The Others Eroğlu'ndan Mont Pelerin yorumu: 'Akıncı dikkatli olmalı'

Eroğlu'ndan Mont Pelerin yorumu: 'Akıncı dikkatli olmalı'

20.11.2016 - 13:11 | Son Güncellenme:

Kıbrıslı liderlerin bugün başlayacağı ikinci Mont Pelerin zirvesi öncesinde konuşan KKTC'nin 3'üncü Cumhurbaşkanı Eroğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı'yı Kıbrıslı Türklerin haklarını koruma açısından uyardı.

Eroğlundan Mont Pelerin yorumu: Akıncı dikkatli olmalı

Eroğlundan Mont Pelerin yorumu: Akıncı dikkatli olmalı

Haberin Devamı

MİLLİYET LEFKOŞA
Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı Mont Pelerin’nde yapılacak yeni görüşmelerde Rum tutumunu iyi anlamaya ve “Kıbrıs Türk halkının haklarını heba etmemek için dikkatli davranmaya” davet etti. Derviş Eroğlu, Akıncı’nın Rum tarafı beşli konferans yapılacağını tarihiyle birlikte kabul edip açıklamadan kesinlikle masaya harita koymaması gerektiğini vurguladı. Eroğlu, Kanal T’de katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs konusundaki son gelişmelerle ilgili soruları yanıtladı. Derviş Eroğlu şöyle konuştu: "Bugün masaya 5’li konferans tarihi belli olmadan yüzdeliği koyarsanız yarın size ‘haritayı da koy’ derler. Zaten Rum lider Anastasiadis bunu istiyor. Rumlar ilk kez toprakla garantileri ayırmayı başardıklarını söylüyor. Anastasiadis İsviçre’de 5’li zirvenin tarihinin belirleneceğini ve toprağın konuşulacağını biliyordu ama toprağı konuştu, açıklattı, beşli zirve konusunda hiç bir şey belirtmeden İsviçre’den ayrıldı. Kaldı ki Rum tarafı 5’li konferans da istemiyor, kabul etmiyor. Onların istediği çoklu toplantı Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de yer alacağı bir toplantıdır. Buna izin verilmemelidir."

Haberin Devamı

Şimdi geri adım atıldı

Eroğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın son zamanlarda 5’li toplantı demekten vazgeçip çoklu toplantı, Bürgenstock tipi toplantı demesinin de Türk tarafı açısından bir taviz ve hata olduğunu söyledi. 3’ncü Cumhurbaşkanı Eroğlu, "4 konuda anlaşıldıktan sonra toprak konusunun ele alınmaya başlanması ve buna paralel olarak bir hafta gibi bir zaman içinde garantiler konusundaki görüşmelerin de gündeme gelmesinin, 2011 yılında kendisi ile Rum lider Hristofyas arasında Cenevre’de yapılan görüşmelerde karara bağlandığını ve Birleşmiş Milletler kayıtlarına geçtiğini ifade etti. Eroğlu, “Şimdi ise Türk tarafının bunlardan geri adım attığını görüyor ve endişeleniyorum “ diye konuştu.

Konferans erken olmalı

Derviş Eroğlu, bir başka soru üzerine de, “ Türk tarafının masaya yüzde 29.2 gibi bir toprak oranı koyduğunu, Rum tarafının ise Türk tarafına yüzde 27.5 kalmasını istediğini, bununla 100 bin Rumun Kuzey’den alınacak yoğun yerleşim alanı olan yerler gelmesini planladığını, ortada yüzde 28.5 gibi bir rakamın da bulunduğunu anlatarak şöyle devam etti:
"konferans yapılacaksa erken yapılmalıdır. 3-4 hafta sonraya veya 2017 yılı içine kalması sakıncalıdır. Siz harita vereceksiniz, Rum harita ortaya koyacak ve yer isimleri belirlenecekse buralardaki insanlar ne olacak? 5’li konferans artık tüm konuların bağlanacağı garantilerin sonuçlanacağı bir toplantı olacağına göre geciktirilmemelidir."

Haberin Devamı

Çipras'ın açıklamaları

3’üncü Cumhurbaşkanı Eroğlu, Yunanistan Başbakanı Çipras’ın Rum lider Anastasiadis’le görüştükten sonra kendilerinin ancak ve ancak Garantilerin tamamen kaldırılmasını ve Ada’da bir tek askerin kalmamasını görüşmek üzere çoklu toplantıya katılacaklarını açıklamasını değerlendirmesi istenmesi üzerine de “Bu kabul edilebilecek bir durum değildir. Eğer Anastasiadis bunu masaya koyarsa görüşmeler kilitlenir. Ancak Anastasiadis bunu masaya koyarak diğer konularda daha fazla taviz koparmaya da çalışabilir. Bu oyunlara gelmemek lazım” diye konuştu.

Haberin Devamı

'Anlaşma istiyorum'

Kendisinin de bir anlaşma istediğini anlatan Eroğlu şunları kaydetti; "Ancak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin olacağı, halkımızın yeninden göç yollarına düşmeyeceği, 41 yıl sonra evinden, tarlasından, bahçesinden sökülmeyeceği, 4 özgürlük adı altında iki kesimliliğin bozulmayacağı, Kıbrıs Türk tarafında mülkiyet ve nüfusta sarih çoğunluğun Türk halkında olacağı, varılacak antlaşmanın Avrupa Birincil Hukuku haline geleceği, dönüşümlü başkanlık bulunan bir anlaşma sağlanmalıdır ki kalıcı, yaşayabilir olsun, bizi güvenle geleceğe taşısın."