Haberin Devamı

Trabzonspor, Avusturya Kampı’nda 3 hazırlık maçı oynadı, Teknik Direktör Halilhodzic, her maçın ardından düzenlediği kısa süreli basın toplantılarında zehir zemberek sözler söyledi.
Başkan bu sözlere sessiz kaldı!.
Hiçbir konuda fikirleri alınmadığını direkt kamuoyuyla değil de, dost sohbetlerinde yakınarak dile getiren bazı yöneticilere de, adları unutulmasın diye olacak, ilk maç sonrası ,“Vahit hoca bu sözleri futbolcuları motive amaçlı söyledi” şeklindeki sözleriyle medyada yer almak düştü.
İkinci maçın ardından transfer taarruzu yaşandı. Bir sezon önce Fenerbahçe’nin talip olduğu Cardozo’yla ilgili bu ayrıntıyı dillerine dolayan ancak son bir sezonunun çoğunluğunu neden kulübede ya da 18 dışında geçirdiğini sorgulamayanlara inat, bu “transfer zaferinden” kuşkulananların sayısı artmaya başladı.
Normal şartlarda “Cardozo transferiyle morali düzelmesi gereken” Halilhodzic’in sessizliği de buna eklenince, “sağlık raporu” ayrıntısı, neredeyse imza aşamasında Başkan – CEO- Danışman üçlüsünün aklına geldi.
İkinci transfer harekatı, maliyet- fayda dengesine bakılmaksızın tam bir “panik” halinde yapıldı...
Paralar saçıldı... Zaten çok kötü olan kulüp ekonomisi, kendilerinden sonra geleceklere “enkaz” biçiminde teslim edilme noktasına getirildi. Sadece taraftarın gazını alma amaçlı bu transferlerle heyecanlanan ve Augsburg karşısında daha birinci dakikada öne geçilmesini, “Transferler oynamasa da, varlıkları yetti” diye yorumlayan taraftarlar, maç sonu, skor kadar teknik direktörün açıklamalarıyla şoke oldu.
Üçüncü maçın sonucu ve Halilhodzic’in tümüyle “gerçeği yansıtan” açıklamaları bardağı taşıran damlaydı.
Bu aşamada bir süredir yanıtı alınamayan ve ancak Başkan – CEO – Danışman üçlüsünün muhatap olabileceği sorular yeniden gündeme geldi.
Transferi kim yaptı?
Hami Mandıralı, Dünya Kupası bitene kadar rezervde tutulurken Halilhodzic’in geleceği kesinleşince kendisiyle çalışılmayacağı bildirildi. Bu süre de yerli transfer taarruzunun gerçekleştiği günlere denk düşüyor ve Mandıralı, “Benim ne gönderilenlerle ne de gelenlerle ilgili bir raporum yok. Transferle ilgili fikrim alınmadı” dedi.
“Engin futbol bilgileriyle olacak transferleri gerçekleştirdikleri netleşen” malum üçlü yine sessiz kalırken, bazı yöneticiler durumdan vazife çıkarıp, “Transfer tamamıyla Halilhodzic’in bilgisi dahilinde yapılıyor. Zaten Süper Lig’i tanıyor ve Trabzonspor ile ilgili yeterince donanıma sahip” ifadelerini kullandılar. Ancak adam daha oynanan ilk maçtan sonra, “Bunlarla olmaz, 9-10 oyuncu lazım” diye çıkıştı. Madem bilgisi vardı, tepki için neden ilk maçı bekledi?
Sonra ikinci maç ve kötü skor, kötü oyun derken, yine sinir küpü bir Halilhodzic.
Ardından Cardozo ve diğerleriyle ilgili başlatılan transfer harekatı. Ama üçüncü maç sonrası, yine kırıp döken bir Halilhodzic.
Peki son alınanlarla ilgili de mi problem var yönetimle arasında? Bu da yanıtsız soru!
Gelinen aşamada, ortada Halilhodzic tarafından çürütülen, Bayramlaşma töreni ve 2 Ağustos Kuruluş yıldönümü kutlamalarında uygulamalarıyla kulübü yalnızlığa mahkum ederek adeta “kendileri çalıp kendileri oynayan” yönetimin, dahası “Başkan sevdalı” çevrelerin çizmeye çalıştığı “pembe tablo” yok. Ama taraftar üzerinde o tablonun oluşturduğu öyle bir beklenti var ki; Halilhodzic’e göre bunu bu kadroyla karşılamak mümkün değil.
Son iki günde yapılan ve kulübe ağır mali fatura çıkartan "panik transferler" bakalım Boşnak Teknik adama ilk ciddi sınavdan sonra nasıl tepki verdirecek? Bekleyip göreceğiz, yarın ola hayrola!