Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mesele “milli” ise ne kendimi ne de kalemimi tutamam ama “hayret”!.. Üzerimde bir rehavet; hatta keyifli hissettim için için... Cayır cayır orman yangınına “doğa kendini yeniliyor” memnuniyeti ile yaklaşan bilim adamı sükunetiyle karşıladım Mesut Özil vakasını...
Hatta, “beyaz adamın” istilasından önce çıkardıkları kontrollü yangınlarla Amerika ormanlarını cennet bahçesi haline getiren “Kızılderili bilgeliği” ile!
Belki kızdım, üzüldüm ama bu duygular daha alt sıralarda.
Neden mi?..

Birincisi... Avrupa’nın göbeğine kurulmuş, yarınından endişesiz, zengin, üretken insanların Almanyasında bile bol miktarda ilkel/salak varmış! Dış ticaretin milyarlarca “artı” vermesi, teknolojinin zirve yapması, bilimin sanatın özgürlükle taçlanması, medeniyet denklemini tamamlamaya yetmiyormuş demek.
Bu cümleleri hak etmeyen Almanları tenzih ederim...
Ama olaya futbol parantezinden bakınca, federasyon başkanından en büyük kulübün başındakine, pek çok üst düzey Alman’ın sokaktaki dazlaklardan farkı olmadığı ortada.
Adamı yolculukta veya kumarda tanırsınız ya...
Bunları da yenilgide anladık. Dünya Kupası’ndan elendiler, ilk işleri daha önce Dünya Kupası kazandırmış futbolcuları, kökenleri yüzünden aşağılamak, aforoz etmeye yeltenmek oldu.
Irk ve din farkı yüzünden insana çentik atandan “ne kadar sporcu, spor adamı, yönetici veya seyirci olur” konusu, kıymetli Alman üniversitelerinin araştırmasına muhtaçtır.

Haberin Devamı

İkincisi; Mesut Özil’in duruşu...
Çocuk, seviyeyi düşürmeden, efelenmeden, diş gıcırdatmadan, yumruk sıkmadan öyle bir şamar attı ki, kendisini siyaset/inanç/köken sosuyla ızgaraya koymaya kalkanlara, yiyemediler! Hepsinin hem eli hem dili yandı; bize de keyifle izlemek kaldı.
Nesine kızayım kariyeri bitmiş, sadece Almanya’ya değil Dünya’ya rezil olmuş futbol adamlarının.
Ayıklasınlar şimdi pirincin taşını.
Futbol üzerinden ırkçı ve karşıtları olarak karpuz gibi ikiye böldükleri kendi kamuoylarını nasıl yapıştıracaklar?
Alman futbolunun dinamosu olmuş Türk kökenli genç yeteneklere, bir daha Alman milli forması nasıl giydirecekler?
Dünya’nın 80 sene önceki sabıkalarını hatırlamasına nasıl engel olacaklar?
İlkellik ve salaklıklarını nasıl tevil edecekler?

Haberin Devamı

Ve üç...
Şayet futbolda Nobel Ödülü verilseydi, yerel ve kıtasal futbol uleması ile tribündeki yandaşlarının baskılarına karşı yiğitçe savaşı nedeniyle, Mesut Özil “insan hakları” dalında kucaklamıştı heykelciği...
Yani Türk kökenli bir Dünya vatandaşı daha Nobel almış gibi geliyor bana. Hem de tüm ezilen, hor görülen, sömürülürken bile saygı gösterilmeyen insanlar adına eylem koymak gibi şerefli ve cesur bir sebepten.
Göreceksiniz... Hem Mesut’un hem Almanya’nın futboldaki özgül ağırlığı, hem de olayın muhatabı kişilerin sıradan insanlar değil futbol eliti olması yüzünden Dünya Futbol Tarihi’nde bir kavşak noktası olacak Mesut Özil vakası. Pek çok şey bir daha bozulmamak üzere düzelecektir.
Yapan da Zonguldak Devrek ilçesi Hışıroğlu köyünden Özil Ailesinin Gelsenkirchen doğumlu evladı olacaktır.
Gel de memnun olma!
Haklıyım galiba... Mesel “milli” ama burada kaybeden, Özil’e bu kararı aldıran adamların ait olduğu Almanya.
Kızması, çıldırması gerekenler, onların aklı başında hemşerileri ben değil.