Ekonomi TÜSİAD: Yüksek çıkması gereken yerde sesimiz yüksek çıkacak

TÜSİAD: Yüksek çıkması gereken yerde sesimiz yüksek çıkacak

15.02.2010 - 14:54 | Son Güncellenme:

.

TÜSİAD: Yüksek çıkması gereken yerde sesimiz yüksek çıkacak

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, IMF konusunun içi boşaltılmış siyasi tartışma haline geldiğini belirterek, “Hükümetten bu konuda biz de çok karışık sinyaller alıyoruz. Çok açık olduklarını söyleyemeyeceğim” dedi.
Boyner, bazı yönetim kurulu üyeleriyle düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtlarken, IMF konusundaki sorular üzerine, burada sorunun kısa dönemli finansman açığını Türkiye’nin nasıl sağlayacağı konusu olduğunu söyledi.
Ümit Boyner, şöyle devam etti:
“Bu, içi boşaltılmış siyasi tartışma haline geldi. İyimser senaryoda aslında IMF düşünmedik ama bu açığı gidermek için bir kaynak bulunabileceğini varsayıyoruz. Hükümetten bu konuda biz de çok karışık sinyaller alıyoruz. Çok açık olduklarını söyleyemeyeceğim. Ayrıca zaman zaman hükümetin farklı üyelerinden farklı mesajlar gelebiliyor. Aslında ekonomi yönetiminin çok önemli bir boyutu da iletişim. Çünkü ekonomi biraz da beklentilerin yönetilmesidir. İnşallah sayın Bakan ile ay sonunda görüşeceğiz. Bu konuda hükümetten biraz daha tutarlı söylem duymak istiyoruz. Bu bir itibar veya siyasi nokta olmaktan çıkmalı. Gerçekten kısa vadede dış açığın finansmanı önemli konudur. Bunun bir şekilde giderilmesi hükümetin görevidir diye düşünüyorum.”
Boyner, “asker-sivil tartışmalarına” ilişkin bir soru üzerine, “Çoğulcu parlamenter demokrasilerde askeri bürokrasi de siyasi denetimin altında olmak durumundadır” dedi.

Haberin Devamı

ANAYASA TARTIŞMALARI
Anayasa konusundaki tartışmalar ve yaklaşımlara ilişkin soruları da Boyner, şöyle yanıtladı:
“Anayasa çalışmasına başlamak için hiçbir zaman geç değil. Çünkü bu bir süreç olacak. Özellikle bu toplumsal uzlaşma merkezi yapılacaksa belli bir zaman vermek zorundayız. Burada siyasi niyeti, iradeyi ortaya koymak lazım. Şunu görüyorum; ne yaparsak yapalım, ayağımıza takılan anayasa var. Herkes anayasanın aynı şekilde mi değişmesini istiyor? Burada bir uzlaşma oluşturmamız gerekir. Biz o yüzden barajı gündeme getiriyoruz. Diyoruz ki, madem uzlaşma içinde bir anayasa yapılmak durumunda, zemin ve uzlaşma ortamında yapılması için zaten çok ciddi anlamda temsili yüksek bir meclis seçmek zorundayız. Bu da barajlarla mümkün değil. 2002’de seçmenin yüzde 35’inin tercihi, yanlış hatırlamıyorsam, dışarıda kaldı. Böyle bir parlamento ile demokratikleşmeye gidemezsiniz. Bu demokratik bir parlamenter sistemi göstermez. Sayın Başbakanımızın bu konuda duyarlı olduğunu tahmin ediyorum. ’Türkiye hazır değil veya istikrar sağlamıyor’ bu biraz kolaya kaçış... Bu ’Türkiye demokrasiye hazır değil’ söylemiyle aynı yere geliyor. Biraz da halkımıza, seçmenimize güvenmeyi öğrenmek zorundayız. Niçin benim görüşüm meclisin dışında kalsın? Bunu istemek hakkımız diye düşünüyorum ve bu isteği çok doğal buluyorum. Burada öncelik Türkiye’nin demokratikleşmesiyle daha çoğulcu parlamenter sisteme geçmekse, herkes için bir anayasa yapmaksa başka şansımız yok diye düşünüyorum.”

