Haberler Türkiye Kupası Eskişehir-F.Bahçe maçının ardından spor yazarları ne dedi? Eskişehir-F.Bahçe maçının ardından spor yazarları ne dedi? Eskişehirspor - Fenerbahçe arasında oynanan Türkiye Kupası yarı final ilk maçının ardından yazarlar bakın neler dedi. 1 Finalin habercisi (Ersin Düzen) Aykut Kocaman, yine bir kupa mücadelesinde haklı olarak rotasyona gitti. Sahaya çıkardığı kadro, ilk yarıda üzerine düşen görevi yaptı. Orta sahayı ele geçiren F.Bahçe, rakibin pas trafiğini keserek oyun kurmasını engelledi. Alper gibi, takımın hücum organizasyonu şekillendiren bir futbolcunun iyi marke edilmesi, Eskişehir’in futbolunu olumsuz etkiledi. Buna rağmen kanatları kullanıp, pozisyon buldular. Golden sonra ilk yarının sonuna kadar, F.Bahçe’nin bu oyununa lig maçlarında bile kolay kolay şahit olmuyoruz. Bunda, Caner’e ayrı bir parantez açmak lazım. İleride hem Semih’in yalnız kalmasını önledi hem de takımını öne çekmeyi de başardı. Belki gol duran toptan geldi ama, F.Bahçe’nin baskısı zaten golün habercisiydi. GOL TARTIŞMALI Atılan gol tartışmalı. M.Topal’ın vücudundan sekip eline çarpan topa, Yunus Yıldırım gol vermeyebilirdi. Verdi diye de büyük bir hata yaptı diyemeyiz; ancak bir gerçek var ki, Alper’in Kadıköy’de kendine sağladığı avantaj, M.Topal’ın kendine sağladığı avantajdan fazla. Tekrar oyuna dönersek; 2. yarıda tek taraflı bir mücadele oldu. Eskişehirspor, risk alarak alanı daralttı. Baskı, F.Bahçe savunmasını uzun topa mecbur edince, adeta duvardan döner gibi, her top tekrar F.Bahçe kalesine geldi. F.Bahçe savunması komik hatalar yapsa da Eskişehirliler altın tepside sunulan fırsatları değerlendiremediler. Ligin 2. yarısındaki gol sıkıntısı, dün de devam etti. Deplasmanda, bu kadroyla alınan beraberlik F.Bahçe için finalin habercisi. Fakat, 2. yarıdaki futbolu, her taraftar unutmak isteyecektir. Kadro yedek dahi olsa, üzerinde F.Bahçe forması olan futbolcunun bu kadar kötü oynaması kabul edilemez! (Vatan) 2 Kaldı 10 maç! (Uğur Meleke) Dün peş peşe iki Türkiye Kupası maçı izledik; sahaya çıkan 4 takım içinde en isteklisi, sürpriz biçimde Sivasspor gibi gözüktü. Avrupa’ya gitmeyi çok istediğini zannettiğimiz iki ekipten Trabzonspor çok düşük vitesteydi, Eskişehir’se 1-0’ı bulduktan sonra garip bir şekilde işin bittiğini zannetti. Oysa karşınızda Fenerbahçe var; sahada Webo olmasa, Sow olmasa, Kuyt olmasa çıkıp sizi Mehmet Topal cezalandırabiliyor. Dün Fenerbahçe (Pazar oynanan lig maçına göre) tam 10 değişiklikle, sadece Mehmet’i tutarak sahaya çıktı. Ama enteresandır, sahanın en iyisi de en yorgun olması beklenebilecek Mehmet’ti. Yanında Selçuk olunca daha ofansif bir görev alan Topal en az 5 gol pozisyonunun içinde vardı, oyunuyla hak ettiği golü de 20’de kaydederek takımına ilk finalin ilk adımını attırdı. Fenerbahçe 4 gün içinde iki Eskişehir sınavını başarıyla vererek 3 cephede iddiasını tam gaz sürdürdü, üstelik önündeki 35 günde oynamayı hedeflediği artık sadece 10 maç var. *** Bu önerimi geçmişte de dile getirmiştim, hatta en son cuma akşamı Sivas-G.Birliği maçından sonra Depar’da da söyledim: Futbolda hentbol kuralının yeniden düzenlenmesi şart. Futbol, beceriksizliği, koordinasyon bozukluğunu, zamanlama hatasını, hatta bazen şanssızlığı bile cezalandıran bir oyundur; kural kitabının tek ve baskın