Siyaset Erdoğan dünyaya seslendi: Derhal harekete geçin!

Erdoğan dünyaya seslendi: Derhal harekete geçin!

15.05.2018 - 19:56 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İngiltere Başbakanı Theresa May, Londra'da ortak basın toplantısı düzenledi. Cumurbaşkanı Erdoğan da 'Uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletleri zaman kaybetmeksizin harekete geçmeye, (Filistin'deki) bu zulme son vermeye davet ediyorum.' dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ ve PKK'lıların bulunduğu isimlerin listesini sayın May'e verdim" dedi. Theresa May; 'İsrail'den şiddeti durdurmasını istiyoruz.' dedi.

Erdoğan dünyaya seslendi: Derhal harekete geçin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletleri zaman kaybetmeksizin harekete geçmeye, (Filistin'deki) bu zulme son vermeye davet ediyorum." dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, İngiltere Başbakanı Theresa May ile bir araya geldi. İkili ve heyetler arası görüşmelerin ardından Erdoğan ve May ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan May'a sıcak misafirperverliği için teşekkür ederek, Birleşik Krallığı ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Türkiye'nin 24 Haziran'da yapılacak erken seçim sürecine girdiğine işaret eden Erdoğan, seçim sürecinin yoğunluğuna rağmen Birleşik Krallık ile ilişkilere atfedilen önem çerçevesinde bu ziyareti gerçekleştirdiklerini söyledi.

Birleşik Krallık'ın, 15 Temmuz darbe girişiminden sadece 5 gün sonra bakan düzeyinde Türkiye'yi ziyaret ederek gösterdiği dayanışmanın önemli olduğunu belirten Erdoğan, Kraliçe Elizabeth, Başbakan May ile görüştüklerini ve ikili ilişkileri derinlemesine ele aldıklarını aktardı.

Haberin Devamı

Erdoğan, görüşmede iki ülke arasındaki iş birliğini muhafaza etmek ve daha da geliştirebilmek için neler yapılabileceğinin değerlendirildiğini bildirerek, "Başbakan May'in Ocak 2017'de Türkiye'yi ziyareti sırasında oluşturduğumuz ticaret ve yatırım çalışma grubu önemli bir işlev görüyor. Ayrıca Avrupa Birliği ile Birleşik Krallık arasında Brexit bağlamında bir geçiş dönemi üzerinde mutabakat sağlanmış olmasını da memnuniyetle karşılıyoruz." dedi.

Birleşik Krallık'ın, Türkiye'nin Avrupa'daki en büyük ikinci ihraç pazarı olduğunu dile getiren Erdoğan, üç binden fazla İngiliz şirketiyle işbirliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.

İki ülke arasında 2017 yılında ticaret hacminin yaklaşık 16 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini anımsatan Erdoğan, "İkili ticaret hacmi için hedefimiz 20 milyar dolardır. Atacağımız ortak adımlarla bu hedefi gerçeğe dönüştüreceğiz. İki ülke katma değeri yüksek ürünleri birlikte tasarlayıp üretebilmeli ve üçüncü ülkelerdeki fırsatlardan da istifade edebilmelidir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ve İngiliz firmalarının beşinci nesil savaş uçağı olarak tasarlanan Milli Muharip Uçak projesinde işbirliği yaptığını, stratejik öneme sahip bu projeyi de ele aldıklarını söyledi.

Haberin Devamı

"Birleşik Krallık ile işbirliğimizi derinleştirmek istiyoruz"

Türkiye'nin uzun yıllardır PKK, DEAŞ, DHKP-C, FETÖ gibi eli kanlı terör örgütleriyle mücadele ettiğine işaret eden Erdoğan, "Bu terör örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi, örgüt mensuplarının mal varlıklarının dondurulması ve ülkemize iadesi başlıklarında Birleşik Krallık ile iş birliğimizi derinleştirmek istiyoruz." diye konuştu.

İki ülkenin İçişleri Bakanları tarafından güvenlik iş birliğine yönelik bir niyet beyanı imzalanmasından memnuniyet duyduklarını aktaran Erdoğan, güvenlik ve istihbarat alanlarında da yeni anlaşma metinleri üzerinde çalışmaların sürdüğünü açıkladı.

Erdoğan, iki ülke arasında müzakereleri tamamlanan kültür merkezleri anlaşmasının imzalandığını, böylece Londra'daki Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ile İngiliz Kültür Merkezinin statülerini hukuki bir çerçeveye yerleştirdiklerini dile getirdi.

