En En sevdiği tablo, takvim yaprağındaki Van Gogh

En sevdiği tablo, takvim yaprağındaki Van Gogh

22.07.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

En sevdiği tablo, takvim yaprağındaki Van Gogh

En sevdiği tablo, takvim yaprağındaki Van Gogh


   
       
   
    Kamuoyunda, Eczacıbaşı adı sanatla, sanat etkinlikleri ile birlikte anılır. Eşiniz için de aynı şey söylenir. Sanatta daha çok hangi dalları seviyorsunuz?
    Resmi ve heykeli seviyoruz. Bu konularda okuyoruz. Türkiye'de ve yurtdışında olanak bulduğumuzda müzeleri, sergileri ziyaret ederek, son gelişmeleri izlemeye çalışıyoruz. Bu arada, Türk sanatçıların eserlerinden oluşan Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı'na ait kurumsal koleksiyonu ve yanı sıra, özel koleksiyonumuzu geliştirmeye çalışıyoruz. İkimiz de resmin sevildiği, duvarlarında yağlı boya tabloların bulunduğu evlerde büyüdük ve doğal olarak görsel sanatları sevdik diye düşünüyorum. Eczacıbaşı İlaç'ın resim koleksiyonu, Türkiye'nin ilk özel kurumsal koleksiyonlarından biridir. Oya'nın ailesinde ise, amatör ressamlar bile var.
   
    Görsel sanatlara ilginizi toplumla paylaşmayı da seviyorsunuz...
    Çağdaş sanatın bir toplumun kültüründe yer alabilmesi, benimsenmesi, bilinçli biçimde desteklenmesine bağlı. Sanat ve sanatçıların desteklenmesinde sorumluluk devlet ve özel sektör arasında paylaşılmalı. Destek yalnız devletten gelirse, sanatçının yaratıcılığı olumsuz etkileniyor. İşte sizin toplumla paylaşmak biçiminde tanımladığınız çalışmalarımızın nedeni bu.
   
    Son yıllarda bu kapsamda yer alan projeleriniz neler? Yeni hazırlıklar var mı?
    Resim koleksiyonumuzu, yaşayan ve çoğunlukla genç sanatçıların eserlerine ağırlık vererek, belirli bütçeler içinde geliştirmeyi sürdürüyoruz. çeşitli vesilelerle, geniş bir izleyici kitlesini hedef alan özel sergiler düzenliyoruz. Bu kapsamda, 2001 yılında, New York'ta yaşayan ünlü sanatçımız Burhan Doğançay'ın bir retrospektif sergisini düzenledik. Serginin kapsamlı bir kataloğu da yapıldı. Dolmabahçe Kültür Merkezi'ndeki sergi, farklı toplum kesimlerinden gelen izleyicilerin büyük ilgisini çekti. Ayrıca, Vitra kuruluşumuzun gezici sergi olarak kullandığı TIR aracı içinde düzenlediğimiz sergiyi, Anadolu'nun çeşitli yerlerindeki okul ve üniversitelere gönderdik. Oradaki ilgi daha da büyük oldu.
   
    Görsel sanatların desteklenmesi konusuna epey bir zaman ayırıyor olmalısınız...
    Hem Holding hem de Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı bünyesinde bu işlerle uğraşan profesyoneller var. Ancak toplum hizmeti kapsamında yer alan çalışmaları da iş yaklaşımı ile yürütmeye dikkat gösterdiğimiz ve işimizin bir parçası kabul ettiğimiz için, biz de ciddi vakit ayırıyoruz.
   
    İnternette sörf yapıyor
    24 saatinizin ne kadarını sanatla ilgili çalışmalara ayırıyorsunuz?
    Bazen hiç. Yoğun çalışma temposu içinde bazen ilgilenemiyorum. Ama normal bir gün içinde en azından internetten sanat olaylarını izlemeye birkaç saat ayırabiliyorum. Eczacıbaşı Sanal Müzesi, 1999'dan bu yana, bir görsel sanatlar belleği oluşturmak amacıyla çalışıyor. Hemen her hafta açılan yeni sergiler, eğitim çalışmaları, atölyelerin tanıtımı gibi etkinliklerle bir çağdaş sanat müzesinin işlevlerinin önemli bir bölümünü yerine getirmeye çabalıyor. Tabii eseri gerçekte izlemek çok farklı. Ama çeşitli sanat eserlerini izleme imkânı veriyor. İnternette ilginç sanatçılar ve eserleri ile karşılaşıyorum.
   
