En İslami kesim ya da 'Türkiye'nin Pigmeleri'

İslami kesim ya da 'Türkiye'nin Pigmeleri'

05.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

EDİTÖRDEN

İslami kesim ya da Türkiyenin Pigmeleri





Haftalar önce 'Türkiye'de Müslüman kimliğine vurgu yapan kişilerin yeme içme tarzlarından giyimlerine kadar yaşadığı değişimi' inceleyen bir kapak yapmaya karar verdik. Bu çalışma sırasında duyduğum en ilginç cümle, adını yazma konusunda izin alamadığım AKP'li ünlü bir kadından geldi: 'Türkiye'nin Pigmelerini, başı örtülü kadınlarla, erkekleri inceleyeceksiniz yani. Ne kadar ilginç! Tabii ki biz de herkesin giydiği iddialı markaları giymeyi, yemek yediği iyi lokantalarda yemek yemeyi seviyoruz. Ama inançlarımız çerçevesinde'. O ismini vermedi ama İslami kesimden onlarca kişi Eylem Türk'e konuştu. Ve bir zamanlar 'mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi' diyen 'bir lokma bir hırka' felsefesini benimseyen bu kişilerin nasıl dönüştüklerinin hikayesi çıktı ortaya...
Bu arada bilmeyenler için biraz 'pigme' kelimesini açayım. Ansiklopediler 'yetişkin erkeklerinin boyu 1.50'nin altında olan topluluğun bireyleri' olarak özetliyor. Ama tabii AKP'li hanımefendinin kullandığı 'Türkiye'nin Pigmeleri' lafının gerisinde farklı anlamlar yatıyor. Kendilerini incelenecek, sanki toplumun çok dışındaymış gibi algılayan kesimlere bir kızgınlık, kırgınlık seziliyor bu cümlede.
Aslında her iki taraf da haklı kendince.Yadırgayan da yadırganan da. Giyimiyle, yaşamıyla farklılaşan da, bu yaşamın kamusal alana taşınmasına izin vermeyen de, 'İnançlarımı yaşamak istiyorum' diyen de Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuriyet'e toz konmasın diyen de...
Sosyolog Nur Vergin Türkiye'de bugün yaşanan durumu, 'dini vecibelerini yerine getirmekten utanmıyorlar, meşreplerini gizlemeye de gerek duymuyorlar. Zengin olmaları özgüveni de artırdı. Sonuç olarak İslami yaşam biçiminin görünürlüğü arttı' diye özetliyor. MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu 'markalaşmayı önce erkekler başlattılar. Ardından kadınlar takip etti. Bu kesim kendi sosyetesini yarattı mı? Bu soruya 'hayır' diyemiyorum. Yine de markayı öğrenmiş kişileri İslami sosyete olarak değerlendirmek yanlış bana göre. Evet, bu kesim değişti ve gelişti. Önemli olan dejenere olmamak' şeklinde konuşuyor.
Kısaca Türkiye'nin vitrinindeki yüzler değişiyor. En önemlisi ezber bozuluyor. 'Tekbir'den giyinirler, Caprice'de tatil yaparlar, kadınlar araba kullanmaz, alkollü yerde yemek yemezler' gidiyor, 'Ermenegildo Zegna, Ninna Ricci, Prada Cerutti, BMW' geliyor.



BUSINESS