"ABD, taraf olduğunu ilan etmiştir"

Haberin Devamı

Suriye, Irak, İran kapsamlı ortak eylem planını, Kudüs ve Filistin başta olmak üzere son gelişmeleri de ele aldıklarını bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasını, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma girişimini asla kabul etmiyoruz. ABD, bu girişimiyle Birleşmiş Milletleri (BM), BM kararlarını ve uluslararası hukuku açıkça hiçe sayarak, bölgedeki ihtilafın çözümünde bir arabulucu değil, taraf olduğunu ilan etmiştir. Kudüs'ün gerek BM kararlarıyla gerekse uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınmış statüsünü değiştirecek her türlü adımdan kaçınılması şarttır. Ancak Amerikan yönetiminin fütursuz politikaları, İsrail'i işgal, gasp ve şiddet yönünde daha da cesaretlendirmiştir. Nitekim dün 55 Filistinlinin, son aldığım rakam 60, hayatını kaybetmesine, birçoğu ağır olmak üzere 2 bin 500'ünün de yaralanmasına sebep olan saldırılar, işte bu politikaların sonucudur."

İsrail saldırılarında şehit olan Filistinlilere rahmet, yaralananlara acil şifa dileyen Erdoğan, bu vahşeti lanetledi.

Haberin Devamı

"İsrail orada işgalcidir ve terör estirmeye devam etmektedir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1948 yılında Filistin'in, hemen hemen İsrail'in işgal ettiği toprakların tamamında yerleşik durumda olan bir ülke olduğunu hatırlatarak, ondan sonraki süreçte İsrail'in belli bir oranda alarak, Filistin'in bir avuç yere sıkıştırıldığını söyledi.

İsrail'in de çok daha büyük bir alanın adeta işgalcisi olarak sahibi görünümüne girdiğini belirten Erdoğan, "Bunu kabul etmek mümkün değil. 'Güçlüyüm öyleyse haklıyım.' mantığıyla İsrail bölgede bu adımları atmıştır. Biz, İsrail'i şu attığı adımlarla haklı olarak kabul etmemiz mümkün değildir. İsrail orada işgalcidir ve terör estirmeye devam etmektedir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletleri zaman kaybetmeksizin harekete geçmeye ve bu zulme son vermeye davet ediyorum." dedi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, Amerika'nın büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararına ilişkin yapılan oylamada 128 ülkenin "hayır" dediğini hatırlatan Erdoğan, "Çıkan karar aslında böyle bir adımı engelliyordu ama bu başarılamadı. Niye? Amerika 'Ben güçlüyüm, öyleyse haklıyım.' diyor. Hayır sen haklı değilsin. Tarih seni affetmeyecek. Bu gerçeği göreceğiz. İsrail'i hiç affetmeyecek. Bunu da göreceğiz. Öyleyse bütün mesele, biz güçlüden yana mı yoksa haklıdan yana mı olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerini cuma günü İstanbul'da düzenlenecek olağanüstü toplantıya davet ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Dünyaya çok güçlü bir mesajı İstanbul'dan vereceğiz. Bu adımı orada atacağız." dedi.

Erdoğan, teşekkür ettiği Başbakan May'i, Türkiye'ye davet etti.

Sorular

Erdoğan, bir gazetecinin sorusuna, "Türkiye'de teröristlerden cezaevinde kaç kişi olduğuyla ilgili sizlere aktarılan bilgiler çok çok yanlış. Haber kaynaklarınız doğru değil. Teröristlerle gazetecileri birbirinden ayırın. Bankamatiklerde paraları götürenler, silahla yakalananlar, insan öldürenler ve bunlarla ilgili olarak 'gazetecidir' diye elinde bir kart var, bunlar için herhalde her taraf serbest değil. Şu anda yargımız teröre karışmış olanlarla ilgili olarak bu tür kararlarını vermiştir. Bunları kaynağından öğrenin." karşılığını verdi.

"Sağlıklı haber öğrenin ki sağlıklı haber üretin." önerisinde bulunan Erdoğan, dün de buna benzer bir soru sorulduğunu, gerekli cevabı verdiğini söyledi. Erdoğan, "Bu işin aslı budur. Teröristten gazeteci olmaz." dedi.

