Ekonomi ‘Zorluklar karşılıklı güvenle aşılır...’

‘Zorluklar karşılıklı güvenle aşılır...’

23.05.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye’nin, kamu ve finans kesimi açısından çok farklı opsiyonlara ve imkânlara sahip olduğunu vurgulayarak, “Çalışacağız, uğraşacağız, işlerimizi iyi yapacağız. Olumluyu, pozitifi çoğaltacağız. Onun için de hep beraber sorumluluk alacağız. Bunların hepsini samimi, karşılıklı güvene dayalı olarak yapacağız” diye konuştu.

‘Zorluklar karşılıklı güvenle aşılır...’

Gaziantep Sanayi Odası’nın Mayıs ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan Bali, İş Bankası’nın her zaman sıkıntılı günleri paylaşmaya dair bir çalışma anlayışı bulunduğunu belirterek “Asıl önemli olan, sıkıntının olduğu dönemlerde hakiki, samimi manada işinizi yapacak şekilde sahada olmaktır” dedi.

Haberin Devamı

Antep enerjisi

Gaziantep’in sıkıntılı dönemlerde moral düzelten bir kent olduğunu vurgulayan Bali, şöyle konuştu:

“Böyle dönemlerde üreten, satan, ticaret yapan yerlerle daha fazla iç içe olmak gerektiği kanaatindeyim. Burada o enerjiyi görüyorum. Şu anda yaşadığımız hadiseden çıkış, büyük ölçüde ihracat, döviz kazandırıcı faaliyetler ve dış talebe hitap eden katma değerli üretimle olacak. Bunun adreslerinden biri Gaziantep’tir. Sanayinin üretimden aldığı pay Türkiye genelinde yüzde 30’lu seviyelerde, Gaziantep’te yüzde 42’nin üzerinde. Bu fark, şehrin üretme potansiyelini ortaya koyuyor. Gaziantep, belirli bir ekosistem mantığıyla, bütün bir sistemin korunması gerektiğini bilerek iş kültürü geliştirmiş bir kent. Gaziantep’in bu alanlardaki başarısı ile tereddütsüz Türkiye’ye iyi bir örnek oluşturduğunu düşünüyorum.”

Haberin Devamı

‘Hızlı büyümeliyiz’

Türkiye’nin hızlı büyümek zorunda olduğunun altını çizen Bali, “Türkiye, ölçeği itibarıyla butik olarak nitelendirilebilecek bir batı ülkesi gibi ‘Belli oranda büyürse yeter, geri kalanı opsiyoneldir, olursa iyi olur olmazsa da mekanizma yürür’ diyebilecek bir ülke değildir” dedi.

Bali, şunları söyledi: “Genç nüfusu olan dinamik ve yılda 800 binin üzerinde işgücüne katılımın olduğu bir ülke. İşsizliği aynı seviyede tutmak için bile her yıl 800 bin yeni iş yaratmalıyız. Nitekim Türkiye, son 10 yılda bir kısım Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla, 7 milyonun üzerinde yeni iş yarattı, ancak işsizliği aşağıya çekemedi. Çünkü bundan daha fazla işgücüne katılım oldu. İşgücüne katılımda nitelik değişikliği de var. İşsizlerin neredeyse tamamının üniversite mezunu olması nedeniyle geçmişe göre sosyal boyutu daha ağır bir işsizlikle karşı karşıyayız.”