    'Vitra, lokomotifimiz'
    Görsel sanatları işinizin bir parçası olarak kabul etmenizde, seramik yapı malzemeleri gibi tasarımın son derecede büyük önem taşıdığı bir alanda da girişimlerinizin bulunması bir etken mi?
    Aslında Eczacıbaşı resim koleksiyonunun başlangıcı, Vitra'nın bulunmadığı döneme kadar uzanır; ama, gerçekten de Vitra bugün topluluğumuzun plastik sanatlar alanındaki lokomotifidir. Vitra Seramik Sanat Atölyesi'nin yanı sıra Eczacıbaşı Sanal Müzesi'nin ana destekçisi de Vitra. Bunda, seramik üretimi ile, görsel sanatların bir dalı olan tasarımın iç içe bulunmasının etkisi kuşkusuz var. Vitra gibi, AB ülkeleri ve ABD gibi çok sayıda ülkeye ihracat gerçekleştiren bir kuruluşun, tasarımda çok ileri adımlar atmaması düşünülemez.
   
    Vitra tasarım alanında ne gibi çalışmalar yürütüyor?
    Örneğin Vitra Seramik Sanat Atölyesi, bir yandan, her yıl düzenlediği "Kişisel İzler" başlıklı sergilerde seramik sanatçılarının son dönem yapıtlarını bir araya getirirken, bir yandan da seramiğin diğer disiplinlerle ilişkisini güçlendirmek ve farklı bakış açıları kazandırmak amacıyla projeler üretiyor. Bu amaçla, 2000 yılında bir grup ressamla çalışarak "Tualden Toprağa" sergisini gerçekleştirdi. Bu yıl da seramik sanatını karikatür sanatıyla buluşturdu.
    Seramik sağlık gereçleri alanındaki rekabet, artık, ürünlerin maddi kalitelerinden çok, işlevlerine ve estetiğe bağlı hale geldi. Sonuç olarak mimarlar tarafından kullanılan bir ürünün güzelliğinin önem taşıması, çok doğal. İşte bu nedenlerle, seramik sağlık gereçleri sektörü, dünyada tasarımın, üretilen ürünün değerini ve rekabet gücünü en çok belirlediği üretim dallarından biri oldu.
    Vitra'nın tasarımda ileri olması yetmiyor; rekabet avantajı sağlayabilmesi için, çok da hızlı olması gerekiyor. Bu nedenle Vitra'nın, dünyadaki sağlık gereçleri üreten kuruluşlar arasında en zengin ürün geliştirme kadrosuna sahip bulunan bir altyapısı var.
   
    Hangi tasarımcılarla çalışıyorsunuz?
    Tasarım anlayışına yeni boyutlar kazandırmak için dünyadan ve Türkiye'den farklı kişi ve kuruluşlar Vitra'ya katkıda bulunuyorlar. Vitra'nın birlikte çalıştığı uluslararası tasarım kuruluşlarının önde gelenleri, ID Design, NOA, Pilots Product Design & Engineering, Well Design ve 3-BPO Design. Uluslararası üne sahip tasarımcılar ise, Ambrogio Rossari, Ayşe Birsel, Gamze Türkoğlu Güven, İnci Mutlu ve Defne Koz. Vitra yıllardır, bu kişi ve kuruluşların tasarladığı ürünlerle başarılı sonuçlar aldı. Birçoğunun üretimi süren bu tasarımların yanı sıra, bir Alman tasarım kuruluşu olan NOA'nın imzasını taşıyan "Matrix" serisi yabancı pazarlarda son yılların en yüksek performansına sahip ürünümüz oldu.
   
    Neden ismi Matrix?
    Banyo takımlarını oluşturan ürünler geçmişte, çeşitli isimler altında kendi içlerinde uyumlu seriler olarak pazara sunuluyordu. Matrix konsepti ile bu yaklaşıma bir yenilik getirerek, kullanıcı ve mimarlara bir takımın her parçası için çeşitli seçenekler sunuyor. Böylelikle kendi ideal tasarımlarını yapmalarına olanak sağlıyor.
   
    Matrix filmiyle bir ilgisi var mı?
    Hayır hiç bir ilgisi yok.
   
    Matrix filmini seyrettiniz mi?
    İlkini seyretmiştim. İkincisini henüz seyretmedim. Vakit bulursam seyretmek istiyorum.
   
