Ekonomi Türk modasında Afgan rüzgârı

Türk modasında Afgan rüzgârı

21.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Türk modasında Afgan rüzgârı

Özçoban, sahibi olduğu Park Bravonun da yaz koleksiyonunda Afganistan, Pakistan ve Hindistana özgü motifler kullanıldığını belirtti.Modanın geleceğiyle ilgili olarak da "Moda imparatorlarının dönemi kapanıyor. Şimdi "terminator" (yokedici) veya "kategori killer" (segment bırakmayan) firmalar dönemi" diyen Özçoban, artık dünya piyasalarında agresif bir yatırım anlayışı başladığını anlattı.Sektörde 1970 yılından bu yana faaliyet gösteren ve Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği tarafından bu yıl üstün hizmet ödülüne layık görülen Özçoban, Türk hazırgiyim sektörünün geleceğini ve dünya modasını anlattı. 11 Eylül saldırısından sonra, dünya modasında Afganistana özgü etkilerin görülmeye başladığını söyleyen Park Bravonun sahibi Kamil Özçoban, "Bir süre sonra ünlü moda markaları Peştun giyim tarzından esinlenecek. Bunun sinyalleri gelmeye başladı" dedi. Dünya hazırgiyim ve moda konusunda nasıl bir süreçten geçiyor? Şimdi "terminator" (yokedici) veya "kategori killer" (segment bırakmayan) firmalar dönemi yaşanıyor. Bu firmalar bulduğu sistemlerle ve izlediği stratejilerle başkasına hayat vermiyor. İnsanlar ucuza giyinmek istiyor. Şimdi agresif stratejiler kazanıyor. Batı ülkelerinde süreç bu yöne doğru gidiyorsa yerel firmalar da bundan etkilenecek. Alt yapısını ve sistemini kurmayanlar piyasadan çekilecek. 21. yüzyıl bence yıldızlar savaşı. Küçük paraları çok sayıdaki tüketicilerden toplama çağı. Bu da marka imparatorluklarının yok olması demek. Nasıl bir strateji izlenmeli? Öncelikle, üretimden direkt tüketiciye ulaşmalı. Kalıcı olmak isteyen Türk firmaları mağaza açmak, zincir haline gelmek mecburiyetinde. Üretim, lojistik ve satış noktaları üçgenini tamamlamadan hiçbir firma yaşayamaz. Fiyat, öne çıktı. Tüketici kendine lazım olanı ucuz almak istiyor. Pahalı kiralı, pahalı dekorasyonlu, pahalı satış elemanlı mağazalar değil de, self service basit fakat hoş bir ortamda ucuz ürün almak istiyorlar. Bu nedenle gelecekte de giyim süpermarketleri göreceğiz. Bu nedenle iç ticaretin gelişmesi, patronların daha agresif olması lazım. Park Bravo krizi üreterek aştı. Ucuzlukta sattık, sezonda sattık ama sattık. Agresif bir politika mı izlediniz? Kaliteli ürünü ucuza verelim sloganı ile ihtiyaca cevap vermeye çalışıyoruz. Bütün operasyonumuzu kendimizi yapıyoruz. 40 tane mağazamız var. Yeni bir kriz yaşanmazsa mağaza sayımızı beş senede 100e çıkaracağız. Şartlar agresif bir strateji gerektiriyor. Biz krizde üretimi artırdık. Batarsın ne yapıyorsun dediler. Hayır krizden en mutlu biz çıkacağız dedim ve öyle oldu. 2001de döviz bazında sadece yüzde 6 küçüldük. Reel bazda yüzde 38 artış sağladık. En önemli şey strateji. Yumuşak veya agresif bir proje yapmak lazım. Hedefi olmayan şirketlerin ben yaptım oldu dönemi bitti. Türk hazırgiyim sektörü yeni süreçte hangi noktada? Yine Alman Metro da Türk firmalarını Doğu Avrupaya götürecek.Tüm bunların nedeni Türk firmalarını çok başarılı bulmaları. Avrupada mağaza açmamızı, alışveriş merkezlerinde yer almamızı istiyorlar. Mağaza dekorasyonu, fiyatlama, müşteri ilişkileri ve kreasyonlarımızı beğendiklerini söylüyorlar. Sektörde pazar arayışı ve markalaşma konusunda önemli çabalar var. Beş yıl içinde Türk hazır giyim firmaları Avrupaya açılmış olacak. Bunun için çeşitli organizasyonlar düzenlendi. Örneğin KoçEce şirketinin Alman tarafı, 24 Mayısta Türk firmalarını Almanyadan başlayarak Doğu Avrupadaki alışveriş merkezi yatırımlarını gezdirecek. Peki modayı bu yıl ne belirleyecek? Bir süre sonra ünlü moda markalarının Peştun giyim tarzından esinlenecek. Bunun sinyalleri gelmeye başladı. Park Bravo olarak biz de yaz koleksiyonunda Afganistan, Pakistan ve Hindistana özgü motifler kullandık. Modayı sokak ve dünyanın gündemindeki olaylar belirliyor. Bu nedenle 11 Eylül saldırısından sonra, dünya modasında Afganistana özgü etkiler görülmeye başlandı. Kriz döneminde bile dünya devlerinin favorisiydik Yabancılar Türkiye pazarına nasıl bakıyor? Park Bravo olarak sadece bizde sekiz teklif dosyası var. Bu firmalar Türkiye pazarına girmek için bize ortaklık teklifinde bulundular. Dünya devleriyle bir araya geldiğimizde onlara Türkiye hakkındaki görüşlerini soruyoruz. Cevapları inanılmaz oluyor. Geleceğin en favori ülkelerinden görülüyor Türkiye. Ekonominin istikrara gördüğünü gözlüyorlar. Bu teklifler krizden önce mi geldi? Evet. Ancak enteresan bir durum var. Geçen yıl mart, nisan aylarında yani krizin pik yaptığı günlerde tekliflerini yinelediler. Hatta krizde atlayıp gelenler bile oldu. Türkiyede yatırım yapmak isteyen ve diğer firmalarla da görüşen birçok yabancı var. Bunlar arasında İspanyol, Fransız, İngiliz, İtalyan, ABDli ve Kanadalı firmalar var. Türkiyenin geleceğini parlak görüyorum. Özellikle Türkiye gençlerden çok şey bekliyor.