unsuru “niyet” değildir. Nasıl bir savunma oyuncusu ayağını topa vurmak için sallayıp istemeden rakibine isabet ettirirse faulle cezalandırılıyorsa, hentbol kuralı da bu yönde değiştirilmelidir. Bence top, bir oyuncunun eline kendi vücudundan veya kendi takım arkadaşından geliyorsa, hentbol kararı verilmeli. Hakeme “niyet okuma” yükü, sadece rakipten ele gelen pozisyonlarda yüklenmeli. Hentbol kuralı basitleştirilmeli ve hakemin üstündeki baskı azaltılmalı. Dün akşam Mehmet Topal’ın attığı gol, mevcut kural kitabına göre kesinlikle nizami. Çünkü Mehmet’in elle oynama niyeti yok gibi gözüküyor. Ama FIFA hentbol kuralını benim önerdiğim şekilde değiştirirse, bu tarz pozisyonlarda hakem rahatlar, oyuncu kendi vücudundan eline gelen topta (niyete bakılmaksızın) cezalandırılır. Eminim bu kural değişikliğiyle hentbol kuralı hem daha hakkaniyetli olacak, hem de tartışmaları yüzde 80 oranında azaltacaktır. (Milliyet) 3 Kötünün iyisi (Ziya Şengül) Hem Fenerbahçe, hem Eskişehir için kötünün iyi bir skor oldu. Eskişehirspor, üç gün öncesinde Saracoğlu’nda Fenerbahçe karşısında kazanabilecek futbol sergilerken direklere takılmıştı. Ziraat Türkiye Kupası’nda ise bu kez aynı şekilde Eskişehir’e misafir olan Fenerbahçe, maça hiç de iyi başlamadı. Maç başında Veysel’in direkten, hem de 90 diye tabir ettiğimizçataldan dönen gol şutu, bir kez daha dışarı gitti. Erkan Zengin’in kafayla attığı gol; Fenerbahçe savunmasının ne kadar savunmasız bir çaresizlik içerisinde olduğunu gözler önüne serdi. İkinci yarı başında ise Veysel’in gol vuruşunu Fenerbahçe kalecisi Serkan Kırıntılı engelleyen oldu. İlk yarıda Fenerbahçe, Topal’ın maçı eşitleyen golünde dakikalar 20’yi gösteriyordu. Fenerbahçe enteresan bir futbol formatı içerisinde... İyi futbol oynamaya özen gösteren değil; tamamen savunma ağırlıklı, rakibini şaşkına çeviren oyun anlayışıyla futbol sergiliyor. Sonuca bakıyoruz; UEFA’da da böyle, ligde de böyle, kupada da böyle... Demek ki artık Aykut Kocaman skor tabelasına hepimizden farklı bir şekilde bakıyor. Bu maçta bir rotasyona girdi Aykut hoca... Eskişehir ise ideal bir 11’le her zamanki gibi sahanın içindeydi. Fenerbahçe’nin bu rotasyon içindeki futbolcuları Eskişehirsporlular’ın rakamsal değerlerinden iki kat daha fazla... Fenerbahçe yorgun ayaklarına rağmen hep başarıya giden gözüküyor. Eleştirilerimize rağmen sonuca baktığımız zaman bizim yorumlarımızı da zaman zaman sınıfta bırakıyor. Her şey bir kenara; ben hala Krasiç’in bu takıma nasıl bir katkı sağlayacağını ve sağladığını anlamış değilim! Yazık giden paralara diyorum ama Fenerbahçe’ye de baktığım zaman hala yoluna iyi gittiğini söylemek istiyorum. Aykut Kocaman... Sevgili kardeşim. Bu Salih’i, Buca’ya mı yolladın kiralık? Son maçlarda göremez olduk. İyi oynayan dışlanacaksa sen kötü futbol sergileyenleri sahada tutmaya devam et derim! (Star) 4 İlk 15 dakika dışında olumlu (Rıdvan Dilmen) Kolay değil, çok yoğun geçiyor sezon. Yoğun tempoda oynayan futbolcuları dinlendirme şansı oldu Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman'ın. Sarı-lacivertli takımın geçen hafta sonu hem kamp yapmaması hem de kupa maçına günübirlik gitmesi tamamen zihinsel hazırlıktı. İlk dakikalarda Fenerbahçe turu sanki Eskişehir'de kaybedecekmiş gibi bir görüntü vardı. Önce Erkan'ın