Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe, kendi evinde ağırladığı AEL’in maçın başlarındaki cılız direnişine karşın oldukça zengin bir futbol gösterisi, ilk yarıda şov halinde geçen hücum etkinliğiyle renklendirmekteydi Saracoğlu’ndaki müsabakayı...
Sadece beş-altı dakika süren AEL’in çıkışına Fenerbahçe orta alandaki kesif top hakimiyeti ile cevap veriyordu. Cristian-Meireles-Kuyt hatta Stoch’un top alışverişleri ve dikey kullanımdaki paslaşma gösterileri ilk 45’te iki güzel golün sahibi haline getiriyordu sarı-lacivertli ekibi...
Burada Kuyt’ın futbol özelliklerini dikkatle işaretlememiz gerektiğini sanırım... Bu futbolcunun formasına iyice ısınış havası dışında çabuk top kullanma ustalığını, boşa kaçıp kendini gösterme maharetlerini ve takımı ateşleme konusundaki profesyonelliklerini alkışlamak gerekir... İlk goldeki topu çalışı ve ilk filelere vuruşundaki bilgelik çok önemliydi doğrusu... Eğer vuruşu yerden yapsaydı AEL defans kalabalığına çok da doğal olmaz mıydı bu önemli Avrupa Şampiyonası’nda...
* * *
Maçın ikinci yarısında ilk devredeki iki farklı sonucu korumanın ince hesapları göze çarpmaktaydı Fenerbahçe’de... Yan-ileriye kullanılan “garanti paslar” dışında biraz da “zamana oynama” jokerini kullanmakta yani sarı-lacivertli ayaklar... AEL’in genelde sahada topsuz kalışındaki çaresizliği takımı sinirlendiriyor bu durum Sow’a son adam alarak faul yapan Ouon’ın kırmızı kartı yiyerek 10 kişi kalmasına kadar devam ediyordu Saracoğlu’nda...
Özetle Fenerbahçe’nin dünkü net galibiyeti yanında takım oyunu olarak da bütünleşmenin, yani defans-orta saha ve gol bölgelerindeki kaynaşmanın renklenip canlandığını söyleyebiliriz... Ancak ‘sol kanatta Stoch mu Caner mi’ sualinin net cevabını Aykut hoca da henüz bulmuş görünmüyor... Ayrıca Sow’un uçtaki iyi niyetlerine rağmen fiziksel yapısına bir türlü getiremediği çabukluk ve zindelik sorunu da bakalım hangi haftalarda giderilecek? Dünkü 90 dakikadan sonra umutla beklemekten başka ne yapılabilir ki!