Siyaset Erdoğan'ın hedefinde yine Baykal ve Bahçeli vardı

Erdoğan'ın hedefinde yine Baykal ve Bahçeli vardı

23.03.2009 - 16:11 | Son Güncellenme:

.

Erdoğanın hedefinde yine Baykal ve Bahçeli vardı

BAŞBAKAN Erdoğan, Bolu mitinginde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yüklendi. Ankara- Eskişehir arasında hizmete soktukları hızlı treni hatırlatan Erdoğan, "Şimdi Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, buna binmeyecek misiniz? Bunu AKP hükümeti yaptı diye, bu hızlı trene binmeyecek misiniz? Gel bin be. Bak çağdaşlığı, modernliği gör. Oraya binmezsen ben seni mürteci ilan ederim. Asıl mürteci bunlar. Niye? Bilime karşı, gelişmeye karşı" dedi. Ekonomik krize de değinen Erdoğan, "Benim 'Teğet geçer' lafımdan rahatsız oluyorlar. Evet teğet geçecek. En az zararla bunu biz atlatacağız. Abarttıkları gibi birşey de yok ortada" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Bolu Hükümet Meydanı'ndaki mitingde yaklaşık 6 bin kişiye hitap etti. Eşi Emine Erdoğan ile birlikte kalabalığı selamlayan Erdoğan, küçük bir çocuğun verdiği Boluspor atkısını boynuna taktıktan sonra, soğuk hava nedeniyle paltosunu da giyerek konuşmasına başladı. Bolu'da 57'nci mitingini yaptığını hatırlatan Erdoğan, 6.5 yıldır hükümette, 5 yıldır da belediyelerde milletin verdiği yetkiyi yere düşürmediklerini söyledi. Erdoğan şöyle devam etti:

"Siz bize 'istikrar' dediniz, istikrarı tesis ettik. Siz bizden kalkınma istediniz, Türkiye'ye tarihinde görmediği hizmetleri taşıdık. Siz 'ilerleme' dediniz. Okul yaptık, üniversite yaptık, hastaneler, konutlar, barajlar, tüneller, yolar inşa ettik. Cumhuriyet tarihinde görülmeyen yatırımları bu 6.5 yıla sığdırdık. Siz bizden huzur istediniz, refah, adalet ve emniyet istediniz. Biz de Türkiye'nin huzurunu ve rehafını artırdık. Türkiye'yi adalet ve emniyet temelinde büyüttük. Yurt içinde ve yurt dışında dik durmamızı istediniz. Biz de başımızı öne eğmedik. Bu ülkenin, bu milletin başını öne eğdirmedik. Yurt içinde, yurt dışında vatandaşlarımızın başını öne eğdirmedik. Türkiye'nin itibarını büyüttük. Türkiye'nin saygınlığını artırdık. Ekonomiyi, demokrasiyi daha ileri noktalara taşıdık. Haksızlık karşısında susmadık. Zalimlerin karşısında sessiz kalmadık. Onurumuzla, şerefimizle dik durduk."

'BÖYLE MUHALEFET OLUR MU?'

CHP'nin tapusunun Baykal'da, MHP'nin tapusunun da Bahçeli'de olduğunu, AKP'nin tabupusun ise milletin elinde olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle dedi:

"6.5 yıl boyunca Türkiye'yi büyütmek, dünya devleti haline getirmek için canla başla gece gündüz çalıştık. Ne diyor muhalefet? Hakaretten başka birşey var mı? Çamur siyasetinden başka bir şey var mı? İftira siyasetinden başka birşey var mı? Baykal, 'Eğer AKP yüzde 52'nin altında kalırsa başarısızdır' diyor. Şimdi bir futbol takımı maça çıkarken mağlup olmak için çıkar mı? Galip olmak için çıkar. Ama Sayın Baykal, mağlup olmayı kabul etmiş de şimdi bir de kaç gol yiyieceğini konuşuyor. '3 mü yiyeceğim, 4 mü yiyeceğim, 5 mi yiyieceğim, ne kadar az gol yersem o kadar lehime' diyor. Böyle bir siyaset olur mu? Ben de diyorum ki; böyle muhalefete can kurban. Yeter ki böyle rakiplerimiz olsun. Onun için durmak yok yola devam."

