamızla dünyaya satıyoruz.

* Zero weight ürünlerinize talep nasıl?

Standart bir takım elbisenin ağırlığı 1400 gram. İki yıllık Ar-Ge sonucu geliştirdiğimiz Zero Weight teknolojisiyle takım elbisenin yükünü 800 grama kadar indirdik. Daha hafif takım elbise üretimi bugüne kadar değişik markalar tarafından denendi. Ancak casual görüntüden ileriye gidilemedi. Biz klasik takım elbise formunu koruyarak bunu yarattık. İlk kez klasik takım elbise görüntüsü ile hafifliği tam olarak eşleştirdik.
Bunu hem yaz koleksiyonu, hem kış koleksiyonu için yaptık üstelik. Zero Weight tekniğini şu anda sadece takım elbise, ceket ve pantolonda kullanıyoruz. İlerleyen dönemde kaban, palto, hatta ayakkabı da bu teknolojiyi kullanır hale geleceğiz.

* Takım elbisenin tok duruşunu koruyabildiniz mi peki?

Takım elbisede kullanılan tela, kumaş, pantolon bel bandı gibi materyaller hafifletilirken, klasik takım elbisenin sahip olduğu net duruş ve kalıp korundu. Böylece günlük giyimdeki kadar rahat, tüketicinin hareket kabiliyetini sınırlamayan ürünler yarattık. Pantolonların bellerinde bant kullanılmadı, bunun yerine kumaş pervazlanarak bel bandı oluşturuldu. Cepler özel yumuşak astarla, telalar ise az miktarda ve yine yumuşak malzemelerden seçilerek kullanıldı. Zero Weight kolay taklit edilebilecek bir ürün değil. 2 yıllık çalışmanın sonucunda formüle edilmiş bir üretim tekniğiyle oluştu.

* Erkekler birbirleriyle sürekli takım elbiseye iddiaya giriyorlar. İddiaları siz kazanıyor musunuz, kayıp mı ediyorsunuz?

13 kişilik bir arkadaş grubumla iddiaya girmiştim. 13 takım elbise kaybettim. Ama bu yıl üç tane kazandım.

* Firmanızı rakamlarla anlatır mısınız?

Yılda 500 bin takım elbise üretiyoruz. Bizde İki bin 500 kişi çalışıyor. Geçen yıl Kastamonu’da kurduğumuz gömlek fabrikası da faaliyete geçti. Bu yıl yüzde 30 büyüme hedefliyoruz. İlk 6 ay beklentilerimizin üstünde kapandı.
Batı Avrupa dahil 40 ülkeye ihracat yapıyoruz. 450 bin adette gömlek üretiyoruz. Markayı yurtdışında da büyütmek istiyoruz. Yurtdışında tercih edilir olmak için uzun soluklu bir strateji yürütüyoruz. Türkiye’de 27 mağazaya ulaştık. 25’i Rusya olmak üzere 40 tane de yurtdışı mağazamız var. Yıllık ortalama 100 milyon dolar ciro yapıyoruz.

AĞABEYİM HEM İŞ ORTAĞIM, HEM CAN YOLDAŞIMDI

* Kardeş acısı herhalde insanın yaşadığı en ağır deneyimlerden birisi...Ağabeyinizin kaybıyla nasıl başa çıktınız?

Zor (gözleri doluyor). Rahmetli Hasan Doğan sadece ağabeyim değildi, iş ortağımdı, sırdaşımdı, can yoldaşımdı. Türkiye’ye mal olmuş bir adamdı. Bunu sadece son dönemdeki federasyon başkanlığı çalışmaları için söylemiyorum. Hayatı boyunca hep örnek, birleştirici bir insan oldu. Böyle karakterdeki bir insan ağabeyiniz olunca, kaybı kolay telafi edebileceğiniz bir durum değil. Ama tabii biz imanımızdan dolayı biliyoruz ki; bu ilahi tecellidir. Buna diyecek de hiçbir şeyimiz yoktur.
Her dünya görüşünden insanın sevdiği, beğendiği, arkadaşlık etmek istediği bir insandı. Cenazesinde de öyle oldu, kaybında her dünya görüşünden insanın desteğini hissettik. Hep birleştiriciydi, giderken de böyle bir mesajla aramızdan ayrıldığını düşünüyorum hep. Ağabeyimle bir kere daha gurur duyduk. Aysel yengem, yeğenlerim için çok daha ağırdı. Bu kenetlenme hali acımızı azaltan, kaybıyla başa çıkmamazı sağlayan en önemli unsur oldu diye düşünüyorum hep.

BAŞBAKAN’IN TÜRK MARKASI GİYMESİ GURUR VERİYOR

* Başbakan Erdoğan’ın giyiminde tercih ettiği markalardan birisiniz. Kıyafet seçimlerinde markanızı gördüğünüzde ne hissediyorsunuz?


