Tarihi hata (Uğur Meleke)
Belki çok basit olacak, belki tekrar olacak, belki sıradan olacak ama çıplak gerçek bu: Bir takım 4-2-1-3 oynuyorsa, ilk on birinde üç hücumcu kullanıyorsa, geniş kadrosunda 3+3=6 alternatife sahip olması gerekir. Her zaman ikisi santrfor, ikisi sağ açık, ikisi sol açık olmayabilir. Birbirinin yerine oynayabilen oyuncular kullanılabilir, ama çıplak gerçek değişmez: İlk 11’deki üç pozisyon için kadroda altı oyuncu gerekir. Çok olağan dışı koşullar gelişirse belki 5 oyuncuya düşülebilir; ama kolay kolay hiçbir teknik adam (göz göre göre bir transfer dönemini de pas geçip) ikinci yarıya (ilk 11’de 3 forvetle oynuyorken) toplam 4 forvetle (Kuyt, Emenike, Webo, Sow’la) başlama riski almaz.
Yanal bu riski aldı... Neden aldı, nasıl aldı, ne biçim bir akıl tutulması yaşadı doğrusu anlayamıyorum. Ama devre arasında Semih’i de gönderip, Beykan’ı dahi geri çağırmayı düşünmeyip, ilk yarının sonunda iki maça 17 kişiyle çıkılmış olmasına rağmen sinyalleri görmedi, görmek istemedi. Fenerbahçe’nin felaketi bağıra çağıra, göz göre göre geldi...Fenerbahçe, sadece iki forveti sakatten, bir Anadolu takımına karşı mağlup durumdayken, (üstelik üçüncü değil, ikinci değil)ilk değişiklik hakkını bir ön liberoyu (Meireles’i) sokarak kullanıyorsa burada tarihi bir hata vardır.
Üstelik sizin 4 forvetiniz sağlıklı bile olsa, zaman zaman yabancı kontenjanından dolayı birini tribüne yollamak zorunda kalıyorsanız, devre arasında kulübeye bir yerli forvet almak için bu bile yeterli bir sebeptir.
Etkisiz kornerler
Fenerbahçe maça ilk 8 dakikada 6 net pozisyon, 6 şut, 3 tane de kornerle başladı. Ama 11’de doğal skorer sayısı sadece iki olunca, onlar da en iyi günlerinde olmayınca bu dakikalarda gol gelmedi, gelemedi... Maçın geri kalanında Fenerbahçe bolca korner atmayı sürdürdü, ama bakın ne oldu:
Korner 1:Caner, Mehmet Topuz’a pas olarak kullandı. Mehmet Topuz’un şutu 8-10 metre yukarıdan auta gitti.
Korner 2: Caner ön direğe attı. Savunma karşıladı.
Korner 3:Bu kez sağdan Cristian, Caner’e kısa pas olarak kullandı, Caner’in ortasını Ivesa rahatlıkla kontrol etti.
Korner 4:Caner ön direğe attı, Elazığlılardan sekti.
Korner 5: Caner orta, kaleciye faul...
Korner 6: Caner ön direğe attı, yine Tanju’dan sekti.
Korner 7: Dakika 62’de ilk kez Caner bir korneri ön direkte bir Fenerbahçeliyle buluşturdu, o da etkisiz oldu.
Korner 8: Dakika 90+4’te Caner orta, yine Elazığlılar karşıladı.
Tamam, Elazığ kalecisi Ivesa’nın 2 metre 5 santim boyunda olması kornerlerde bir alternatif plan arayışına itti, anlıyorum... Peki, geçen yıl ön direkte Gökhan Gönül’le sayısız pozisyon üreten bu takım, bu sene neden bu kadar çaresiz kaldı ki?
Belli ki Ivesa’nın uzun olduğunu konuşmuşlar, ama alternatif plan konusuna çok fazla kafa yormamışlar.
Yeni 10 numara: Alper
Bu on numara analizini geçmişte de bolca konuştuk: Futbol çok hızlı değişiyor, dönüşüyor. Sadece on yıl önce 10 numaraların makbulu Kaka idi, Ronaldinho idi. Ve savunmayı hiç düşünmeleri gerekmiyordu...
Sonra Özil geldi, kafasının bir köşesinde savunma olan bir oyun kurucuydu. Artık yeni trend buydu, on numara tek yönlü olmamalıydı, en azından adamını kovalamalıydı.
2010’lardaysa on numaralar yeni bir dönüşüm geçirdi: Şimdi Toni Kroos’un devri. On numaralar da tam anlamıyla iki yönlü olmalı artık. Hücum ettiği kadar savunmayı da düşünmeli. Son iki maçta Alper’in performansını izleyince çağdaş on numaranın sözlük tanımını gördük sahada. Bence kulübede oturan kardeşi Salih de, Alper’i dikkatle izlemeli. Eğer o da ikili mücadeleye cesurca girmeyi, sürtünerek oynamayı biraz daha düşünürse, hem Fenerbahçe hem de ulusal takım, Euro 2016 için iki on numara birden kazanır.
Milliyet