12.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Medya kanalları içinde televizyonun çok büyük bir gücünün olduğuna dikkat çeken Aygündüz şöyle devam etti: “Türk dizilerinin Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya’da yoğun bir şekilde gösterildiğini düşünürsek, senaryo matematiği ve dili gözetilerek, propagandaya kaçmadan, dizi izleyicisinin ilgisini çekecek şekilde yazılmış, İstanbul’un başrolde olduğu diziler, bu ülkelerle yürütülecek kültürel diplomasiye büyük katkı sağlayacaktır. Farklı kültürlerden insanlar İstanbul’u merak edecek, tatil programlarına bu kenti almakta tereddüt etmeyecektir. Tıpkı Game of Thrones izleyicilerinin, bu dizinin etkisiyle Hırvatistan, Dubrovnik’e geziler düzenlemeleri, bu kültürü daha yakından öğrenmek istemeleri; son dönemlerde La Casa de Papel dizisindeki binayı görmek için Madrid’e giden fan’lar gibi…”
Bir diğer kültür diplomatının yazılı basın olduğuna dikkat çeken Aygündüz, gazetelerimizin kültür sanat bölümlerinin uluslararası medyanın kültür sanat departmanlarıyla iletişime geçmesi, dünya gazetelerinden kültür sanat gazetecilerinin, gazetelerimiz aracılığıyla İstanbul’a davet edilmesi gerektiğini söyledi: “Görevli kültür sanat muhabirlerimiz, yabancı meslektaşlarını İstanbul’daki kültür sanat ortamıyla tanıştıracak çalışmalar yapmalı. Hiç kuşkusuz, bu gazeteciler, ülkelerine döndüklerinde hazırlayacakları İstanbul’da kültür sanat haberleriyle kendi ülkelerinin vatandaşlarını kültürümüzle tanışma konusunda motive edecektir.” Aygündüz sunumunu şu sözlerle tamamladı: “Özetle uluslararası ilişkilerin vazgeçilmez gerçeği olan kültürel diplomasi medyayı etkin şekilde kullanarak, büyük başarılara imza atabilir. Son olarak Demirören Medya Grubu olarak kültürel diplomasi çalışmalarında her türlü desteği verme konusunda hazır olduğumuzu belirtir, teşekkür ederim.”