altıpastan kafa ile kaçırdığı pozisyon, daha sonra Veysel'in direkten dönen topu, ardından gelen gol; Fenerbahçe'nin kupaya havlu atacağı izlenimi verdi. Ama Orduspor, Lazio ve Eskişehir maçılarının ilk dakikaları gibiymiş meğerse. Golden sonra organize bir şekilde ayağa oynayarak Eskişehirspor yarı alanına gelmeye başladılar. Oyunu dengelediler, hatta daha atak oynadılar. Bir duran toptan da golü buldular. İkinci yarının başında yine aynı durgunlukla başladı Fenerbahçe. Bu 25 dakika kadar sürdü. Burada tek silah kontratak olabilirdi. Öndeki üçlü Stoch, Krasic ve Semih bunu beceremeyince Aykut Hoca, üçünü birden oyundan çıkardı. Hem oyuna yeniden denge geldi hem de iki tane pozisyon buldu Fenerbahçe. Karşılaşmanın sonlarında Eskişehirspor hücumları vardı. Ama oynamayan futbolcular ilk 15 dakika dışında, bence hocalarına olumlu mesaj verdiler. Deplasmanda atılan her gol avantaj. İki ayaklı maçlara alıştı Fenerbahçe. Kadıköy'e avantajlı dönüyor. ama Eskişehirspor iyi ve organize bir takım, formsuz olsalar da bu dönem. Sadece bir avantaj yakaladı Fenerbahçe. (Sabah) 5 Sistemin getirdikleri (Rüştü Reçber) F.Bahçe yoğun geçen bir sezon içindeki tempoda şimdiye kadar yapamadığı rotasyonu geniş çaplı olarak Türkiye Kupası’ndaki Eskişehir maçında gerçekleştirdi. Aykut Hoca uzun zamandır oynamayan, sakatlıktan çıkan ve verim alamadığı oyuncuların son durumu görmek istedi. Maç genellikle Eskişehir’in üstünlüğü ile geçti. İlk yarıda gole kadar sahada etkiliydiler. İleride baskı kurup, F.Bahçe’yi hücuma çıkartmak istemedikleri bir oyun düzeni vardı. Ve 13. dakikada gelen gole kadar bunda başarılı oldular. Bu ana kadar top yapamayan sarı-lacivertliler (Uzun zamandır yan yana oynamayan oyuncular bir arada olduğu için) bir toparlanma sürecine girdiler ve oyunda dengeyi kurup, topu ileriye taşıma adına önemli işler yaptılar. Bunların sonunda bir duran topta Mehmet Topal’ın attığı golle beraberliği sağladılar (El olup, olmadığı tartışılır). 30. dakikaya kadar ortada geçen oyunda Eskişehir tekrar gol için yüklenmeye başladı. Özellikle F.Bahçe’nin sağ kanadından geldiler. Devre bitene kadar da 38. dakikada Dede’nin ortasında Veysel ve Kamara’nın anlaşmazlığından oluşan bir pozisyon yakaladılar sadece. F.Bahçe 2. yarıda ‘Ben beraberlikle ayrılsam yeter’ düşüncesinde oynadı. Eskişehir topa daha çok sahip oldu, daha çok pozisyon üretti. Fakat ofansif anlamda son noktayı koymakta beceriksiz davrandılar. Aceleci davranmaları, final paslarını iyi atamamaları bunlara birer örnekti. KANARYA FİNALE YAKIN F.Bahçe oynamış olduğu son maçlara baktığımız zaman, yakaladığı 1-2 pozisyonu değerlendirebilen ve istediği sonucu alabilen bir takım hüviyetine büründü. Bunu Eskişehir maçında her ne kadar sahada birbirine alışık olmayan oyunculardan kurulu bir takım olsa da başardılar. Burada Aykut Kocaman’ın sisteminin gerçekliği ortaya çıkıyor. Öyle bir sistem oturttu ki takıma oynayan-oynamayan o sahada olduğu müddetçe, sistemin bir parçası olabilir. F.Bahçe'de Mehmet Topal, Selçuk ve Bekir dün gece üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yaptılar. F.Bahçe, 2. maç için bir avantaj yakaladı. İşler ciddi boyutta olduğu zaman finale de çıkacaktır. (Vatan) Eskişehir-F.Bahçe maçının ardından spor yazarları ne dedi? Ziraat Türkiye Kupası spor