En Dolar, tarihsel düşüşün eşiğinde mi?

Dolar, tarihsel düşüşün eşiğinde mi?

21.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sutyenden otomobile Çin tehdidi

Dolar, tarihsel düşüşün eşiğinde mi





Son üç yılda hayli sıkıntılı gelişmelere sahne olan dünya ekonomisi 2004 yılına çok daha umutlu giriyor ama olumsuz gelişmelere yol açabilecek dengesizlikler tamamen aşılmış değil. Özellikle ABD'nin dev boyutlardaki dış açığının doların değeri üzerine düşürdüğü gölge, 2004 yılında da ciddi bir risk faktörü olarak gündemdeki yerini koruyacak.
Öncelikle olumlu gelişmeleri ele alacak olursak ilk bakmamız gereken yer Amerika. 1995 - 2001 yılları arasında dünya ekonomisinin lokomotiflğini yapan ABD ekonomisinde, 2001 martında başlayan borsa çöküşünden sonra 11 Eylül olayının yarattığı jeopolitik belirsizliklerin ve Enron skandalının da katkısıyla yeni boyutlar kazanan yavaşlama ve durgunluk süreci artık aşılmış görünüyor. OECD'nin son tahminlerine göre ABD ekonomisi 2004 yılında yüzde 4.2 büyüyecek. Son yıllarda büyümeyi unutan Japonya ve Euro alanında da 2004'de büyümenin yüzde 1.8 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Dünya ekonomisinin yeni lokomotifi olmaya hazırlanan Çin'de hızlı büyümenin 2004'de de sürmesi ve yüzde 7.8'i bulması beklenirken, ABD ve Çin'deki gelişmelerden etkilenen Asya ülkelerinde de olumlu gelişmelerin süreceği sanılıyor. Rusya'da büyümenin biraz yavaşlamakla birlikte yüzde 5 dolayında gerçekleşmesi, orta va Doğu Avrupa'da da büyümenin sürmesi bekleniyor. Latin Amerika için de tahminler oldukça iyimser; 2003'de yeniden büyümeye başlayan Arjantin'den sonra 2004'de Brezilya'nın da durgunluğu aşması ve yüzde 3 büyümesi öngörülüyor. Bu tahminler 2004 yılının dünyanın tüm bölgelerinde ekonomik büyümenin rayına oturduğu bir yıl olacağı umudunu yaratıyor.

Verimlilik, karlar ve borsa
Dünya ekonomisindeki bu senkronize canlanmanın tetikleyicisi olan ABD ekonomisindeki gelişmelere baktığımızda hızlı büyümenin başlıca nedenlerinden birinin rekor düzeydeki verimlilik artışları olduğunu görüyoruz. 2003 yılının ikinci ve üçüncü çeyreklerinde yüzde 8 - 9 gibi inanılması güç rakamlara erişen verimlilik artışları, GSYİH'daki artışı ve şirket karlarını olumlu etkilerken, istihdamdaki artışın sınırlı kalmasının da bir nedeni olarak görünüyor. İstihdamdaki artışın sınırlı kalması ise büyümenin temel unsurlarından biri olan iç talebin sürekliliği açısından tereddüt yarattığı için büyümenin geleceğini olumsuz olarak etkileyebilecek bir etken olarak görünüyor.
ABD ekonomisinin en önemli barometreleri şirket karlarıyla hisse senedi borsaları. 2003 yılı şirket karlarında ciddi bir toparlanmanın ve hisse senedi fiyatlarında da kayda değer artışların yaşandığı bir yıl oldu. 14 ocak 2001'de 11,723 puana kadar tırmandıktan sonra 11 Eylül'ü izleyen dönemde 7,286 puana kadar düşen Dow Jones endeksi 11 Aralık 2003 günü (24 Mayıs 2002'den beri ilk kez) 10,000 puanın üzerinde kapandı. Dow Jones ile geniş tabanlı S&P 500 Endeksi'nin 2003 yılı başından beri elde ettiği değer artışı yüzde 20'yi buldu. 2001'de 5,000 puanı aştıktan sonra muazzam bir düşüş yaşayan, yüksek teknoloji hisselerinin ağırlıkta olduğu Nasdaq Endeksi'ndeki yükseliş ise yüzde 40'ı buldu. Bu artışlar sonrasında 2004 yılındaki olası gelişmeleri değerlendiren uzmanlar arasında temkinli olanlar ağırlıkta. 2003'de verimlilikte, şirket karlarında ve hisse senedi fiyatlarında yaşanan hızlı tırmanışın 2004'de tekrarlanmasının zor olduğu, hatta bir düzeltmenin yaşanabileceği belirtiliyor.