"Mücadeleyi veren biziz

"FETÖ ve PKK ile mücadele konusunda İngiltere'den hangi somut adımları atmasını bekliyorsunuz?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek FETÖ gerek PKK, bütün bunlarla ilgili isim listelerini Sayın Başbakan'a verdim." diye yanıtladı. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kendilerinden gerek FETÖ gerek PKK, bunların tarafımıza gönderilmesini istiyoruz. Onlar olacak ki biz teröre karşı ortak mücadeleyi ne yapalım, sürdürelim. Aksi takdirde bugün benim canım yanarken, yarın da İngiltere'nin canı yanar. Bunu görmemiz, bunu bilmemiz lazım. Bu konuyla ilgili bizim hassasiyetimiz çok yüksek. Mesela ben Sayın Başbakan'a şunu sorabilirim? 'Bugüne kadar kaç tane DEAŞ'lıyı öldürdünüz?' Var mı acaba. Ama biz sadece Cerablus'ta 3 bin DEAŞ'lıyı öldürdük. Mücadelemizi kararlı veriyoruz ama bizimle ilgili FETÖ, bazı çevreler, Batı, Türkiye'nin DEAŞ'ı sahiplendiğini, beslediğini söylediler. Halbuki mücadeleyi veren biziz. Ülkemizde mücadeleyi veren biziz. Buna rağmen, maalesef yalan yanlış haberler üretilmiştir. Biz şimdi listeyi Sayın Başbakan'a verdik.

Gerek istihbarat örgütümüz, gerek İçişleri, Adalet bakanlıklarımız irtibat halinde olacaklar. Temenni ediyorum ki bu tür insanlar, isimleri karşılıklı olarak birbirimize veririz. Böylece terörle mücadelemizi daha da kolay yaparız.

Erdoğan, yabancı bir gazetecinin "Sizce yabancı savaşçıların oluşturduğu tehdit ne seviyededir, sayı ne durumdadır?" sorusu üzerine, "Toplamda 6 bini aşkın bir defa yabancı savaşçıyı biz deport ettik. Bunları ülkelerine gönderdik ve bu konuda da çok disiplinli, kararlı bir şekilde hareket ediyoruz. Bunun dışında yine aynı şekilde yakalananlardan ülkemizde yargılananlar var. Bu konuda affımız yok." yanıtını verdi.

İİT'nin Olağanüstü Zirvesi'nde somut bir adım, bir eylem planının ortaya konulup konulmayacağına dair soru üzerine de Erdoğan, zirveden bir gün önce Dışişleri bakanlarının ön toplantı yaparak sonuç bildirgesinin hazırlıklarını gerçekleştireceklerini bildirdi.

Bu ortak bildiriyi, sonuç bildirgesi olarak cuma günü yayınlamış olacaklarını duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda bu konuda yayınlanan bir şey yok. Bunun içinde birçok şeyler söz konusu. Nedir bu? BM Genel Kurulu, BMGK... Burada öncelik hangisi olsun? Önce BMGK'ye mi bu götürülsün, yoksa direkt BM Genel Kurulu'nu mu toplantıya çağıralım, bütün bunlar bu çalışmaların içerisinde." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer taraftan Filistin'de ciddi manada yaralılar olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu yaralıların sevki söz konusu. Bunların önü açılmıyor. Bunların önünün açılması için de çalışmalar yapılıyor. İsrail şu anda bu yaralıların oradan çıkarılmasına müsaade etmiyor. Bu müsaadeyi yapmayınca birçoğu orada maalesef ağır yaralı, o yaralı haliyle ölüme terk ediliyor. Bütün bunlarla beraber şu anda biz İsrail Büyükelçisini zaten gönderdik. Bunun yanında şu anda bizim İsrail'deki elçimizi de biz değerlendirmelerde bulunmak üzere ülkemize çağırdık. Şimdi bu akşam bir gelişme daha duydum, onlar (İsrail) Kudüs'teki büyükelçimizle ilgili bir karar alma noktasına gelmişler. O karar eğer arzu etmediğimiz şekilde gerçekleşecek olursa, bizim de farklı yaptırımlarımız olacaktır. Onların da neticesini bekliyoruz. Bütün bunlarla beraber şu anda farklı ülkeler kendi büyükelçilerini çekmeye başladılar. Bunların üzerinde de cuma günü durmuş olacağız. Dünyaya bu konuyu en ideal şekliyle işleyeceğiz."

