Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğru söze ne denir!.. “Kriz ve baskı, antrenörlük hayatım boyunca kan kardeşim oldu” cümlesi tüm teknik direktörlerin kaderi ve Mustafa Denizli’nin kariyer özetidir.
Kimi altında ezilir... Ama Denizli, kriz ve baskıyı avantaja çeviren nadir futbol adamlarımızdan biridir.
Krizi kendisi yaratmaz, baskı istemez...
Lakin varsa, keyifle üstesinden gelir. Hem de krizin ve baskının kaynağına cesaretle yürürken gülerek, espri yaparak, sloganlar üreterek.
Mustafa Hoca’nın “Hepsini aşmak için geldim Galatasaray’a” mesajını boş bir özgüven patlaması veya tutulamayacak vaatler kategorisine sokacak tek Allah’ın kulu yoktur bu alemde.

Haberin Devamı

Ancaaak...
Galatasaray’daki kriz Mustafa Denizli’nin bile envanterinde rastlanan cinsten değil!
Zaten çözecek insan kendisi değil.
Yönetim ile eski hoca arasında mesele. Futbolcular da taraf... “Roma’nın son günleri”ne ithaf!
Mustafa Denizli, bu kavgada yönetimin elini güçlendiren unsurlardan biri sadece.
Bakın; bir takım kötü gider, kötü oynar, sorunlar yaşar; hoca değiştirilir.
Galatasaray, hiçbir somut gerekçe yokken Hamza Hamzaoğlu’ndan kurtulmak istemiş ve yerine koyduğu Mustafa Denizli’nin sandalyesinden bir ayağı eksiltmiştir en baştan.
Denizli diyor ya “Gerekirse kariyerimi riske atacağım yer Galatasaray’dır”... Atmıştır zaten!
Hamza Hamzaoğlu’nun değiştirilmesine tepkiler “fısıltı” dozunda kalıyorsa, sebebi yerine gelen Denizli’nin kariyerine saygıdır.
Herkesin bildiği bir sırrı söyleyeyim size!.. Hamzaoğlu’na haksızlık yapıldığını düşünen her Galatasaraylı’nın öfkesini yönlendireceği kişi ne başkan, ne yönetimdir; artık Mustafa Denizli’dir.
Ve Galatasaraylıların tümü sahada gördükleriyle mutluluktan uçacak duruma gelmeden düzelmeyecektir bu önyargı.
“Yahu bunları her hoca yaşadı” demeyin sakın!
Çünkü bitmedi...

Galatasaray yönetiminin Hamzaoğlu’na yaptığı yanlışı “gerekçelendirmek” çabasına düştüğü gibi ipuçları var gündemde.
Menajer “60 milyonluk futbolcuyu 500 bin’e getiriyordum, kabul etmedi” diyor Hamzaoğlu için. Galatasaray’ın eski sportif direktörü onaylıyor.
Nedir mesaj; Hamzaoğlu futbolcudan zerre kadar anlamıyor.
Atletico yenilgisinden sonra Sneijder çıkıyor, “doğru dürüst çalışmıyoruz” diyor... Ve Sneijder’in hoca değişikliği arifesinde Başkan Dursun Özbek ile özel bir görüşme yaptığı ortaya çıkıyor.
Ardından başka futbolcular... Ağzını açan eski hocayı kötülüyor.
Sabık hoca hocalıktan da bihabermiş meğer!
Ne geliyor sizin aklınıza?
Doğru söylüyorlarsa, üç kupayı nasıl aldılar o hocayla?
Durumdan vazife çıkarıp Mustafa Hoca’nın gözüne girmek istiyorlarsa, asıl Hamzaoğlu’na değil Mustafa Denizli’ye haksızlık ediyorlar ve zekasını hafife alıyorlar.
Şayet, Galatasaray Başkanı ve yönetimi Hamzaoğlu konusunda kafalardaki tereddütleri silmek için futbolcuları kullanıp gidenin arkasından konuşturarak toplum mühendisliğine soyunmuşlarsa, yandı gülüm keten helva... Değil mi?

Haberin Devamı

Mustafa Denizli’nin kriz ve baskı tanımını kat kat aşar bu mesele.
Denizli’den sonra da sürer, gelecek üç başkan bile düzeltemez yalama olan çarkları.
Galatasaray’da sonun başlangıcı olur ki, bu futbolcular gittikten sonra izlerini silmek, kimyayı düzeltmek, bir nesle mal olur.
Dikkat edin; yapmışlarsa diyorum.
Asla inanmak istemem futbolculara “eski hoca hakkında konuşun” emri verilmesine ve futbolcuların da bu emre itaat etmesine.
Lakin, bugüne kadar takımı alenen mahveden hocaların bile arkasından böyle konuşamadı eski talebeleri. Hiçbir takımda... Emri falan bırakın... En azından, “Galatasaray’ın hali” futbolculara bu ortamı yaratıyor olmalı. En başta kulübün hiyerarşisi sorgulanmalı... Bu da Denizli’nin işi değil.
Mustafa Denizli’ye bir soruyla bitirelim:
Yeni hoca, eski hocanın ipliğini pazara çıkarmaktan çekinmeyen futbolcuları ile kader birliği yaparken çekinmez mi?