En AB - Türkiye ilişkileri referans olacak

AB - Türkiye ilişkileri referans olacak

21.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yabancı yatırımcının gözünde 'riskli ülke' olma halini hâlâ aşamayan Türkiye , 2004'te AB'den müzakere tarihi alabilirse işler değişebilir

AB - Türkiye ilişkileri referans olacak



AB - Türkiye ilişkileri referans olacak


Başbakan Erdoğan, Sivas'ta halka hitaben yaptığı bir konuşmada, 'tek parti' iktidarının yaratacağı istikrara güvenerek, "Artık sadece Ahmetler, Mehmetler değil Hanslar da gelecek" diyerek, 2003'ün yabancı sermaye açısından 'atılım yılı' olacağını ilan etmişti. Ama ne yazık ki bu tahmini tutmadı. AKP iktidarı döneminde belki de en kötü 'ekonomik veri' yabancı sermaye hanesine yazıldı.
Yabancı sermaye izinleri bakımından pek sorun gözükmüyor. İlk altı ayda 1.2 milyar dolar izin alınmış. Geçen yıl (2.2 milyar dolar) ve bir önceki yılın yılın bütünü için (2.7 milyar dolar) izin rakamları dikkate alındığında, 2003'ün hiç olmazsa 2002 düzeyini yakalayabileceği tahmin edilebiliyor. Ama fiili girişlerde büyük sorun var. 2001 fiili girişi 3.3 milyar, 2002 fiili girişi 1 milyar 44 milyon dolardı. Bu yıl nisan ayı itibariyle 144 milyon dolar. En iyimser tahminler yıl sonu için 600 milyon dolarlık fiili giriş öngörüyor ki bu bile geçen yılın yarısı kadar.

'Potansiyeli yüksek, riskli ülke'
Türkiye, yabancı yatırımcının gözünde 'potansiyeli yüksek ama (hâlâ) riskli ülke' olma halini bu yıl da aşamadı. Tek parti hükümetiyle siyasi istikrar, IMF'nin gözetimi altında ekonomik programın genel olarak sorunsuz yürümesi ile de görece ekonomik istikrarın sağlandığı 2003 yılında bu durum değişmedi.
Aria'ya verilen lisans nedeniyle 2001'de 3.3 milyar dolara çıkarak doğrudan yabancı yatırımında 32'inci sıraya yükselen Türkiye, geçen yıl 1 milyar dolarla 49. sıraya düştü. Yabancı Sermaye Derneği'nin (YASED) tahminine göre bu yılı ise yaklaşık 600 bin dolarla kapatması bekleniyor.

Yabancı yatırım dünyada da azaldı
Dünyadaki doğrudan yabancı yatırımlar, 1.4 trilyon dolara ulaştığı 2000 yılından bu yana yarı yarıya geriledi. Son olarak 2002 yılında 651 milyar dolara kadar düştü. Dünya genelindeki bu düşüşten de nasibini alan Türkiye, 2003'te de en yakın rakipleri Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan gibi ülkelerin 10'da biri kadar yabancı sermaye alabildi.

2004'te yeniden yükseliş bekleniyor
UNCTAD, 2003 yılı Dünya Yatırım Raporu'nda yabancı yatırımların 2004'ten itibaren yükseliş trendine gireceğini belirtiyor. Türkiye'nin bu yeni trendden pay alması beklenebilir. Türkiye'nin şansını artıran bir başka gelişme ise bir süredir, büyük şirketlerin, maliyet avantajları nedeniyle yatırımlarını gelişmekte olan ülkelere kaydırmaları. Hindistan ve Çin gibi ülkeleri öne çıkaran bu süreçte Doğu Avrupa ülkeleri de dikkat çekiyor. Özellikle Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Slovakya çektikleri yatırım miktarları ile öne çıkıyor. 2003 yılı 2. ve 3. çeyrekte en fazla yabancı yatırım çeken noktalar Çin, Vietnam ve Rusya oldu. Ayrıca Kazakistan'da da ciddi artışlar göze çarpıyor.

