Siyaset En tehlikelisi itirafçıların oyununa gelmek

En tehlikelisi itirafçıların oyununa gelmek

19.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Yargıda Birlik Derneği’ üyeleriyle buluştuğu yemekte, şu anda tutuklu olan ve bazılarıyla geçmişte bizzat görüşmeler yaptığı isimlerin itirafçı namıyla ortaya çıkıp aldatmacayı oynadıklarını belirterek, bunların oyunlarına asla gelinmemesini istedi

En tehlikelisi  itirafçıların  oyununa gelmek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ ile ilgili tutuklanan itirafçıların sözlerini eleştirerek, “Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor” dedi. Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Yargıda Birlik Derneği üyelerine verdiği yemekte şunları söyledi:

Haberin Devamı

OYUNLARI GEÇ FARK ETTİK: Ülkemizin geçtiğimiz 14 yılının sorumluluğunu üstlenmiş yöneticisi olarak burada sizlerle samimi bir muhasebe yapmak istiyorum. Yaptığımız her işi samimiyetle, ülkemize ve milletimize hizmet aşkıyla gerçekleştirdik, ancak geriye dönüp baktığımızda ülkemize, milletimize ve şahsıma kurulan bazı tuzakları, oynanan bazı oyunları fark etmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. Yargıda yaşanan sıkıntılar da bunlar arasındadır.

HUKUK ADINA BİZ UTANDIK: Başbakanlığımın ilk döneminde sergilenen nobranlıkları unutmam hiç mümkün değil. 367 garabetinden, kapatma davasına kadar öyle olmadık yöntemlerle karşımıza çıktılar ki hukuk adına biz utandık. İşte bu sorunlu dönemde FETÖ denilen şer örgütü, diğer kurumlarımızla birlikte özel önem verdiği yargının içine sızmaya başlamıştır. Bu örgütün zihin dünyası ve organizasyon yapısı her türü iyi niyeti istismara müsait olduğu için adeta saman altından su yürüterek pek çok yerde güç temerküzüne girdi.

Haberin Devamı

DESTEĞİMİZİ MİLİTANLAR İÇİN KULLANDILAR: Darbecilerle, cuntacılarla vesayet odakları ile mücadele adına yargıya verdiğimiz desteği bu örgüt kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum sadece kadroların istilasına yol açmadı. Aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir. Haklıyla haksızı, suçluyla suçsuzu aynı çuvala dolduran böyle bir anlayışın adalet tesis etmesi elbette mümkün değildir. Nitekim o dönem açılan davaların neredeyse tamamı işte bu özensizlikler ve kasıtlı saptırmalar sebebiyle neticesiz kalmıştır. O dönemde her ne kadar vicdanen mutmain (inanmış) değilsek de yargının bağımsızlığına halel getirmemek için meseleye daha keskin bir şekilde müdahale etmedik, edemedik, edemezdik. Nitekim o dönemde yargı bürokrasisi içinde kritik konumlarda bulunanların örgüt emriyle bu işleri rayından çıkardığı daha sonra ortaya çıkmıştır.

TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ: Bu ülkenin yargısını iradelerini bir terör örgütüne ve onun hiyerarşisine teslim etmiş hakim ve savcılara terk edemezdik. 17-25 Aralık operasyonunu birileri ısrarla şahsi meselem olarak göstermeye çalıştı, hâlâ da çalışıyor. Halbuki 17-25 Aralık operasyonu, yargıyı ele geçirmeye çalışan bu örgütün kendini inkar edilemez bir şekilde açığa çıkarmasını adıdır. Eskiler takke düştü kel göründü derler ya, 17-25 Aralık’ta tam da böyle olmuştur.

Haberin Devamı

İTİRAFÇILAR DOĞRU KONUŞMUYOR: Şu anda içerde olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu. Bunların bir kısmıyla Başbakanlığım zamanında. başa baş görüşmelerim olmuştur, Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle Başbakan olduğum zaman bana söyledikleri tamamen aykırı ifadeler. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor.

‘Çift başlı yapı patinaj yapıyor’

Anayasa değişikliği yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ilişkileri yeniden düzenliyor. Erkler arasındaki ilişkilerin demokratik bir anlayışla yeniden belirlenmesi Türkiye için kayıp değil, tam tersine büyük bir kazançtır... 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi krizinin aşılması yönünde getirdiğimiz yeni düzenleme, yani Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi, bu yönde köklü bir değişimin ilk adımı olmuştur. Gücünü halktan alan bir Cumhurbaşkanı’nın, milli iradenin temsilcisi olması kadar tabi bir şey yok. Ben de görevimi bu anlayışla yürütüyorum. Ancak anayasanın Başbakanlık hükümeti sistemini esas alan yapısı değiştirilmemiştir. Böyle olunca da her ikisi de gücünü milli iradeden alan iki başlı yapı ortaya çıkmıştır. Şahsımın mevcut hükümetle uyumlu çalışması ortada böyle bir sorun bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor. Devletin işlerliğinde bir patinaj var. Bunun ortadan kalkması gerekiyor. Çift başlılık işte bunu getiriyor.

Haberin Devamı

BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR: Muhalefet partilerimizden MHP’nin bu gerçeği görmesi sayesinde Anayasa’da yeni sisteme uygun değişikliklerin yapılabilme yolu açılmıştır. Ben milletim adına MHP lideri ve ekibine özellikle teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık gücünü birleştiren, Meclis’in denetim mekanizmalarını güçlendiren yeni yönetim modelinin ülkemiz için hayırlı olacağına inanıyorum. Milletimizin yarısından fazlasının desteğini alarak göreve gelecek hiçbir Cumhurbaşkanının bu çoğulcu ve geniş tabanlı temsil yapısına zarar verecek bir tavır içine girmesi de sözkonusu değildir.

Haberin Devamı

İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR: Size, batıda, çok daha değişik yerlerde, Yargıda Birlik Derneği olarak birileri ön açmayabilir, belki görüşmeyebilir, pas vermeyebilir. Hiç umursamayın. Kusura bakmayın, ağır olacak ama, atalarımızın bu ifadesini kullanmam lazım, it ürür kervan yürür. 17-25 Aralık darbe girişiminin hemen ardından HSYK’yı tamamen ele geçirerek yargıyı kontrolü altına almak isteyen örgüte karşı, çoğulcu ve geniş tabanlı bir hareketin temsilcisi olarak Yargıda Birlik Derneği kurulmuştur. İyi ki de kurulmuş, çok isabetli oldu. Aksi takdirde meydan bunlara kalıyordu. Er meydanının sahibi sizler olmak durumundasınız. Eğer meydanı boş bırakırsanız birileri gelir o meydanı doldurur.