Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhuriyet Tarihi’nin en vahim kumpasını sezen, direniş bayrağı açan ve bu direnişi organize hale getirebilen ilk vatanseverlerdendi Fenerbahçe’nin eski başkanı Aziz Yıldırım.
Hem de nice galaksi apoletli paşalar kendilerini almaya gelen badem bıyıklı savcılara itaat ederken... Sessizliğe gömülüp pozisyon belirlemeye çalışan sarı-lacivert kanlı kırk yıllık dostlarından sportif rakiplerine kadar bir sürü aymaz, “suçlu olmasa ne işi var içeride” derken... Bir kupa memleket kadar önemliyken!
Akıbeti hızla müebbete doğru giderken sanık sandalyesinden doğrulup “ne şikesi memleket elden gidiyor” haykırışı onun en büyük kehanetlerinden biriydi.
Az daha gidecekti memleket elden.
Gitmedi ve direnişin çoban ateşini yakma şerefi ebediyen Fenerbahçe’ye kaldı.
***
Aziz Yıldırım’ın futbol parantezindeki gündelik öngörüleri her zaman tartışılabilirdi ama makro sportif tespitleri, hep kehanet düzeyindeydi.
Beş yıl önce “UEFA” çatırdayabilir dedi, Platini Fransız hapishanelerine kaçınılmaz ziyaretini biraz olsun geciktirmek için topladığı rüşvetleri avukatlara harcıyor şimdi.
Kumpasın merkezine konan Fenerbahçe’yi çok ayıplayıp Avrupa’dan men eden UEFA, Avrupa Şampiyonası’nı Katar’a satmış besbelli.
“Batıyoruz” dedi... Kendi israfını perdelemek için sandılar; hep birlikte battıklarını sonradan anladı rakipleri.
Keşke Ali Koç da onu dinleyip başkan olmak için bir dönem daha bekleseydi.
***
Sadede gelelim...
Basketbol koçu Ergin Ataman’ı “tescilli Fenerbahçe düşmanı” ilan eden de Aziz Yıldırım’dı...
Ki, Ataman o sırada ezeli rakibi Galatasaray’ı çalıştırıp Yıldırım’ın can simidi Fenerbahçe basketbol takımını zorlayan bir hoca olduğu için, eski başkanın tespitini hayli sübjektif bularak, sadece rakip kulübün başkanına laf yetiştirmesini ve bunu yaparken belden aşağı vurmasını eleştirmiştim Ataman’ın.
Hatta kantarın topuzunu kaçırdığımı düşünmüştüm biraz.
Ama Aziz Bey’in bir kehaneti daha yerli yerine oturdu.
Bugün çok iyi anlaşılıyor Ergin Ataman’ın Fenerbahçe ve başkanlarıyla itişmekten zevk alıp reyting çıkardığı. Adeta bu konu uzmanlığı!
Ben Ataman’ın Fenerbahçe seyircisine, başkanlarına falan yürekten kızdığına inanmıyorum. Hatta seviyor olmalı onları!
Çünkü onlar sayesinde yıldızı parlak... Ve sayın Ataman ömür boyu Fenerbahçe karşıtlığının ekmeğini yiyecek. Dua etsin Fenerbahçe’de basketbol irtifa kaybetmesin. O zaman anti fenerli olmak para etmez. Şampiyonluklarının rengi solar.
***
Bu bir eleştiri değil, durum tespiti.
Zaten Fenerbahçe başkanları bir basketbol hocasının tuzağına düşüyor, onu muhatap alıyor, ona bol keseden popülarite sağlıyorsa, Ergin Ataman’ın çalıştırdığı kulüpler başkanından takımına kadar sinek ikilisi gibi etkisiz ve yetkisiz durarak “ben bizim şampiyonluğumuza katkısı var mı ona bakarım” diyorsa, bize söyleyecek laf kalmaz.
Bir tek Basketbola acırız o kadar!
Ergin Ataman’a kadar basketbol farklıydı... Tahsilliydi, ağır başlıydı. Tıpkı aktörleri gibi tartışmalarında bile bir seviye vardı. Stattan salona deplase olmuş küfürbazlar, nezih bir semtte lümpenlik yapan istisnalardı sadece.
Artık değil.
İleride basketbolu yazanlar, öngörüye değil özneye bakarak salonlardaki değişimi tarihlemek için “Ergin Ataman’dan önce-Ergin Ataman’dan sonra” ifadesi kullanacaklar ama Aziz Yıldırım’ın kehanetini de unutmasınlar.
Uyarmıştı.