Yabancı ortağı koruyan mevzuat
Uzmanlar, 2004'ün yabancı yatırımları çekmede "ikili ve çok taraflı anlaşmalar" yılı olacağını söylüyor. Ülkeler, ittifaklar kurarak yatırımları çekme konusunda rekabete girecek. Dünyada ikili ve çok taraflı yatırım anlaşmaları ile, NAFTA ve AB benzeri yeni yapılar ortaya çıkacak.
Yabancı sermayede, 2004 yılına da büyük beklentilerle girilmemesi gerektiğini belirten uzmanlar, yatırım ortamını iyileştirme çalışmaları, özellikle de yabancı yatırımcının güvenini artıracak hukuksal düzenlemeler tamamlandığını, ancak, hem hukuksal altyapının tamamlanmadığını hem de çıkarılan yasaların uygulamalı bir güven vermesi için gerekli sürenin geçmediğini belirtiyorlar.
Hukuksal altyapı ile ilgili en önemli eksiklik, Türk şirketlerindeki yabancı ortakların yaşadığı olumsuz deneyimin yatırımcıda yarattığı endişeyi ortadan kaldıracak düzenlemelerin henüz yapılmamış olması. Daha önce Tuborg'taki Soros'un yatırım fonu Telsim'de Motorola ve Nokia ile, son olarak da Turkcel'de TeliaSonera ile yaşanan sorunlar, hükümet tespitlerine göre 'ciddi bir endişe' yarattı. Devlet Bakanı Babacan, bu ortaklıklarda 'azınlık haklarının' korunması için hem etik normlara hem de uluslararası uygulamalara göre yeni bir mevzuat getireceklerini söylemişti.

Tarih, dönüm noktası olacak
2004'ün yabancı sermaye açısından bir 'dönüm noktası' olması olasılığı yine de var. Bu olasılığın dayanağı ise AB - Türkiye ilişkilerindeki gelişmelerin olumlu seyretmesi halinde; bunun yaratacağı referans değer. Çünkü bu, yatırımcı gözünde Türkiye'de hem genel demokratik yaşamın yerleşmesi hem de ekonomik gelişmeler ve istikrar açısından iyiye gidişe işaret etmiş olacak. Yani, AB - Türkiye ilişkilerinin gidişadı, müzakere tarihi alınması, yabancı sermayenin yönünü belirleyecek gelişmelerden biri.

Yatırımcı Konseyi toplanıyor
2004 yılında yabancı sermaye açısından bir diğer önemli gelişmesi de Yatırımcı Konseyi'nin toplanacak olması. Bu toplantı 15 Mart 2004 tarihinde gerçekleşecek. Dünyanın önde gelen yatırımcılarının Türkiye'ye davet edileceği bu toplantıda, bugüne dek yapılan çalışmalar ve Türkiye'nin yatırım ortamı tüm dünya yatırımcılarına anlatılacak. Türkiye'nin bu vitrine çıkmadan önce bütün hazırlıklarını en iyi şekilde tamamlamış olması gerekiyor.
2004'teki fırsatlar iyi değerlendirilirse, 2005 yılından sonra yatırımlarda ciddi bir artış yaşanması mümkün olabilir. Bu yıl atılacak adımların, Türkiye'yi 2010'lu yıllarda yılda 15 - 20 milyar dolar yabancı sermaye çeken ülke konumuna getirmesi hayal değil.

İlk altı ayda 1.2 milyar dolarlık izin verildi
• Hazine verilerine göre bu yılın ilk altı ayında 1.2 milyar dolarlık yabancı sermaye izni alındı.
• Bu dönemde 231 yeni yabancı sermayeli şirket kuruldu.
• Yabancılar 80 milyon dolarlık iştirak izni ile Türk şirketlerine ortak oldular.
• Nisan sonu itibariyle fiili girişler 144 milyon dolarda kaldı. YASED'in tahminine göre bu yıl fiili girişler 600 milyon dolarda kalacak.
• 2003 yılının en dikkat çekici yabancı yatırımları madencilik, gıda, hazır giyim, otomotiv, turizm, taşımacılık, demir çelik ve bankacılıkta oldu.
• Yabancı sermaye izinlerinin yüzde (Haziran 2003 itibariyle) yüzde 59'u imalat, yüzde 30'u hizmetlere gitti. Tarımın payı bu yıl da yüzde 1 düzeyinde kalırken, madenciliğin payı yüzde 10'a çıktı.
• Yeni düzenlemelerin etkisiyle 2004 yılında yabancı sermaye girişinin bu yılı aşması bekleniyor. Özellikle özelleştirmeler yoluyla yabancı sermaye girişi (Aria'da olduğu gibi) 2004'ü 'verimli bir yıl' haline getirebilir.


BUSINESS