        Sizi büyüleyen bir tablo var mı?
    Okul yıllarında duvarımda asılı bir takvimde Van Gogh'a ait bir tablo vardı. "Yıldızlı Gece" tablosu. Benim için çok önemli bir tabloydu. Ancak yine de beni büyülen tek tablo var diyemem. Bu konuda ayrım yapmıyorum. özellikle resim ve plastik sanatların çeşitli dallarıyla ilgileniyoruz. Modern resim koleksiyonumuz gibi klasik resim koleksiyonumuz da var. Hepsinin ayrı ayrı tadına varılabileceğini düşünüyorum. Nejat Eczacıbaşı Vakfı'nın koleksiyonu kurumsal koleksiyonlar arasında ön plana çıkıyor. Belli bir amacı var. Türk resminin zaman içinde gelişimini kapsayan önemli bir koleksiyon. Son senelerde daha fazla genç sanatçıları desteklemeye yönelik bir koleksiyon niteliğine büründü. Eşim Oya ile birlikte, içinde eski eserlerin de yeni eserlerin de olduğu kendi koleksiyonumuz da var.
   
    Bir yatırım aracı mı sizin için?
    Yatırım aracı diyemem. Ancak bu konuda yapılan harcamanın iyi seçilmiş, sağlam bir yere yapıldığını bilmek, koleksiyonere ayrı bir haz verir. Bu da bir gerçek. Yoksa bu yatırımdan kar etmek değil amaç. Ne özel ne de kurumsal koleksiyonumuz için, paraya çevirmek, değerlenmesini bekleyip satmak gibi amaçlarımız yok.
    Ama harcamaların, kaybolmayan değerlere yapıldığını bilmek, tabii ki işadamı görüşüne uyar.
   
    En beğendiğiniz ressam hangisi?
    Buna da tek bir ressamla cevap veremem. Ama koleksiyonumuzun belirli sanatçılarda yoğunlaştığı söylenebilir. Ağırlıklı olarak Fikret Mualla, Burhan Doğançay, Turhan Erol, Orhan Peker, Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun eserleri var. Hepsi aynı değeri taşıyor. şu anda genç sanatçılara yönelen bir politika izliyoruz. Böylece genç yeteneklere destek sağlayacağımıza inanıyoruz.
   
    Sizin herhangi bir sanatsal yeteneğiniz var mı?
    Keşke olsa ama maalesef yok.
   
    Sanatsal yeteneklerle doğmak ister miydiniz?
    üstün sanatsal yeteneklerim olsun isterdim ama sıradan bir sanatçı olmak da istemezdim. Bunu da baştan bilemezdim tabii.
   
    Yurtdışına çıktığınızda neler yapıyorsunuz?
    Genellikle müzeleri geziyoruz. Eşim müze konusunda yüksek öğrenimini yaptı. Müze yönetimi dersleri veriyor. Bu yüzden, ben sanat eserlerine, Oya ise daha çok müzelerin nasıl düzenlendiğine, aydınlatmasına ısıtmasına, eserlerin nasıl korunduğuna bakar.
   
   

BUSINESS


'Gökyüzü altındaki her yer CEO'nun ofisidir'
Peygamberler de CEO muydu?
Züğürt Ağa'yı kaburgaları kurtardı...
PROJE'KTÖR SELİM
Bebek işi deyip geçmeyin dev fırsatlar sizi bekliyor...
Çalışan annenin evine mama servisi
Yaşgünü kutlama şirketi kurdu
Risk Var Sermaye Yok
Beyti'nin 'iş ilkesi'
'IMF'de parayı veren konuşuyor'
'Bu çay, çay değil'
'İkinci bahar'ı satıyorlar
Ek Emlak ve Motorlu Taşıtlar Vergisi'ni gider yazan, yüzde 30 daha az ödemiş olacak
Kalbinin sesini dinledi, başardı
Filiz Şahenk'in babası Ayhan Şahenk'ten aldığı ders: Gözünüzü kötüye alıştırmayın
Özel uçak sahibi olmaktan utandı filo satın aldı
7.3 milyon dolar milyonerinin portföyü 27.2 trilyon dolar
Shell'in rafları Türkiye'den
Sanatçı doğmak isterdim ama sıradan değil...
'Niş ürününüz varsa, bu işe hemen girin'
Entel Değil Dantel Erkek