Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir maçtan en çok ne kazanılırsa, Kasımpaşa’dan o kadarını söktü aldı Fenerbahçe!.. Hatta özel durumu sebebiyle çok daha fazlasını...
Neler yok ki, futbolun bu “noel sepetinde”...
Tempo, baskı, arzu, üç puan, puan cetvelinde tırmanma, şampiyon ortaklığı, seyirciyle barışma, özgüven hepsi bir arada.
Kazanç yolunda “hiçbir mazeretin arkasına saklanmama” gibi çok güzel bir futbol rozetini Fenerbahçe armasının yanına takması da cabası.
Yani Fenerbahçe gibi bir takımın olmazsa olmazı...

Fenerbahçe, sakat ve cezalı forvetleri nedeniyle maça “doğaçlama taktik” ve “anonim santraforla” 4-6-0 gibi başladı.
Tuhaftı...
Alper, kağıt üzerinde santrafor olmuştu. 10 numara değil de 9,5 numara sayılan Giuliano, Alper’in yanında ve bu kez 10,5 numara... Adam bir türlü küsuratsız oynayamıyor! Gümbür gümbür gol atıyor, numarası belli değil.
Sola yazılan Aatıf, Giuliano’nun eski yeri forvet arkası gibi, Roman, destek forvet rolünde... Şener de forvete dahil.
Fakat elden bir şey gelmezdi... Artık hem Fenerbahçe hem de kendisi tarafından beleş para alan “ıskarta adam” durumu kabullenilmiş Van Persie’ye kim güvenebilirdi?

Haberin Devamı

Ama takım tempo, istek ve baskıda bir basamak atladığı, belki de bu sezon ilk kez ciddi bir tribün desteği aldığı için oyun akışında, oyun üstünlüğünde bir sıkıntı olmadı Fenerbahçe’nin...
Ta ki, oyunu rakip kaleye yığdığında kaleye paralel ortalara bir santrafor gibi teknik dokunuşlar yapacak adam eksikliği çekene kadar.
Maçın ilk yarıda bitmeme sebebi buydu aslında.

Evet. Fenerbahçe baskılı oyunu ve kaybettiği topları rekor zamanda geri kazanmasıyla Kasımpaşa’nın öndeki atletik dörtlüsünü atıl duruma düşürdüğü gibi rakip kaleyi de zorladı durdu ilk yarı boyunca. Özellikle Dirar ve Şener’in kulvarından, onların şık futbollarıyla...
Sağdan en az dört gol pozisyonu yarattı ev sahibi, Aatıf’tan Giuliano’ya, Alper’den Dirar’a kadar ıskalayanlar veya dokunamayanlar sıraya girdi. O kadar pozisyona rağmen Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki ilk golü kornerden geldi.

Fenerbahçe üstündü ama futbolun cilveleri bitmedi. 46. dakikada serbest vuruştan Mensah Fenerbahçe barajının katkılarıyla skoru eşitledi.
Soyunma odasına girip çıkan Fenerbahçe’nin durumu kritikti... Soru nasıl devam edileceğiydi. “Yüklenmeye” devam mı, “eski alışkanlıklara esir olmak” mı?.. Her Fenerbahçelinin sorusu bu kadar kısa ve netti.
Yanıt Giuliano’dan geldi. Hem de iki kere!

Haberin Devamı

İkinci yarıda Giuliano art arda gollerini sıraladıysa, birinci sebep Fenerbahçe’nin bu yeni düzene ancak 45 dakikada alışması, ikinci neden ise ilk devreyi berabere kapatan Kasımpaşa’nın muhtemelen son dört maçtaki 10 puanlı yakın geçmişine güvenerek “kazanmayı” düşünmesiydi.
Kasımpaşa’nın boş bıraktığı yerler Giuliano’nun olmuştu artık.
67’de Aatıf bu kez tribünler tarafından alkışlanarak yerini Valbuena’ya bıraktığında Kasımpaşa teslim olmuştu. Artık rakip ceza alanına 5-6 futbolcusuyla giren Fenerbahçe karşısında yapacak bir şeyi yoktu.
Akıllı adam Valbuena... Noktayı da o koydu ki, “yokluğunda takımın kazanması” alışkanlık haline gelmesin!
Kasımpaşa’nın maçın sonunda gelen ikinci golü, ne skora dokunur ne de Fenerbahçe’nin kazandığı “artı” özelliklere.
Mutlu olmak artık serbest Fenerbahçelilere... Umut da...
Bunca “kontrollü” haftadan sonra hem serbest, hem hak, hem de şarttı şart!..