BOLU DAĞI TÜNELİ'NDEN ÇIKAMADILAR

Başbakan Erdoğan, Bolu Dağı Tüneli ile ilgili konuşurken, MD+BOMD-BOMD+BOMD-BOMD+BOMD-BO'Bolu Dağı Tüneli'nin atıl kalan bölümünün patates veya hububat deposu olarak kullanılmasını' öneren Bolu Belediye Başkanı AKP'li Alaaddin Yılmaz'ı da eleştirmiş oldu. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz Ferhatız Ferhat, milletim de Şirin. Biz milletimize ulaşacağız. Nasıl Bolu Dağı'nı deldiysek, nasıl Ulukışla'nın o karlı dağlarını delerek geçtiysek, İstanbul'un 7 tepesini delip geçtiysek, delip geçeceğiz. Çünkü bize bu yakışır. Olmaz diye birşey yok. George yapıyor da Ahmet niye yapmasın. Onlar Bolu Dağı'nda, 'Bu tünele patates mi koysak' onu konuştular. 'Patetes deposu yapalım' dediler. Bir kısmı 'doğalgaz deposu haline mi getirsek' dedi. Biz ne dedik; Bolu Dağı virajlarından, cinayetlerinden, kurtulalım diye yapılmadı mı? Biz onun için gözden geçirdik ve 2007'de burayı açtık. İş bilenin kılıç kuşananın. 1983 Bolu Dağı Tüneli başladı, öyle kaldı. Ne hükümetler gitti. Hepsi o tünelin içinde kaldı, çıkamadılar, siyasiler oraya girdiler, orada kaldılar, çıkamadılar. Ama biz 3 bin 100 metrelik tünele girdik ve çıktık. Olay bu. Tek başına Bolu Dağı Tüneli'nin hikayesi yeter. Fazla birşey anlatmaya gerek var mı? Bolu Tüneli'nden geçen sadece Bolulu değil, herkes. Oradan geçen herkes, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini anlar. Bugün o tünel sayesinde yıllık kazancımız 40 milyon dolar. Sayın Baykal diyor ki; 'bu kadar borçlandınız, ne yaptınız? Bu tünelden hiç geçmedin mi? Bu tünelden bir geç. Sadece bunun getirisi 40 milyon dolar yılda."

ASIL MÜRTECİ BUNLAR

Ankara- Eskişehir arası hızlı treni yaptıklarını açıklayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Saatte 253 km hızla gidiyoruz. 1 saat 20 dakikada Ankara'dan Eskişehir'e gidiyoruz. Şimdi Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, buna binmeyecek misiniz? Bunu AKP hükümeti yaptı diye, bu hızlı trene binmeyecek misiniz? Bindiğiniz zaman ne diyeceksiniz? Gel bin be. Çok iyi olacak gel bin. Bak çağdaşlığı, modernliği gör. Oraya binmezsen ben seni mürteci ilan ederim. Asıl mürteci bunlar. Niye? Bilime karşı, gelişmeye karşı. Bin be. Marmaray'ı 148 yıl önce Sultan Ahmet Hamit hayal etmiş. Ama kimse yapamadı. Biz başladık. Şu anda İstanbul Boğazı'nın 82 metre derinliğinden tüpleri birleştirdik. 10 bin tüp birbirine birleşti. 13 kilometre uzunluğunda. Geçenlerde bakanımla beraber tüpün içine girdik. Üsküdar'dan Sirkeci'ye geçtik. İnsan hakikaten gururlanıyor. Şimdi bunun içinden hızlı tren geçecek. Biz bununla Londra'yı Pekin'e bağlayacağız. 2013'te bu başlıyor. Onlara çağrı yaptım. 'Bakın Türkiye'de ne oluyor görün' dedik. Bu da denizin altında. Dünyanın en derin tüneli bu. Gelin bunu bir görün. Gelemezler. 1'inci köprüye de karşı çıkan zihniyet. Bunlar 2'nci köprüye de karşı çıkan zihniyet."

79 senede yapılanları inkar etmediğini kaydeden Erdoğan, "Sayın Bahçeli, dürüst ol dürüst. Ben 79 senede bu ülkede yapılanları inkar etmedim. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana kim taş üstüne taş koyduysa ben saygı duyarım. Ben diyorum ki; Sayın Baykal, sen ne yaptın sen? Sen Maliye Bakanlığı yaptın, Türkiye'nin hali neydi? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptın, bu ülkenin hali neydi?" diye konuştu.

'17'NCİ BÜYÜK EKONOMİ OLDUK'

Hükümeti dünyanın 26'ncı büyük ekonomisiyken devraldıklarını, şimdi 17'nci büyük ekonomi haline geldiklerini söyleyen Erdoğan, "Dünyanın 17'nci büyük ekonomisi, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olduk. Şimdi böyle bir Türkiye var. Bugün AB katılım müzakerelerini eğilmeden, bükülmeden sürdüren bir Türkiye var. Bugün Kıbrıs'a hakettiği itibarı kazandıran bir Türkiye var. BM Güvenlik Konseyi'nin üyesi olan bir Türkiye var. Medeniyetler İttifakı'nda İspanya ile eşbaşkan olan bir Türkiye var. Bölgesel meselelerde arabulucu olan bir Türkiye var. Burası bize yetmez, biz burada duramayız. Biz 'Tamam' diyemeyiz. Biz 'Yeter' diyemeyiz. Biz yorgunluktan, bıkkınlıktan, rehavetten söz edemeyiz" dedi.

