En 'Banka profesyonelleri krizde kötü sınav verdi'

'Banka profesyonelleri krizde kötü sınav verdi'

04.04.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurul Başkanı Ahmet Ertürk'e göre, bankalarını hortumlayan patronlar kadar patronlarının taleplerine direnmeyen, profesyonelliği; 'patronlarının taleplerini karşılamak için formül bulma sanatı' olarak anlayan müdürler de suçlu. Ertürk, "Bana göre banka profesyonelleri krizde kötü sınav verdiler" diyor

Banka profesyonelleri  krizde kötü sınav verdi





"Banka profesyonelleri krize gidilirken banka patronlarının taleplerine direnmediler. Profesyonellik formül bulma sanatı olmaktan çıkmak zorunda."
Bu sözler 55 milyar dolarlık alacak stokuyla Türkiye'nin en büyük holdingi durumuna gelen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Kurul Başkanı Ahmet Ertürk'e ait. Ertürk'le ekonomi felsefesinden, bankacılık ahlakına, kurul üyelerinin ilk günlerdeki acemiliklerine ve bizatihi TMSF içindeki dünyayı konuştuk. Keyifli söyleşi 2.5 saatte (ancak) özel kalem müdüresi Nalan hanımın (yerinde) uyarısıyla noktalandı. Söyleşinin konusu Ertürk'ün deyimiyle "cenazesi kaldırılacak bankalar" olduğu halde, ortaya TMSF'nin "gelecek portresiyle" ilgili önemli ipuçları çıktı. Ertürk'ün sorularımıza verdiği yanıtları olduğu gibi aktarıyoruz:

'Zihinsel hazırlık yapamadık'
"Kurulun ilk toplantısını Ankara'da yaptık. Atama kararnamemizin Resmi Gazete'de yayınlandığı gün yemin etmek için Yargıtay'la görüştük. Normalde yemin törenleri 2 - 3 gün sonra yapılır. Tesadüfen o gün önünde yemin edeceğimiz Yargıtay üyelerinin toplantısı varmış; bize hemen öğleden sonra gelin dediler. Yani zihinsel hazırlık yapma imkanımız olmadı. Hatırlarsanız o günlerde Star televizyonunda açlık grevleri vardı. Kendimizi bir anda bu sorunların içinde bulduk. Bana imzaya getirilen ilk belge uzun bir maaş listesiydi. Evrakta Uzan Grubu'nda çalışanların ücret listeleri vardı. Düşünün masaya oturduktan yarım saat sonra önünüze geliyor. Bayram yaklaşıyor, maaşları ödemek lazım. Diğer taraftan o belgeler ne kadar doğru şüphe ediyorsunuz. Mesela çalışanların sayısının artmamış olması, hayali isimlerin bordroya konulup ücret ödettirilmemesi, maaşlarda bir artış olmaması gerekiyor. O listeleri getiren arkadaşlara bir şey yakıştırmaktan öteye ister istemez kuşkuya kapılıyorsunuz. Mesele zaten zor ve karmaşık birçok unsur içeriyordu. Hiç olacak şey değil ama problemli olduğunuz bir grubun ücretlerini siz ödüyorsunuz. Benim için çok ilginç bir başlangıçtı."

'Kurul'un avantajı; müfettiş olmak'
"Kurul'da maliye müfettişi, bankalar yeminli murakıplığı, başbakanlık müfettişliği gibi teftiş geleneğinden gelenlerin ağırlıklı olduğu bir kompozisyon var. Üyelerin meslek hayatları yanlış aramakla geçmiş. Bu durumun artıları da var, eksileri de. Bu kompozisyonun olumlu tarafı şöyle açıklanabilir. Müfettişliği ince ayrıntılar, işler uzmanlığı diye tanımlayabiliriz. Hiç unutmuyorum, müfettiş muavinliğine makbuzlarla o makbuzların işlendiği defterlerin kayıtlarını check etmekle başlamıştık. Biz o zaman `Böyle basıt bir işi koskoca bir maliye müfettişine nasıl yaptırırlar' diyorduk. O zaman bize "Bu işleri yaparak dikkati ve sabrı öğreniyorsunuz" demişlerdi. Kocaman, kalın dosyalar içinde kendinizi kaybetmeden sinirlerini bozmadan yol almak ve bir sonuca ulaşmak çok zordur. İkincisi müfettişlikte devletin bütün alanlarına uzanan bir sorumluluk bölgeniz ve yetkiniz vardır.
Müfettiş hiçbir alanın uzmanı olmuyor ama bütün alanlarda karar oluşturacak, muhakeme yapacak kadar bilgi sahibi. Bu tablo iyi midir, kötü müdür bilemiyorum. Müfettişler zaten uzman olmak için değil, yönetici olmak için yetiştirilirler. Her zaman Türkiye'yi yöneten ekibin içinde yer alırlar. Kurul'daki teftiş ağırlığının eksileri TMSF'de daha önemli hale geliyor. Kendiniz bir icraat yapmış, bir şey almış satmış değilsiniz. Almış, satmış yapmışlara hesap soran bir yerden geliyorsunuz. İtiraf etmiyoruz ama kurumdaki veya kuruldaki bazı arkadaşların zorlandıklarını seziyorum. Benim amacım ve yapmak istediğim artılardan olabildiğince faydalanmak. Çünkü teftiş geleneği devletin, kamu menfaatinin ihtiyaç duyduğu değerlerdir."

'Suçlular listesi'
"TMSF, toplumun ortak hazinesinin korunması anlamında kamu menfaati duyarlığının fazlasıyla bulunması gereken bir kurum. Cenazesini kaldırmakla yükümlü olduğumuz ölü bankalar galerisinin nasıl oluştuğunu kamu menfaati duyarlılığının eksikliğiyle açıklayabiliriz. Bu yaklaşımın birden çok muhatabı var: Banka sahipleri, devlet "denetim ve yönetim kanatları), bankalardan yararlanan toplum kesimi (Kredi alanlar, reklamcılar, banka profesyonelleri, mevduat sahipleri vb.)

'Profesyoneller de suçludur'
"Bana göre banka profesyonelleri krize doğru yol aldığımız süreçte, krizde ve sonrasında kötü sınav verdiler. Banka sahiplerinin - patronlarının taleplerine direnmediler. Direnenler de vardı, ayrıldılar. "Bu işi yapacağız ama bir formül bulalım" anlayışı en çok bankacılıkta geçerli. Oysa profesyonellerden beklenen "Bu iş yasanın, yönetmeliğin şu hükümelerine aykırı, yapamayız demeleridir. Profesyonellik formül bulma sanatı olmaktan çıkmak zorunda. Hesaplanmayan riskler yüzünden bugün öyle bankalar battı fona devredildi ki, hiç biri artık ortada yok. Bundan sonra eskisinden daha farklı olacaktır. Öngörülen ve çoğu uluslararası kurallardan süzülerek gelen mevcut mevzuata uyulursa eski sıkıntılar yaşanmaz. Eğer etrafından dolanmak gibi geleneksel Türk usulü gidilirse sıkıntıyı yalnızca etraftan dolaşan bankalar değil, hepimiz yaşarız."




BUSINESS