Riskin kaynağı faizler
2003 yılındaki olumlu gelişmeleri destekleyen faktörler arasında giderek büyüyen bütçe açıklarına yol açan kamu harcamalarındaki genişleme ve çok düşük düzeyde tutulan faiz oranları önemli bir role sahipti. Bu arada özellikle ABD ve İngiltere'de hanehalkının, düşük faizlerden yararlanarak ve borçlanarak tüketimini sürdürdüğü ve büyümeyi desteklediği görüldü. Ayrıca yatırımların canlanmasında ve hisse senedi borsalarının yükselmesinde de önemli rol oynadı düşük faizler.
Ancak büyüyen bütçe açıklarının bir noktadan sonra faizlerin yükselmesini zorunlu hale getireceği ve bunun da düşük faizlerle gelen mutluluğu tersine çevirebileceği kaygısı 2004 yılına damgasını vuracak gibi görünüyor. Faizlerin yükselişe geçmesi halinde hanehalkının tüketimini kısarak iç talebi düşürmesi ve bunun da büyümeyi ve şirket karlarını, dolayısıyla da borsayı aşağı çekmesi güçlü bir olasılık. Bu nedenle 2004 yılında faizlerdeki gelişmeleri yakından izlemek gerekiyor.
Öte yandan ABD dolarının değer kaybetmeye devam etmesi olasılığı da önemli bir risk unsuru olarak 2004'ü etkileyebilir. Euronun dolar karşısında değer kazanmaya devam etmesi halinde bunun euro alanı ülkelerinin rekabet gücünü olumsuz etkileyerek bu ülkelerdeki büyümenin tetikleyicisi olan ihracat artışını boğması ve büyümeyi frenlemesinden korkuluyor.
Bunların yanısıra her an gündeme gelebilecek yeni jeopolitik çalkantıların ve risklerin de dünya ekonomisine yansıyacak olumsuz etkileri olabilir. Evet dünya ekonomisi 2004 yılına genelde olumlu beklentilerle giriyor ama beaklenmedik gelişmelerin her şeyi bir anda altüst edebildiği bir dünyada yaşamakta olduğumuzu da unutmamamız gerekiyor.

ABD son 115 yılın en büyük dış açığını( cari işlemler açığını) verirken 2003 yılında ciddi boyutlarda değer kaybeden ABD dolarının değer kaybı 2004 yılında da sürecek mi? Kimilerinin iddia ettiği gibi, doların özellikle euro karşısında daha da büyük oranda değer kaybetmesi söz konusu mu? Euronun 1.30 sınırını da geçip 1.50 dolara kadar yükselmesi olası mı?
Grafikte de görüldüğü gibi ABD 1889 yılından bu yana hiç rastlanmayan boyutlarda bir dış açıkla karşıya. Bu açığın 2004 yılında daha da büyüyeceği tahmin ediliyor ve ABD'nin bu açığı finanse etmek için her işgünü 2 milyar dolarlık dış finansman bulması gerekiyor. ABD Borsalarının yüksekten uçtuğu 1999 - 2001 arasında dış açığını ABD hisse senetlerine ve özel şirket tahvillerine akan dış sermaye ile finanse eden ABD artık bunu başaramıyor, çünkü özel yatırımcı ve finansörler şimdi bu riski almak istemiyor. Bu durumda ABD'nin giderek büyüyen miktarlarda Hazine kağıdını ve diğer resmi kuruluşların kağıtlarını dış alıcılara satarak büyüyen dış açığını finanse etmesi gerekiyor. Bu tür kağıtların başlıca alıcıları ise özellikle Çin, Japonya ve diğer Asya ülkelerinin merkez bankaları. Ancak bu bankaların da değeri daha da düşmesi beklenen bir paraya, yani dolara dayalı kağıtlara yatırım yapmasının bir sınırı olduğu düşünülüyor. Bu nedenle de doların bugün bulunduğu değerlerde tutunmasının da zor olduğu ve daha da düşmesi gerektiği belirtiliyor. Bu düşüşün hangi noktaya kadar gidebileceği yolunda farklı tahminler yapılırken şimdiden görünen şu: ABD'nin "dünyanın en güçlü ülkesiyim" diye böbürlenmesi ABD dolarının dünyanın en güçlü parası olmasını sağlamıyor.

