Dernek modeli iflas etti
Kulüpler Birliği Vakfı’nın son günlerde yaptığı çalışmalar takdiri fazlasıyla hak ediyor. Dernekler kanunu ile yönetilen ve iflas etme noktasına gelen kulüplerimiz ile Türk futbolu artık yeni bir kanunla yönetilecek.
Meclis kapanmadan geçmesi planlanan kanun, kulüplerimizin başta mali disiplin olmak üzere çok daha ciddi şekilde denetlenmesini hedefliyor. Dünyada çok büyük bir ekonomi haline gelen sektörün ciddi bir parçası olan Türk futbolunu oluşturan kulüplerimizin, Dernekler Kanunu ile daha fazla yönetilmesi beklenemezdi.
Geç de olsa yapılan çalışmalar Türk futbolunda milat olacak. UEFA’nın kulüplerimize mali disiplinsizlik konusunda verdiği üzücü olan Avrupa Kupalarına katılmama, transfere kısıtlama ve puan silme cezaları da artık yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Kulüp-teknik adam-futbolcu arasında yaşanan anlaşmazlıklar da kabul edilebilir sayıya düşecektir. Kulüplerin her hafta, hatta her gün, alışılagelmiş mali kriz haberlerini daha az göreceğiz.
UÇK ve UEFA’da yüzlerce itilaflı dosya olmayacaktır. Transferde yüksek rakamlar havalarda uçuşmayacak, kulüpler ayağını yorganına göre uzatmak zorunda kalacaktır. Bu kanunla sadece Süper Lig kulüpleri değil, tüm liglerde mücadele eden kulüpler kendilerine çeki düzen vereceklerdir.
Kurumsallaşma şart
Kulüp yönetmek, sadece transfer yapmak, teknik direktör bulmak, takımın sahaya çıkmasını sağlamak olmamalı... Bu konuda çok ciddi çalışmaları bulunan ve hayli yol almış etmiş kulüplerimiz diğer kulüpler tarafından örnek alınmalı. Artık kurumsallaşma adına çok ciddi çalışmalar yapılmalı ve uygulamaya geçilmeli. Kulüplerimiz gerekirse sportif yarışta birkaç sezonu feda edip, mali disiplini sağlama konusunda adımlar atması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Meyvesini verecektir
Yeni kanunla Türk futbolunda bir çok düzensizliğin ortadan kalkacağına, daha üst düzey futbol ülkesi olacağımıza inancım tam.
Süper Lig AŞ’nin kurulması ve futbolu yönetmeye talip olması da sevindirici bir gelişme... Kulüplerin kendi oyunlarını yönetmesi de en doğal hakkıdır. Süper Lig AŞ’nin çok ciddi çalışmalar yaptığını gözlemliyoruz. Geçmişte Avrupa’nın önemli kulüplerinde ve federasyonlarda görev yapan isimlerle ortak hareket edilmesi doğru bir yol haritası çizmekte büyük fayda sağlayacaktır. Futbola çok ciddi yatırım yapan ülke federasyonlarının ve kulüplerinin rol model alınması son derece yerinde adımlardır. Sektörümüz adına olumlu gelişme olan bu çalışmalar kısa süre içerisinde meyvesini verecektir.
Trabzonspor’un kaoslu dönemi
Trabzonspor lige çıktığı tarihten bu yana sanırım en kaoslu dönemlerinden birisini yaşıyor. Trabzonspor, Türkiye’nin alışık olmadığı bir başkan profili ile tanıştı.Başkan ve yönetim kulübü alışagelmiş, denenmiş ve yıllardır yapılan yöntemlerden uzaklaşarak yönetecekleri izlenimi verdiler.
Gerekli olan organizasyonu sağlayacak bilgi, birikim ve beceriye sahip olduklarına, Trabzonspor’u tekrar eski başarılı parlak günlerine taşıyacaklarına inanıyorum.
Çin pazarı
Son aylarda transferde dünya futboluna Çin pazarı damgasını vurdu. Çin kulüplerinin yaptığı astronomik transferler futbol pazarının dikkatini çekti. Çin’in futbolda yaptığı bu atılım Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Avrupa’dan bizim yüksek fiyatlarla aldığımız futbolcuların yeni tercihleri Çin, Hindistan ve Katar pazarı olacaktır. Hatta bazı kulüplerimizin önümüzdeki sezon almayı planladığı oyuncuların Çin’de yaşanan transfer hareketliliği nedeniyle görüşmeleri askıya aldıklarını biliyoruz.
Bu gelişmeler Türk futbolu için büyük avantaj olacaktır. Ülke olarak bunu fırsata çevirmeliyiz. Ersan Gülüm ve Burak Yılmaz gibi daha çok oyuncumuz yurt dışına gitmeli... Giden oyuncularımızın gösterecekleri performans ve uyum çok önemli. Başarılı olmaları halinde diğer Türk futbolcularının önü açılacaktır. Ne kadar çok futbolcumuz yurt dışına giderse Türk futbolunun gelişimi ve ilerlemesi de o kadar hızlı olacaktır.
Bizim ise özümüze dönüp kendi değerlerimizi çıkartmak için büyük bir fırsat var önümüzde... Alt yapıya daha çok önem vermeli, akademik çalışmalar yapılmalı, genç ve yetenekli oyuncuları bulup çıkarmalıyız. Genç, kaliteli, ileride Avrupa’ya satabileceğimiz yabancı futbolculara yönelmek zorundayız. Türk futbolunun kurtuluşu alt yapılarımızdan çıkacak genç yetenekli oyunculardan olacaktır.