Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olay vahim değil... Feci. Korkunç. Korkulan ötesi.
Fenerbahçe’yi geçin, memleket meselesi...
Resmen toplu cinayet girişimi.
Sonunda eşkıya Karadeniz’e indi, futbolu dekor, Fenerbahçe’yi hedef yaptı, taşı çakıyı bıraktı, kurşun sıktı.
Hem de Viyadükte. Hem de pusu kurup...
Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüsün şoförünü vurup, takımı toptan yok etme planı işlemediyse ne cevval emniyet güçleri sayesinde, ne koruma önlemleri yüzünden, ne de suikastçının acemiliğinden.
Sadece şans kurtardı.
İstese bir veya birkaç futbolcuyu vurabilirdi saldırganlar. Veya teknik direktörü, ya da birkaç yöneticiyi.
O yetenekleri var. Techizat da tamam!.. Hesabını yapmışlar. Otobüsü kontrolden çıkarıp gerisini yerçekimine bırakarak yedeklerine kadar katliamı planlamışlar.
“Temiz iş” yani!
Söz bitti.
Katil var.
Azmettiren olmalı.
Katliam kokuyor artık kramponlar, otobüsler, deplasmanlar.
Ağır ateş altında futbolcular.
Gole şevrotin(dokuzlu) sıkıyorlar ya... Yaban domuzuna sıkmaya acır insan.
Biliniz ki, kurtulan bir tek Fenerbahçe takımı değil.
Hepimiz!
Memleketin futbolunu, memleketin huzurunu, sokakları, statları, belki genel seçimi bile şans kurtardı. Zaten düdüklü tencereye çevrilmiş ülkeyi bir de “Fenerbahçe katliamı” ne hale getirebilirdi; düşünüyor musunuz?
Sonuçta bir Süper Lig takımı, otobüsü kurşunlanıp geride bir gazi bıraktıktan sonra zırhlı araçlarla ayrılabildi maç yaptığı topraklardan.
Her rekabet cinayet getirmediğine göre, elbette bir sebebi olmalı değil mi?
Saldırının Rize’den Trabzon’a yaklaşırken meydana geldiğini, kafile başkanı Mahmut Uslu’nun “tehlikeli bölgeye girdik” cümlesiyle böyle bir ihtimali hesap ettiğini düşünürsek, olayın Trabzonspor ile Fenerbahçe arasındaki üç yıllık itişmenin ete/kemiğe, kana/kurşuna bürünmüş hali olduğunu söylemek komplo teorisi sayılmaz.
Silah edinmiş bir meczubun işi bile olsa-ki, viyadükte pusuya yatmak ve hızla giden otobüs şoförünü vurmak pek kızgın meczup işine benzemiyor, hayli antrenmanlı biri gerektiriyor - onu tetikleyen iki kulüp arasındaki çekişmedir; burası kesin.
Gerisi, bu milletin içindeki psikopatların cüreti katsayısı ile orantılıdır.
Bundan sonra ne olacak peki?
“Devlet nerede” diye bağırmak da var ama yeni yasaklar, yeni kısıtlamalar kurşunla olmasa da açlıktan öldürür futbolu.
Çare, kulüplerin içindeki aklı başında insanların, kulüplere gönül vermiş normal insanların, akil adamların, “kendi kapılarının önünden başlayarak” futbolu zehirleyenleri süpürmesidir.