En Anlatacak sıcak öykülerimiz var...

Anlatacak sıcak öykülerimiz var...

26.08.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Anlatacak sıcak öykülerimiz var...

Anlatacak sıcak öykülerimiz var...






EDİTÖRDEN
Yanlış anlamayın ilgimi çeken kadınları, votkası ya da hızlı gece hayatı değil, ekonomisi... Bundan tam 5 yıl önce Ağustosun ortalarıydı. Ünlü spekülatör George Soros Financial Times'a bir mektup yazdı ve 'Rusya rubleyi devalüe etmeli' dedi. Yazı bir anda ülkede zaten bıçak sırtında giden ekonomiyi altüst etti.
Yani nasıl bizim 'MGK'da havada uçuşan Anayasa kitapçığı' krizin 'ana nedeni' değil 'aylar hatta yıllar önceden dizilmiş domino taşlarının başlangıç vuruşunu' yapan faktörse, Soros'un mektubu da Rusya için bu anlamı taşıyordu. Rusya'da dönemin Yeltsin iktidarı Soros'a ateş püskürdü ama 'devalüasyonun' önüne geçilemedi. Ardından 90 gün süre ile moratoryum ilan edildi. 90 günlük süre ve kısa vadeli bonoların uzun vadeli kâğıtlarla değiştirilecek olması en çok Almanya'yı zor duruma sokacaktı.
Çünkü Rusya'ya en yoğun kredi desteği Alman bankalarınca sağlanmıştı. 1980'lerin ilk yarısında da inişe geçen petrol fiyatlarıyla Latin Amerika ekonomileri krize girmiş ve kendilerine en yoğun borcu açan ABD'li bankaları zor duruma sokmuş, hatta bazılarını batırmıştı.
Latin Amerika ve Rusya örnekleri arasındaki tek örnek kendilerinden başka zor duruma soktukları ülke ekonomileri değildi. 80'lerde Latin Amerika'da çoğu yerde yönetim diktatörlerin ve onun etrafında, ondan güç alarak yasadışı iş yapan küçük grupların elindeydi. Diktatörler, yandaşları ve yabancı bankalar arasında bir düzen kurulmuştu. Rusya da 'Glasnost' ve 'perestroika'ile başlayan 'kapitalistleşme' sürecine girince, bu ülkeye Batılı finansörler milyarlarca dolar akıttılar. Ama bu paranın gittiği yeri doğru takip edemediler. Rusya'da bu paranın çok büyük bölümü 'üretime' gitmedi. Ülkeye giren yüksek miktarlı para mali piyasalarda dolaştı. Bu piyasanın büyük çoğunluğu ise 'yasadışı grupların' elindeydi. Sonuçta hem Latin Amerika'da hem Rusya'da iktidarlara yakın 'küçük illegal grupların' kontrolündeki ekonomiler çöktü. Yabancılar ortada kaldı, dünya ekonomileri sallandı. Ama her zaman olduğu gibi en büyük zararı yine insanlar gördü. Rusya'da halk parasını çekmek için bankalara hücum etti ama bankalarda para kalmamıştı. Maaşlar ödenemedi, insanlar yiyecek bir dilim ekmek için birbiriyle dövüşmeye başladılar...
O dönem tüm dünya basınında çıkan haberlerden beni en çok etkileyen Le Monde'daki yazı olmuştu. Gazete Rusya'daki durumu şöyle analiz ediyordu: Yeltsin rejimi vergilerde, ücretleri ödemede, bankaları denetlemede ve borçları ödemede neden yetersiz kaldı? Bunun sorumlusu sadece vergi ve para politikaları değil. Bunun temel nedeni modern bir toplumda gerekli olan adli yapı olmaksızın, çöküşünden sonra ardında idari ve ekonomik bir kaos bırakan Sovyet devinin kalıntıları.' Benim o dönem Radikal gazetesinden kesip sakladığım bu analizde altını çizdiğim nokta 'modern bir toplumda gerekli olan adli yapı' kelimeleri.
Son yıllarda özellikle bankacılık sektöründe Türkiye'nin yaşadığı kötü tecrübeler, batık patronların birtakım hukuki boşlukları kullanarak eski saltanatlarını sürdürmeleri, göz göre göre kaçırılan mallar, Türkiye ne kadar modernleşmeye çalışırsa çalışsın onu aşağıya çekecek faktörler olarak varlığını sürdürüyor. Yapanın yanına kâr kaldığı ya da küçük ama etrafına yaydığı havayla 'mafyavari' şahsiyetlerin kurduğu örgütler, kendi çaplarında hükümetler ya da bürokrasi üzerinde baskı kurarak sonuca gitmeye uğraşıyor. Ülkenin geleceğini düşünen herkesin 'modern bir toplumda olması gereken en önemli şeyi, adli yapıyı güçlendirmek için' çalışması gerekiyor. Adli yapının da kimseden korkmadan çalışması...
Bugünkü Rusya'ya gelince. Yeraltı ekonomisinin aktörleriyle mücadelede tam anlamıyla bir başarı henüz yok ama en azından ciddi bir mücadele var. İyi niyetle yürütülen çalışmalar sonucu Rusya bugün 60 milyar dolarlık milli gelire ulaşmış, büyümesini Birinci Dünya Savaşı'ndan beri en yüksek seviyeye çıkarmış ve yabancı sermaye yi ülkesine döndürmüş durumda.
Türkiye neden yapamasın?..



BUSINESS


Eğlence baronlarının 200 trilyonluk rekabeti
Ruslar ilgimi çekiyor
'Tuhaf' işler yaptı, işçileri isim taktı: Hacı Fellını
Onun işi satmak
'Bana ne'cilik
Bilgisayarınız bozulunca kapıya ambülansla geliyor
Kot diye başlayıp küt diye dünya pazarına girdik...
Gecikmiş SSK borçlarına ödeme kolaylığı getirildi
Bir yılda 6.7 milyon Mavi sattı
'Irak'a asker gönderilmesi ABD kredisini kolaylaştırır'
Bavul ticareti ile büyüdü, 'En Büyük 500'e girdi
Yurtdışında 50 mağazası var
Yediden yetmişe herkes seri üretim güzellik peşinde
'Asil' adı Allium Sativum!
Rüzgârlı Sokak'ın hikâyesi
İlk iş dersini TÜBİTAK'tan İsmet Hanım verdi
Güzelliğin kaç para eder, bu ayakların olmasa?
İşi gücü para
Sekiz taksitle İstiklal Madalyası satıyorlar
İşe her gün özgür gel (parmak arası terlik hariç)