Gündem Elimdeki bavulum parçalandı

Elimdeki bavulum parçalandı

21.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir ayağı kesilen Emine Bozan, yaşadığı dehşet anını şöyle anlattı: “Kucağımda torunum, diğer elimde bavulum vardı. Önce bir ses duydum, sonra elimdeki bavulumun parçalandığını gördüm, sonrası yok”

Elimdeki bavulum parçalandı

Her şey Suriye’nin Rakka kentine bağlı Telabyad ilçesindeki IŞİD militanlarının, birkaç gün önce 70 kilometre uzaklıkta PYD kontrolünde bulunan Kobani ilçesine saldırısı ile başladı. IŞİD militanları, Kobani’ye giden yol üzerinde Suriyeli Kürtlerin yaşadığı köylerin bir kısmında kontrolü ele geçirmeye başlayınca, halk Türkiye sınırına doğru kaçmaya başladı. 18 Eylül günü Türkiye’ye sığınmak için Urfa’nın Suruç ilçesi sınırına gelen Suriyeli Kürtler, önceki gün giriş izni verilmesi ile birlikte ilçeye giriş yaptı.

16 Eylül’de yola çıktılar
Bunlardan biri de Emine Bozan’dı. 46 yaşındaki kadın Türkiye’ye girişi öncesinde mayına basınca ayağından oldu. Bozan ve ailesi, 16 Eylül’de silah sesleri iyice yaklaşıp, IŞİD üyelerinin sadece 500 metre uzaklıkta olduğunu öğrendiğinde yola çıktı.
Bozan, henüz 5 yaşındaki torunu kucağına aldı, diğer elinde ise bavulu vardı. Kaçma telaşında hayatından alabildiği 3-5 parça eşyasını bavula koymuştu.
Kobani’den kaçan diğer Suriyeli Kürtler gibi, Bozan da 2 gün boyunca aç-susuz kızı, damadı, eşi ve torunları ile yürüdü. Varmak istedikleri nokta Türkiye idi. Sınıra başlayan yolculuk 18 Nisan sabahı sona erdi. Urfa’nın Suruç ilçesinde sınıra geldiklerinde, tel örgülerle karşılaştılar. Giriş izni verilmediği için tellerin Suriye tarafında beklemeye başladılar. Arkalarından sürekli gelen patlama sesleri onları tedirgin ediyor, her an sanki IŞİD kendilerine ulaşacak gibi hissediyorlardı.

‘Gazdan göz gözü görmüyordu’
18 Eylül gecesini de tellerin orada geçirdiler. Ertesi gün Türkiye’ye girebilecekleri hayali ile oracıkta kıvrılıp uyumaya çalıştılar. Sabah yeniden Türkiye’ye girme isteklerini dile getirdiler. Bu arada sınırın Türkiye tarafında da sınırdan geçişlerine izin verilmediği için bir protesto düzenlenmesi kararı alınmıştı. Protesto başladı. Bozan, bir ayağını kaybetmesine neden olan o anları şöyle anlattı: “Önce silah sesleri geldi. Ardından güvenlik güçleri gaz bombası attı. Arkadan gelen silah sesleri ile gaz bombası adeta birbirine karışmıştı. Çok korktuk. O panikle birlikte ne yaptığımızı bilmeden kaçışmaya başladık. Benim kucağımda torunum, diğer elimde bavulum vardı. Diğer akrabalarım nereye gitti görmedim bile. Gazdan göz gözü görmüyordu. Tam bu sırada bir patlama oldu. Ben sesi duydum. Bir de bir parçanın bavulu paramparça ettiğini gördüm. Sonrası yok.”

Torunu da yaralandı
Bozan sonrasında hızla hastaneye kaldırıldı. Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hemen ameliyat edildi. Bozan’ın ayağının kesilmesi gerekiyordu. Dizinden aşağısı kesildikten sonra hayati tehlikeyi atlatan Bozan, ortopedi bölümünde tedaviye alındı. Acıları hâlâ dinmeyen, diğer ayağında da ufak yaralar oluşan Bozan, o sırada kucağında olan torununun vücudunda da benzer yaraların oluştuğunu anlattı. Konuşurken kimi zaman gözleri dolan Bozan’a şimdi hastanede kızı ile birlikte onu hayatında ilk defa önceki gün yaşanan patlama sonrası gören Suruçlu kadınlar bakıyor.

Haberin Devamı

Yaralı ayağıyla Kobani’den Şanlıurfa’ya kadar yürüdü
Henüz 20 yaşındaki Zozan da Kobani’den kaçıp, Türkiye’de soluğu hastanede alanlardan. Zozan, Türkiye’ye sağ salim giriş yapanlar kadar şanslı değil. Kobani bölgesinde bulunan köyleri Kulhaydi’de IŞİD üyelerinin geldiğini gördükten sonra ancak kaçmaya karar verdiklerini söyleyen Zozan, kaçarken ayağından vurulduğunu söyleyerek, o sırada yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Tüm o kargaşa sırasında yakın ailemi kaybettim. Uzak akrabalarımız beni aldı ve yaya şekilde taşıyarak Urfa’da sınır kapısına getirdi. Kapıda bir süre bekledik. Hemen alınmadık. Bu hastaneye gelip de ameliyata alınmam ise yaklaşık 10 saati buldu.”
Doktor ilk başta Zozan’ın ayağında kangren tehlikesi olduğunu söylese de genç kadın şimdi bu tehlikeyi atlattı. Tek hayali yeniden yürümek ve ailesine kavuşmak.

Haberin Devamı

Yeni bir çadırkent kuruluyor
Diğer yandan Türkiye’ye sağ salim giriş yapan Kobanilileri için şimdi de burada hayata tutunma mücadelesi başladı. Cuma gecesi boyunca sınır hattının değişik noktalarından Türkiye’ye girenler, Suruç’un Aligör mahallesindeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’na (YİBO) götürüldü ve kayıt altına alındı. Şanlıurfa ve ilçelerinde tanıdığı olan kişiler akrabalarının yanına giderken Türkiye’de yakını olmayan Suriyeliler ise YİBO ve diğer resmi kurumların misafirhanelerine yerleştirildi.
Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, dün yaptığı açıklamada, Suruç’tan toplam 40-45 bin civarı Suriyelinin Türkiye’ye giriş yaptığını söyledi. Girişler dün yavaşlarken Vali Küçük, “Dün (Cuma) sınırdan kontrollü olarak geçişi yapılarak Türkiye’ye alınan Suriyeli sayısı tespitlerimize göre 40-45 bin civarında. Çok ani göç dalgası oldu, ama bugün itibariyle göç hareketi mevcut değil. Sınırı geçenler buradaki yakınlarının yanına gitti ve yakını olmayanları biz misafir ediyoruz. Suruç ilçesinde 15-20 bin kişilik yeni bir çadır kent kurulması için de çalışmalara başlandı” dedi.

Yazarlar