Gurur duyuyorum. Başbakan bizim markamızdan da ürünler alıyor, başka markalardan da. Ama hep Türk malı giyiyor. Böyle bir tarzı var. Bu Türk malı seçimlerle giydiği kıyafetlerle dünya liderlerinin yanına gidiyor. Ve uluslararası toplantılarda onlardan daha şık, daha iyi, daha üstün görünüyor. Çok düzgün bir fiziği var, uzun boylu ve yapılı, giydiklerini çok iyi taşıyor.

* En çok hangi rengi yakıştırıyorsunuz?

Lacivert tonları çok iyi duruyor üzerinde. Petrol renginden, koyu laciverte uzanan renk grupları çok yakışıyor...

* Kendisine tavsiyelerde bulunuyor musunuz?

Bizden aldığında zaman zaman tercihimizi söylüyoruz. Ama Başbakan’ımız giyimi konusunda çok hassas. Kendi kıyafetinin tarzını kendisi belirliyor.

Haberin Devamı

* Başbakan sizden hazır giyim mi alıyor, özel dikim mi?

Özel dikim.

* Zor mu beğenir? Kaç prova yapıyorsunuz?

Çok bilinçli, ne istediğini bilen birisi. Tarzını bilir, ne alacağını bilir. Beğendiğini söyler, beğenmediğini de söyler. Çok net bir tavrı var Başbakan’ın. Prova yapmıyoruz, kendisinin bizde ölçüleri var. Kıyafet istenildiğinde bu ölçülerle hazırlık yaparız. Ve sunarız...

* Türkiye’nin gelişmesi markalarına da talep yaratıyor mu?

Birleşmiş Markalar Derneği’nde de görevim var. Türk markalarının yakın coğrafyadaki başarısı ülke ekonomisinin son dönemde gösterdiği performansa paralel. Ülkenin itibarı artınca markaların tercih edilme oranı da çok arttı. Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa, Rusya ve Türki Cumhuriyetler’de Türk markalarına talebin arttığını görüyoruz. Türk markaları dünyada iki bin 500 mağazaya ulaştı.
Geçen yıl sayı 2 bin civarındaydı. Sayın Başbakan’ın kişisel olarak da buna katkısı var. Uluslararası bütün toplantılara Türk markalarını giyerek katılıyor. Böylece Türk hazır giyim sektörünün gücünü gösteriyor. Türkiye’nin hazır giyim ve tekstilde çok güçlü bir duruşu var. İstihdamın, ihracatın, katma değerin önemli bir kısmı hala tekstil ve konfeksiyonda oluşuyor.

Takım elbiseyi tüy gibi hafifletti şimdi sırada kaban var


REMZİ GÜR İŞ HAYATINDA BİZE ÖRNEK OLDU

* Remzi Gür’le özel yaşamda da yakın olmanız, iş hayatınızı olumsuz etkilemiyor mu?

Remzi Bey eniştemiz ve ailemizin büyüğü. 30 yıldır birlikte çalışıyoruz. Özel hayatta çok saygıya dayalı bir ilişkimiz var. Dolayısıyla rahat bir ortaklık oldu bizimkisi hep. Remzi Bey beyefendiliğiyle bize hep örnek oldu. Aile kültürü, iş hayatımızı da şekillendirdi.

* Bir ihtilaf çıktığında, nasıl çözüyorsunuz, Aile işletmelerinde zordur bu süreçleri yönetmek?

Rahmetli ağabeyimle de birlikteydik (Hasan Doğan) biliyorsunuz. Şimdi de çocuklarıyla birlikteyiz. Herhalde aile kültürümüzden olsa gerek sırtımızı çok rahat dayadık birbirimize. Herkes sorumluluğunu çok iyi bildi. Birbirimizi kırmadan, hep birbirimizden yükü alarak çalıştık.

Takım elbiseyi tüy gibi hafifletti şimdi sırada kaban var



SAKS MAVİSİ BU YIL GÖZDE RENK

* Sonbahar-kış sezonunda erkek modası nasıl?

Bu sezon en dikkat çekici gelişme kruvaze ceketin geri dönmesi. Kruvaze ceketlerle modern kombinasyonlar erkeklerin gözdesi olacak. Bu yıl kruvaze ceket, kargo cepli pantolon ya da spor pantolon, smokin tarzı ceket kombinlerini çok göreceğiz. Deri, kürk ve eldiven de erkeğin yine vazgeçilmezlerinden. Kürk neredeyse tüm kıyafetlerde önemli bir tamamlayıcı parça. Sezonun ağırlıklı renkleri ise bakır tonları, saks mavisi, yeşil, bordo, bakır, indigo tonları, gri, siyah, kahve gibi retro renkler. Ve bunların birbirleriyle kombinleri. Bakır tonlarında takım elbise içine saks mavisi gömlek ya da kravat çok trend.