Haberin Devamı

“YÜKSEK ÇIKMASI GEREKEN YERDE SESİMİZ YÜKSEK ÇIKACAK”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Boyner, imam hatip okullarıyla ilgili bir soru üzerine de, konuyu meslek eğitimiyle ilişkilendirmek yerine sosyal olarak da ele almak gerektiğini ifade ederek, “Aileler çocuklarını niye imam-hatipe yolluyorlar. Belli ki meslek dışında da bir arzuları var. Bunu iyi analizlemek gerekiyor. Onun için bu tartışmanın başlaması gerekiyor” diye konuştu. Boyner, dini ve etnik kimliği ne olursa olsun her vatandaşın yüksek öğrenim almaya hakkı olması gerektiğini söyledi.
Ergenekon konusuna ilişkin soruları da Boyner, “Çok uzun bir süreç. Bu uzadıkça spekülasyonlara yol açabiliyor. Zaman zaman yargısız infaza kadar varabiliyor diye düşünüyorum. Bu kadar olağanüstü davada yargının da olağanüstü önlemler alması, sistemi çabuklaştırması gerekiyor” şeklinde yanıtladı.
Ümit Boyner, “Gündemin bu kadar yoğun ve karmaşık olduğu bir dönemde, siz ses tonunuzu nasıl ayarlayacaksınız” sorusuna da, “Ses tonumuz ikna etmeye yönelik olacak. Ama işbirliğine, tartışmaya, uzlaşmaya da açık olacak. Yüksek çıkması gereken yerlerde de yüksek çıkacak” karşılığını verdi.

Haberin Devamı

“SİYASET EKONOMİYE GÖLGE ETMEMELİ”
Kıbrıs konusundaki bir soru üzerine de Boyner, “Kıbrıs konusunda biz 1-0 galibiz. Yapılabilecek birçok şeyi yaptık. Biz eğer komşularla sıfır problem anlayışı diye bir şeyi tatbik ediyorsak, o zaman Kıbrıs konusunda biraz daha proaktif davranmalıyız. Rum lobisine meydan vermeyecek şekilde girişim yapmalıyız. Daha rasyonel ve daha cesur olabilirler diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin dış politikasında “enteresan değişiklikler, değişik yaklaşımlar” olduğunun altını çizen Boyner, TÜSİAD olarak kendilerinin de Türkiye’nin dış politikada izleyeceği konularla ilgili politika üreteceklerini söyledi.
Bu dönemde bir yıl sonra seçim olacak gibi görünse de en önemli konunun kısa dönemde cari açığın nasıl finanse edileceği olduğunu belirten Boyner, “Siyaset ekonomiye gölge etmemelidir. Çok hareketli siyasi gündem yaşıyoruz. Aslında bunlar suni gündem yaratan ve çok da yapıcı olmayan düzeyde gelişiyor.
Ekonomi bu tip şeylerden rahatsız olur” dedi.

Haberin Devamı

“YENİ EKONOMİK MODEL, YENİ SANAYİ STRATEJİSİ...”
Türkiye’nin çok sağlam bir finansal sektörü bulunduğunu vurgulayan
Boyner, bankaların kredi verirken işletmelerde şeffaflık istediğini, ancak Türkiye’de birçok firmada iç denetimin yapılamadığını, şeffaflığa ulaşılamadığını ifade etti.
Boyner, istihdam ve işsizlikle ilgili sorular üzerine de, Türkiye’de tüm kesimleri kapsayan, net bir sosyal güvenlik programının olmadığını dile getirerek, zaman içinde belli önlemlerin alınması ve Türkiye’nin daha verimli bir modele geçişinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Boyner, “Yeni bir ekonomik model üzerinde, yeni bir sanayi stratejisi üzerinde çalışmamız lazım. Bizim programımızın özünü de bu oluşturuyor” dedi.
Ümit Boyner, başka bir soru üzerine de Boyner, dünyada ve Türkiye’de artan ölçüde şirketlerin sadece karlarıyla büyük şirket olamadığını, dolayısıyla birçok TÜSİAD üyesinin de şirket değerini sadece kar yaparak artıramayacağının farkında olduğunu vurguladı.