'BENİM AĞZIMIN TAPUSU SENİN ELİNDE DEĞİL'

Atatürk''ün vefatının ardından CHP'nin Atatürk'ün resmini Türk Lirası'ndan kaldırdığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kimin resmini koydular? İnönü'nün resmini koydular. Posta pullarından Atatürk'ün resmini kaldırdılar, İnönü'yü koydular. Devlet dairelerinden Atatürk'ün resmini kaldırdılar. Şimdi dün Çağlayan'da baya kızmış. Diyor ki 'İnönü'yü ağzına alamazsın' Benim ağzımın tapusu senin elinde değil ki. CHP'nin tapusu senin elinde bunu biliyoruz. Ama biraz insan haddini bilir. Biz tarihimizin güzelliklerini nasıl konuşuyorsak, yanlışlarını da konuşuruz. 'Daha ileri de niye gidemiyor' diyor. Onu da sana mı soracağım? Ben daha da ileri giderim. Sen açık konuş, net konuş. Sen geçmişinle hesaplaşabiliyor musun? 'CHP, Cumuhriyet'in kuruluşundan daha eskidir' diyor. Ne olmuş eskiyse, ne yaptınız yani. CHP aleyhinde konuşmak Atatürk'e hakaretmiş. Bir defa haddini bil haddini. O CHP, senin başında olduğun CHP değil, geç onu geç. Biz bu ülkede CHP'nin il başkanlarının valilik yaptığı dönemleri de tarih kayıtlarından iyi okuyoruz. İl başkanlarına valilik yaptırdınız bu ülkede. Sizin demokrasi anlayışınız bu."

Baykal'ı eleştirmeye devam eden Erdoğan, "Bu ülkede mazotu, benzini, gaz yağını karaborsaya düşürdün. Bu günleri çifti kardeşim biliyor. O dönemi yaşayan kardeşlerim biliyor. Bunlara 5 tane koyun teslim edin kaybeder gelirler. O dönemde Türkiye neler yaşadı. Bunlar gerçekler. Bunların belediyeciliği çöptür, çukurdur, çamurdur" dedi.

'BURASI GUGUK DEVLETİ DEĞİL'
Kocaeli'de Yuvacık Barajı'nın 4.5 milyar dolara mal olduğunu söyleyen Erdoğan, iki kat büyüklükteki barajı Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Yuvacık'tan yüz kat daha ucuza mal ettiğini ve iki kat daha fazla su rezervi bulunduğunu anlattı. Yuvacık'la ilgili suistimaller bulunduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Şu anda böyle birini CHP kalktı, yine büyükşehir belediye başkan adayı yaptı. Ondan sonra sıkılmadan meydanlara çıkıyor, kırtasiyeciden bir kırmızı dosya almış eline, onunla dolaşıp duruyor. Sayın Baykal, dosyanın içinde neler var, onu anlat. Dün Çağlayan'da konuşuyor. Dernekler varmış, organizeymiş, şuymuş, buymuş. Sayın Baykal, geç onu geç. Bu ülke hukuk devleti, burası guguk devleti değil, hukuk devleti. Elinde güvendiğin, inandığın dosya varsa savcıya git. Niye gitmiyorsun savcıya? Git savcıya, niye gitmiyorsun? Kardeşim bunlar palavracı. Hani Nasrettin Hoca'nın bir olayı var ya. Nasrettin Hoca'ya bir palavracı gelmiş, demiş ki 40, 50, 60 arşın atlarım. Nasrettin Hoca demiş ki 'Atla da görelim' Öyle deyince palavracı, 'Halep'teyken atlıyorum' demiş. Nasrettin Hoca boş durur mu, 'Oğlum' demiş, 'Halep oradaysa arşın burada. Atla da görelim.' Şimdi ben de diyorum ki 'Sayın Baykal, Halep oradaysa arşın Türkiye'nin hukuk devleti. Buyrun. göster, müracaatını yap. Ben inanıyorum ki benim milletim bu dosyalara da prim vermeyecek, bunların iftira at tutmazsa iz bırakır mantığını bu seçimlerde çökertecek."

BAHÇELİ'Yİ DE ELEŞTİRDİ

Daha sonra Devlet Bahçeli'yi eleştiren Erdoğan, "Ben Sayın Bahçeli'ye, 'IMF'den 30 milyar dolar aldınız' diyorum. Sayın Bahçeli buna itiraz etmiş ve dün bir açıklama yaptı. 'Biz 28.5 milyar dolar aldık' diyor. Ben onu da kabul ettim. Bize ne kadarla devrettin? 23.5 milyar dolar borçla devrettin. Biz bunu 8 milyar dolara indirdik. 16 tane banka kapandı döneminde. Başbakan Yardımcısıydın. Bunun bedeli 40 milyar dolardı. Kim ödedi bunu? Benim çiftçim, köylüm, işçim, memurun, Bağ-Kur'lum ödedi. Konuş, konuş, bunları konuş. Konuşamazlar. Bu dönemde bir tane banka var mı kapatılan? Biz bakkal dükkanı açar gibi banka açtırmadık. Varsa paran gelirsin açarsın. Açtırmadık" diye konuştu.