Çin, son on yılda yaptığı büyük atılımla dünya ekonomisinin en önemli oyuncularından biri haline geldi. Özellikle imalat sanayiinde dünyanın en rekabetçi ekonomisi olma yolundaki Çin, sütyenden otomobile kadar hemen her alanda bütün dünyanın korkulu rüyası haline geldi. Çin'in son üç yılda yaptığı sıçramayla ABD sütyen pazarının üçte ikisini ele geçirmesi "Çin tehdidi"nin ilginç bir göstergesi oldu. Tekstil ve giyim ithalatını sınırlayan MFA anlaşmasının 2004 sonunda kalkmasıyla Çin'in ABD tekstil piyasasındaki payının yüzde 75'i bulabileceği belirtiliyor. Öte yandan dünya sınai üretiminin yaklaşık yüzde 13'ünü gerçekleştirmekte olan ve çok hızlı büyüyen Çin'in uluslararası temel mal piyasalarında belirleyici oyuncu haline geldiği ve fiyatların belirlenmesinde etkili olduğu görülüyor. Bu etkileri 2004 yılında daha da belirgin biçimde göreceğiz.



BUSINESS


Annus Mirabilis
Gelenek olacak, gelecek konuşulacak
'Rahat' bir iç ve dış siyasi ortam zor
AKP rejimi değiştirmeye kalksa içinden parçalanır
Gidişat iyi, bir de cebe yansırsa!
ABD, AB'nin alternatifi değil
Avrupa için tarih, ya çıkarsa?
Doların üzerindeki gölge: ABD'nin dev dış açığı
Kıbrıs ve AB sorunlarına piyasalar hazırlıklı...
IMF'yle 2004'te anlaşma bitecek, ilişkiler en hafif maddeyle sürecek
'Stratejik yatırımcı, kreditör yabancı ve mutlaka Türk ortak'
Enflasyonda hedef '12'
Mucize temennisi ile gidiyor
Gerçek kâr için savaşacaklar
Bankacılığın itibarı için sorumluluk almaya hazırlar
Asiye değil ama, Türk Lirası kurtulacak
Faiz tamam ama asıl getiri borsada olacak
Eurobond artık riskli görünüyor
Bireysele 400 bin katılımcı bekleniyor
AB - Türkiye ilişkileri referans olacak
Holdingler iyimser! Ama...
Elektrikte üç yıllık tarife, enflasyonsuz fiyat dönemi
'Umutsuzluk inşaatına' 2004'te bir tuğla daha
İhracat pistinin yıldızı otomobil
Anneciğim Çinliler geliyooor!
Telekom'da 'tekelsiz' yıla giriyoruz
2004'te 54 milyar dolar ciro bekliyor
Turizm, 'daha iyi bir yıl' bekliyor
Yeni yılda yeni türler iyi para kazandıracak
2004 'kurşun geçirmez' bir yaşam arayışının ve duyguların yılı olacak
Her 'gayrimenkul'ün bir numarası olacak
İstikbalimdeki zerzevat
Yolsuzlukta kılıçlar çekilecek
Vergide yeni yasal düzenlemelere dikkat
Kamuflaj hallerden feminen hallere