Ekonomi Türkiye Davos’a ‘one minute’ dedi

Türkiye Davos’a ‘one minute’ dedi

16.01.2010 - 00:55 | Son Güncellenme:

Ekonomide dünyanın en önemli toplantılarından biri olarak gösterilen Davos’a siyaset dünyasından katılım yok. Başbakan’ın ardından bakanlar da gitmiyor. İş dünyası katılacak

Türkiye Davos’a ‘one minute’ dedi

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 27-31 Ocak 2010 tarihleri arasında 40’ıncısını gerçekleştireceği Davos toplantılarında Türkiye ‘hükümet’ düzeyinde temsil edilmeyecek. Türk iş dünyasından önemli isimler ise İsviçre’nin Davos kasabasındaki toplantılara katılacak.
Geçtiğimiz yıl Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Filistin konusunda yaşadığı gerginliğin ardından bir daha Davos’a gitmeyeceğini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 11 Ocak’ta “Bizim ağzımızdan söz bir kere çıkar. Bitmiştir o iş. Ben bir daha oraya gitmem” dedi.
Aynı gün Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Davos toplantılarının uluslararası önemine vurgu yaptıktan sonra toplantılara kendisinin katılacağı yönünde açıklama yaptı.
14 Ocak’ta bu kez de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan “Davos’a katılmayacağım” açıklaması geldi. Dün ise Bakan Şimşek, programındaki bir takım değişikliklerden dolayı Davos’a gidemeyeceğini bildirdi.

‘Başbakan’a eşlik edeceğim’
Şimşek, “Aslında normalde ben bu hafta başında Londra’ya gidecektim arkasından New York’a gidecek yatırımcılarla bir araya gelecektim ama Başbakanımızın benim KEK Eşbaşkanı olduğum bir iki ülkeye ziyareti var, kendilerine eşlik edeceğim. Bununla ilgili program değişiklikleri yaşanabiliyor. Davos’u da bu çerçevede almakta fayda var, dolayısıyla ben de Davos’a gitmeyeceğim” dedi.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın Davos’a gidip gitmeyeceği ise henüz netlik kazanmadı.

Haberin Devamı

Türkiye Davos’a ‘one minute’ dedi

Turgut Özal’la popüler oldu
Bu yıl 40’ıncısı gerçekleştirilecek Davos Toplantıları Scwab Vakfının kurucusu Klaus Scwab tarafından dünya ekonomisinin trendlerini belirlemek amacıyla başlatıldı. O tarihten itibaren dünya ekonomisi ve siyasetine yön veren önemli isimler Davos toplantılarına katıldı. 1988’de dönemin Başbakanı Turgut Özal, bu toplantılara giderek Davos platformunun dünya ile etkileşim açısından önemini vurguladı. İlerleyen yıllarda Türkiye’den hükümetin ve önde gelen holdinglerin tepe yöneticileri de her yıl Davos’a üst düzeyde katılım gerçekleştirmeye başladı.

Ankara gitmiyor, iş dünyası katılacak
Her yıl ocak ayının sonlarında Davos’ta yapılan toplantılara geniş katılım gösteren Türk iş dünyası bu yıl da önemli isimlerle zirvede yerini alıyor. Davos’a gideceği öğrenilen işadamları şöyle sıralanıyor:
Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Borusan Holding CEO’su Ağah Uğur, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, Eczacıbaşı CEO’su Erdal Karamercan, Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv, Türk Telekom Genel Müdürü Paul Doany, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan, Doğan Yayın Holding Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Türkiye Gazetesi Sahibi Mücahit Ören, işadamları Cüneyd Zapsu ile Aziz Zapsu.

Haberin Devamı

Davos’ta ‘ikinci kriz uyarısı’ tartışılacak
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) zirve öncesi Küresel Risk 2010 raporunu açıkladı. Ekonomik krizle başa çıkmak için bütçe açıklarıyla küresel çapta savaşmaya büyük ihtiyaç olduğunun altı çizilen raporda olası ikinci bir küresel krizle ilgili bir uyarı da yapıldı.
Önümüzdeki dönemde yeni bir mali kriz olasılığının yüzde 20’den daha fazla olduğunun belirtildiği risk raporunda, finas sektöründe bilançolarının şiştiği ve bu balonunun patlayabileceği bildirilirken olası bir krizin dünyaya yaklaşık 1.6 trilyon dolara mal olabileceği belirtildi. Varlık fiyatlarının altüst olması, konut fiyatlarının yükselişe geçmemesi, kredi kartı borçlarını ödememe oranının yükselme eğiliminde olması 2010 için endişe verici riskler olarak gösteriliyor.

İşsizlik sürecek
WEF’in raporunda öne çıkan noktalar şöyle sıralandı:
- Bazı gelişmiş ekonomilerde iç borç barış zamanlarındaki en yüksek seviyeye yükseldi.
- Yaşlanan nüfus gelişmiş ülkelerde bütçe açığının daha da genişlemesine neden oldu.
- Ekonomiye müdahalelerin maliyetleri, uzun vadeli emeklilik yükümlülükleri ve sağlık harcamalarıyla birleşince büyük ekonomilerin bazıları zayıf mali pozisyona düştü.
- G20 üyesi ülkelerin bütçe açıkları şu an toplam gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 7.9’u seviyesinde. Birkaç istisna dışında büyük gelişmiş ülke ekonomiler olası bir mali krizden daha çok etkilenebilir.
- İşsizlik son 18 ayda tüm sektörlerde dramatik bir şekilde arttı. İşsiz sayısı OECD üyesi ülkelerde 25.5 milyon kişiye, tüm dünyada tahmini olarak 50 milyon kişiye ulaştı. Yeni kurulan işyeri sayısı azaldı, işsizlerin iş bulma hızı düştü.
- İşsizlik sorunu 2010’da da devam edecek.
- Yüksek bütçe açıkları faiz oranlarının olması gereken seviyesine gelmesini engelleyecek. Bu durum büyümeye engel olacak.
- Bütçe açıkları birçok sektörde yatırımların ertelenmesine neden olacak.
- Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki sağlık maliyetlerindeki yükseliş verimliliği düşürüp ekonomik büyümenin önünde bir engel.