'EVET TEĞET GEÇECEK'

Dünyanın küresel bir kriz yaşadığını hatırlatan Erdoğan, "Kalkıp kalkıp işsizliği konuşuyorlar. Geçen hafta Amerika'da bir ekonomi dergisi kapak yapmış, işsilik krizi. İspanya'da işsizlik yüzde 15'in üzerinde. Amerika'da yüzde 8,1. Ve artış devam ediyor. Avrupa ortalaması yüzde 5'in üzerinde. Bizde yüzde 13. Niye bu kadar rahatsız oluyorsun. Biz çalışıp tekrar geriye indireceğiz. Benim 'Teğet geçer' lafımdan rahatsız oluyorlar. Evet teğet geçecek. En az zararla bunu biz atlatacağız. Abarttıkları gibi birşey de yok ortada. İşini bilmeyen başarısızlık varsa olabilir. Bizden önceki iktidar döneminde yüzlerce, binlerce, onbinlerce esnaf kapattı. 400 bini aşkın esnaf kepenk indirdi. Öyle gittik biz seçimlere. Benim milletim 5 yıl yetki verdi bunlara. DSP, MHP ve ANAP iktidarı 3.5 yıl dayandı. Bıraktıkalar, gittiler. Bu becereksizlik. Dayanamadı, tahammül edemediler" dedi.

"O kadar enteresan ki, sıkılmasalar kriz duasına çıkacaklar" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnanın durumları böyle. Onlar tahrip etti biz tamir ettik. Onlar borçlandılar, biz borç ödedik. Onlar bozdu, biz yapdtık. Onlar dağıttı, biz topladık. Kriz kriz kriz. Bununla prim yapamazsın. Milletim sana prim vermeycek. Gerçekler ortada. Biz bu krizi karşı 48 önlem aldık. Bu önlemleri de sürekli uygulamaya koyduk. En son 4 maddeden oluşan bir paket açıkladık. Otomotiv, toplu konut, beyaz eşya ve elektronik ile ilgili bir paret açıkladık. Piyasada ciddi bir hareketlenme başladı. Çiftilerin Ziraat Bankası'na olan borçlarının vadelerini uzattık. Krizin çalışanlarına, esnafa, çiftçiye yük olmaması için her türlü tedbiri aldık ve almaya devam edeceğiz."

'TELEVOLEDE, ÇARKIFELEKTE İYİ ARKADAŞLARIN VAR'

CHP Lideri Baykal'ın, Çarkıfelek ve Televole gibi programlara çıkmasını isteyen Erdoğan, "Şimdi tutturmuş, televizyon da televizyon. Ben de diyorum ki; Sayın Baykal, senin Çarkıfelek'te iyi arkadaşların var. Televole'de iyi arkadaşların var. Çık onlarla bir şeyler yap. Eğer haberim olursa ben de izlerim. Ama asıl şovu kim yapacak biliyor musunuz? Demokratik şovu benim milletim yapacak. Ne zaman? Pazar günü yapacak. Ama bu şovu da Sayın Baykal sen izle. Ortalıktan da kaybolma. 22 Temmuz'da 3 gün kayboldun. Kayıp ilanı verildi senin için. Kaybolma, çık meydana, dobra dobra meydanda görün" dedi.

AKP'nin milletle yürüdüğünün altını çizen Erdoğan, "Bunlar üçlü. CHP, MHP ve yandaş medya. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz yolumuza devam edeceğiz. Bizim işimiz var. Bunların attıkları iftirlara bakarsak, işimiz çok aksar. Benim milletim bu tür çirkin siyasete prim vermez. Vermedi, vermiyor" diye konuştu.

Erdoğan, 1 saat 15 dakika süren konuşmasının ardından Bolu Belediye Başkanı vea adayı Alaaddin Yılmaz için destek isteyerek, ilçe ve belde belediye başkan adaylarıyla el ele verdi. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, miting alanını dolduranlara karanfil attı. Bu arada ağaçların üzerine çıkarak, sigara içip Başbakan'ı izleyenler ile yazdıkları notları Başbakan'ın korumalara verenlar dikkat çekti. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı mitingde, Başbakanlık korumaları kalabalığın içinde yer aldı. Başbakan Erdoğan, daha sonra Düzce'ye geçti.