Haberin Devamı

UEFA'dan "hükmen yenilgi" kararı çıkmasa da, olağanüstü negatif koşullar gerçekleşmediği, daha doğrusu bir mucize olmadığı sürece, “Hiçbir maç oynanmadan kazanılamaz!” söylemine karşın, “Trabzonspor Avrupa Ligi’nde” cümlesini şimdiden kurabilmek mümkün.
Ilk maçta rakibin performansı ve skor avantajının yaratacağı olası rehavetin sonucu Rostov lehine bir mucize gerçekleşecekse, buna neden olacak o olağanüstü koşulların, Trabzonspor’un bir değil, birkaç kayıp sezonunu daha gündeme getireceğini hatırlatmak isteriz.
Bu da; olmayan parayla "Gemileri yakarak!" gerçekleştirilen, kulüp tarihinin bu en büyük transfer hamlesinin faturasıyla, telafisi olanaksız sorunlar yaratır.
Kaldı ki bu takım Rostov’u geçse de, Şampiyonlar Ligi gibi ekonomik getirisi yüksek olmayan, yani kazancı Cardoza’nın bonservis bedelini dahi karşılayamayacak Avrupa Ligi’nde grup maçlarını oynamak, belki de gruptan çıkmak, tek başına derde deva olmayacak. Sözünü ettiğimiz transfer rekoruyla, başkanı "gemileri yakan" Trabzonspor, ligde de büyük hedefler kovalamak zorunda.
Bordo Mavili ekibin geçen sezon rakiplerinin durumu ne olursa olsun, Avrupa Ligi’ne play-off aşamasında katılma hakkını elde etmesiyle çıta zaten yüksek. Buna transfer rekorunun getirdiği beklentiyi ekleyin;
1- Başkan ve yönetimini bağlayan, bizzat Başkan'ın, “Trabzonspor için dördüncülük başarı değildir!” sözünün ardından gelen “Çifte şampiyonluk” vaadi...
2- Yıllardır hayal kırıklığı yaşayan taraftarı böyle bir ortamda tatmin edecek bir nokta…
3- En önemlisi kulübün ekonomik yapısını bir nebze olsun rahatlatacak getiri…
Bu gibi faktörler, hedef olarak şampiyonluk ya da Şampiyonlar Ligi’ni zorunlu kılıyor. Bunların dışında her türlü sıralama camiayı dolayısıyla idari ve teknik yönetimleri sıkıntıya sokar.
O yüzden deplasmanda oynanacak Erciyesspor ve Trabzon’daki elde edilebilecek 3 puandan çok daha fazla önem taşıyan Fenerbahçe maçları bir sezona bedel gibi duruyor.

Olumlu Sinyaller Var Ama…

Trabzonspor Teknik Direktörü Halilhodzic, Avusturya Kampı’nda oynanan her hazırlık maçı sonrası transfer istedi. Talepleri karşılandı, söylemlerini, “Zamana ihtiyacımız var” diye revize etti.
Biz de, Rostov karşısında izlediğimiz Trabzonspor’un zaman içinde daha iyi olacağı izlenimini edindik. Sahaya sürülen kadro, mevkilerin seçimi itibarıyla ideale yakın.
“Ne gerekebilir?” sorusunun yanıtına gelince:
Constant’ın baskı görmeden de olsa göz kamaştıran performansı nedeniyle, onun bölgesinde, rakibi Medjani’den daha çok “ısıracak”, Bourcenau. Özer’in katılımıyla oyun kurucu gereksinimi en aza iner. Yusuf’un temposunu yakalayacak, onunla kanadı dönüşümlü kullanılabilecek çabuk bir oyuncu. Kadro içinde yeteri kadar alternatif var.
Cardozo’nun klası belli. Soğukkanlılığı, çabuk karar verebilme, son vuruş becerisi gibi özellikleri tartışılmaz. Sorun, sakatlığıyla ve sert geçen Süper Lig’e dayanıklılığıyla ilgili.
Bu Trabzonspor, en zayıfı Rostov’dan çok daha güçlü takımların bulunduğu Süper Lig'de iş yapar.
Sorun; Teknik Direktör'ün bu kadar para harcanarak oluşturulan kadronun tam hazır hale gelmesi için ön gördüğü sürede söz konusu olacak kayıplarla ilgili. Eğer bu kayıplar, hedefe giden yolu engelleyecek düzeyde olursa, yönetim açısından ödenecek faturanın tarihi Aralık’la sınırlı olur ki, bu her fırsatta “zamana ihtiyaç” talebiyle kredisini uzatma çabasındaki teknik kadroyu da direkt etkiler.
"Gemileri yakarak" bugün taraftarın ruhunu okşamak iyi de, bunun "tenekesi" de var!