Türkiye markası negatif izlemede

Yürekli tarafından düzenlenen Marka Konferansı, ikinci ve son gününde merakla beklenen konuşmacısı rock yıldızı Bob Geldof’u ağırladı. Aynı zamanda Afrika için çalışan bir aktivist olan Geldof konuşmasında, Türkiye markasını değerlendirdi. Gezi olaylarının Türkiye markasını negatif yönde etkilediğini söyleyen Geldof, olimpiyatların da bu sebeple kaybedildiğini ifade etti. Şu anda rüşvet ve yolsuzluk davasının ortaya çıktığını belirten Geldof, “Hükümetin içinde de karmaşa oluştu. Türkiye markası için işler son birkaç yıldır iyi gitmiyor” diye konuştu.

‘Özgür basın şart’
Konuşmasında hükümetler ve medya arasındaki ilişkiler hakkında değerlendirmeler yapan Bob Geldof, “Demokrasi için özgür bir basın şart. Gazetecilerin işi zor bunun farkındayım, ama susmamalısınız” dedi. Hükümetin kişisel hayata müdahalesi sebebiyle ciddi kızgınlık olduğunu bildiğini söyleyen Geldof, Gezi Parkı’nın bardağı taşıran son damla olarak gördüğünü söyledi.
Geldof, yakın dostu olduğunu söylediği Nelson Mandela hakkında da konuştu. Mandela’dan öğrenilecek çok şey olduğunu belirten Geldof, “Mandela hep ilk oldu. İlk özür dileyen, düşmanının dilini ilk öğrenen hep oldu” dedi. Bob Geldof, Türkiye’nin sofistike ve özgürlük duygusu çok kuvvetli bir toplum olduğunu, Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu söyledi.

Suriyeli göçmenlere konser
Mahmutpaşa pazarında Suriyeli göçmenleri gördüğünü de anlatan Geldof, “Durumları içler acısı. Çok ciddi bir dramları var. Ben burada müzisyen olsaydım onlar için konser düzenlemek isterdim” dedi.
Yeni dünyanın yeni marka ahlakını da tartışmaya açan Geldof konuşmasında şunları söyledi:
“Artık çok farklı ve global düşünmemiz gereken bir evrende yaşıyoruz. Markalar da bir sürü seçenek sunuyor bizlere. Fakat ekonomik ilerleme sosyal ilerleme olmadan sağlanamaz. Markalar toplum için çalışırken en iyi olurlar.”

‘Sosyal ağlarla marka üstündeki baskı arttı’

Sosyal medya konusunda fikir lideri ve araştırmacı Johanna Blakley, sosyal medyanın gelişimiyle, pazarlamacılar için tüketicinin gerçekten ne istediğini anlama konusunda büyük fırsatlar doğduğunu söyledi. Blakley, sosyal networklere katılımın artması sürdükçe, tüketicilerinin gerçekte ne istedikleri ve neye ihtiyaç duyduklarına karşı duyarlı olma konusunda markaların üstündeki baskının da arttığını söyledi.

‘TV8’e 400 milyon dolara beş talip var’

Marka Konferansı’nın son oturumunu Acun Ilıcalı, gazeteci Murat Sabuncu birlikte yaptı. TV8 alımını anlatan Ilıcalı, “70 milyon dolara satın aldım. Ortaklık teklifi gelince değeri 400 milyon dolar olarak belirledim. Teklifler buna rağmen durmadı. Üçü yabancı ikisi yerli firmadan geldi bu teklifler” dedi.