İngiltere Başbakanı May

İngiltere Başbakanı Theresa May, Gazze'deki İsrail saldırılarıyla ilgili olarak, "Gördüğümüz can kayıpları trajik ve son derece kaygı verici. Şiddet barış çabalarına zarar veriyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere Başbakanı Theresa May ile bir araya geldi. İkili ve heyetler arası görüşmelerin ardından Erdoğan ve May ortak basın toplantısı düzenledi.

May, Gazze'deki olaylarla ilişkin, "Gördüğümüz can kayıpları trajik ve son derece kaygı verici. Şiddet barış çabalarına zarar veriyor." ifadesini kullandı.

"Bütün tarafları ölçülü olmaya çağırıyoruz." diyen May, "Niçin bu kadar büyük miktarda gerçek mühimmat kullanıldığı dahil olmak üzere dün ne olduğu ve Hamas'ın bunda hangi rolü oynadığının, bağımsız ve saydam bir araştırma ile tespit edilmesi acil bir zaruret." şeklinde konuştu.

Başbakan May sözlerini şöyle sürdürdü:

"Filistinlilerin protesto hakkı var ama bu protesto barışçıl olmalı. Aşırı unsurların meşru protestoyu kendi amaçları için ele geçirmeye çalıştığından kaygı duyuyoruz. İsrail'in kendi sınırını koruma hakkını sorgulamıyoruz ancak gerçek mühimmat kullanılması ve neden olduğu can kaybı sorunludur. İsrail'i ölçülü olmaya çağıyoruz. İsrail'de ve İşgal altındaki Filistin topraklarında barış ve istikrar olması herkesin çıkarınadır."

"NATO müttefikleriyiz"

Erdoğan ile görüşmede ikili ilişkilerin geniş ve derinlemesine ele alındığını belirten May, "Öncelikle bizler ittifaka, ortak güvenliğimizi sağlamanın en iyi yolu olarak güçlü bir şekilde bağlı NATO müttefikleriyiz." dedi.

Geçen yıl ocak ayında Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretten bu yana her iki ülkenin de vahim terör saldırılarının hedefi olduğunu anlatan May, "DEAŞ askeri olarak yenildi ama Suriye ve Irak'tan çevreye yayılan yabancı savaşçıların teşkil ettiği riskin bilincindeyiz. Bunu karşılamaya yönelik bugün istihbarat paylaşımımızı biçimselleştirecek somut adımlar üzerinde anlaştık." diye konuştu.

Theresa May, iki ülkenin; Türk makamlarının, terör eylemi yapmasından kuşkulanılan bir İngiliz vatandaşını iade etmesi durumunda, bunu mobil cihazlardan alınan görüntüler veya görüşmelerin dökümleri ile yapması üzerinde anlaşmak niyetinde olduklarını aktararak, "Bu, bize zarar vermeye çalışanların mahkumiyetlerini temin etme çabalarımızı destekleyecektir." ifadesini kullandı.

İki ülkenin içişleri bakanlıkları arasındaki iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını teyit ettiklerini dile getiren May, "Bu, polis gücümüzün, sınır, gümrük ve sahil güvenlik kuruluşlarımızın terör ve para aklama, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ve silah ticareti gibi örgütlü suçla mücadelede bilgi paylaşımını nasıl daha kolaylaştırabileceğimize bakacağımız anlamına geliyor." diye konuştu.

DEAŞ ile mücadele

"Türkiye, İngiltere için hayati önemi olan birçok meselede cephe hattında bulunuyor." ifadesini kullanan May, Türkiye'nin DEAŞ'a karşı küresel koalisyonun önemli bir üyesi olarak Suriye'de de bulunduğunu kaydetti.

"Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben DEAŞ'ı yenilgiye uğratmak, savaşı sona erdirecek siyasi bir çözüme kavuşturmak ve Suriye’de, Türkiye’de ve bölgede istikrarı sağlamak konusundaki kararlılığımızı teyit ettik." diyen May, Suriye'ye insani yardım ulaştırılmasını teminat altına alma ihtiyacı üzerinde de görüş birliğine vardıklarını söyledi.

May, Erdoğan ile uluslararası insani yardım hukukuna ve sivillerin korunmasına Suriye'de bütün tarafların uyması gereği üzerinde de anlaştıklarını kaydetti. - Kimyasal silahlar

Duma'da ve Salisbury'de gerçekleştirilen kimyasal saldırıların da görüşmede ele alındığını dile getiren May, "İki olay açık bir şekilde büyüklük açısından farklı olsa da iki olay da kimyasal silahların kullanımını yasaklayan küresel normları dikkate almayan bir davranış kalıbının parçasıdır." görüşünü dile getirdi.

May, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bugün kimyasal silahların kullanılmasının menfur olduğunu ve asla kabul edilemeyeceğini içeren uluslararası normun ihyasının önemi üzerinde görüş birliğine vardık." diye konuştu. - "Türkiye'yi takdir ediyorum"

"Suriye'deki çatışma milyonlarca insanın hem Suriye içinde hem de ötesinde, yerinden olmasına yol açtı." diyen May, şunları kaydetti:

"Türkiye'yi 3 milyon 500 binden fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaparak ve 600 binden fazla Suriyeli çocuğu eğiterek gösterdiği olağanüstü cömertliğinden dolayı takdir ediyorum. Türk makamlarının bu sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak için sarf ettiği büyük gayreti teslim ediyoruz."

Theresa May, iki ülke arasında, bölgede kapasite inşasına ve göç akışının azaltılmasına dönük iş birliği yolları bulmak için üst düzey görüşmeler yapılması üzerinde anlaştıklarını da söyledi.

Ticaret

"İngiltere-Türkiye ortaklığının önemi, büyüyen ticaret ilişkimizle de kanıtlanıyor." ifadelerini kullanan May, "İngiltere ve Türkiye arasındaki ticaret 10 yılda yüzde 50'den fazla arttı ve 15 milyar sterlini geçti. Bunu geliştirmeye devam edeceğiz ve İngiltere'nin AB'den ayrılmasının ardından gelecekteki ticari ilişkimize bakacağız." diye konuştu.

May, Türkiye'ye geçen yıl yaptığı ziyarette, iki ülke arasındaki ticareti artırmanın ve liberalleştirmenin yollarını araştıracak bir çalışma grubu kurulması üzerinde anlaşmaya varıldığını hatırlatarak, "Yetkililerimiz, ilişkimizin üzerinde serpileceği sağlam bir zemin inşa etmek için çalışmayı sürdürüyor." dedi.

Savunma iş birliği

Türkiye ziyareti sırasında BAE Sistemleri ile TAİ'nin de Türkiye'nin muharip uçağı TFX'in tasarım öncesi aşamasında iş birliği anlaşması yaptığını ve 100 milyon sterlini aşan bir sözleşmenin de ağustos ayında imzalandığını hatırlatan May, şunları kaydetti:

"Bu, yeni bir iş birliği ve diyalog çerçevesi kuran, savunma bakanlıklarımız ve hava kuvvetlerimiz dahil olmak üzere yeni ve eşsiz bir hükümetler arası anlaşmayı da içeren derin ve kalıcı bir savunma ortaklığının başlangıcı oldu. Bugün, bu projenin sonraki aşamasını müzakere edebiliyoruz. Rolls Royce TFX muharip uçağının motorunun ortak tasarımı için teklif verdi. Bu, İngiltere'de ve Türkiye'de uzay mühendisliği kapasitesini ve istihdamı geliştirmeyi destekleyecektir."

Darbe girişimi

15 Temmuz darbe girişimine değinerek "İngiltere, Temmuz 2016'da demokrasisi saldırıya uğradığında Türk halkının yanında yer aldı." ifadesini kullanan May, "Demokratik olarak seçilmiş hükümeti devirmeye çalışanları adalet önüne çıkarmak doğrudur. Ancak, başarısız darbe girişiminden, Suriye sınırının ötesindeki istikrarsızlıktan ve terörizmden dolayı olağanüstü baskıyla yüz yüze olan demokrasi savunulurken, Türkiye’nin savunmayı istediği değerleri gözden kaybetmemesi de önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.

May, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde, demokratik değerlerin ve uluslararası insan hakları yükümlülüklerinin de yerine getirildiğini görmek istediklerinin altını çizdiğini aktararak, "Bu süreç içinde ve gelecekteki ortak sorunlar karşısında İngiltere, Türkiye'nin gerçek bir dostu olarak kalacaktır." dedi.

PKK ve FETÖ terörüyle ilgili ortak mücadele konusunda Türkiye'nin İngiltere'den taleplerinin görüşmede gündeme gelip gelmediğine ilişkin soruya May, “Terör ve suç eylemi gördüğümüz yerde eyleme geçiyoruz, PKK'ya karşı İngiltere'de atılan adımlarda bunu görebileceğinizi sanıyorum." yanıtını verdi.