Gündem Eşlerimiz şehit sayılmalı

Eşlerimiz şehit sayılmalı

12.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Balyoz davasından tutuklu bulundukları süreçte yaşamını yitiren Albay Özenalp ve Tuğamiral Çakmak’ın yakınları ölümlerden FETÖ’yü sorumlu tutarak ‘şehitlik talebinde’ bulundular...

Eşlerimiz şehit sayılmalı

Balyoz Davası’nda Fatih Camii’ni bombalayacağı iddiasıyla 16 yıl cezaya çarptırılan ve cezaevinde geçirdiği beyin kanaması sonucu 1 Mayıs 2014 tarihinde yaşamını yitiren Albay Murat Özenalp, kumpas mağdurlarının simgeleşmiş isimlerden. 26 Nisan 2014 tarihinde Mamak Askeri Cezaevi’ne ziyarete gelen eşi ve 8 yaşındaki kızı Duru’nun gözleri önünde beyin kanaması geçiren 49 yaşındaki Özenalp hakkında ölümünden 10 ay sonra beraat kararı verilirmiş, ailesi ise yaşadıklarına isyan etmişti. Özenealp’in ölümü FETÖ çatı iddianamesinde de örgütün sorumlu olduğu can kayıplarından biri olarak anlatılıyor.
Acıları hâlâ dinmeyen Özenalp’in ailesi tüm süreci başlatan terör örgütü FETÖ’ye tepkili. Acılı eş Sema Özenalp, “Çocuklarım babasız kaldı. Geleceğimizi çaldılar. Hepimizden bir parça kopardılar. FETÖ, çocuklarımın babalarıyla geçirecekleri özel anların, güzel günlerin katili” ifadelerini kullandı. FETÖ elebaşı Fetulah Gülen’in Türkiye’ye getirilerek yargı önüne çıkarılmasını isteyen Özenalp şunları söyledi:
“Bilirkişi raporu veya diğer bulgular daha önce ortaya çıkarılmış olsa bu acıyı yaşamayacaktık. Eşimin hayatına neden olan insanların mutlaka adalet önünde hesap verip, ceza almalarını istiyorum. Örgüt elebaşının Türkiye’ye getirilerek yargılanmasını istiyoruz.”
‘Sesimizi duymak istemediler’
Özenalp ve diğer FETÖ mağdurlarının şehit sayılması gerektiğini dile getiren Sema Özenalp şöyle devam etti:
“15 Temmuz’daki alçak darbe girişimine direnirken yaşamını kaybedenler şehit ilan edildi. Eşim ve diğer kumpas mağdurlarının şehit sayılması gerekmez mi? Sadece FETÖ kurbanları demek yetmiyor. Kumpas mağdurlarının şehit sayılmasını istiyoruz. 15 Temmuz şehitleri ile bizlerin ve Güneydoğu’da yaşamını yitiren kahramanların farklı muamele görmemesi gerekir. Eşim kendisini savunamadı bile. Maalesef ülkeyi yönetenler sesimizi duymak istemedi. Aslında her şey o kadar netti ki, gerçekten objektif olsalar gerçeği görürlerdi.”
‘Kumpası bile bile hayatlarıyla oynandı’
Çatı İddianame’de ölümüne yer verilen bir başka isim de Tuğamiral Cem Aziz Çakmak. Balyoz tutuklusu olarak yargılanırken yakalandığı akciğer kanseri nedeniyle 3 Temmuz 2015 hayatını kaybeden Tuğamiral Cem Aziz Çakmak’tan geriye anıları ve acılı ailesi kaldı. Yaşadıklarını Milliyet’e anlatan Cem Aziz Çakmak’ın eşi Sevgi Çakmak, FETÖ militanlarının en ağır cezayı almasını istediğini belirterek, şunları söyledi: “Hiçbir yasa, hiçbir özür hayat arkadaşımı geri getirmeyecek. Eşim, boş bir davadan 4 yıl hapis yattıktan sonra hayatını kaybetti. Sadece Deniz Kuvvetleri’nden 150’den fazla subayın geleceği ile oynandı. Düşündükçe dehşete düşüyorum. Kumpas olduğunu bile bile insanların hayatlarıyla oynadılar. Hâkim ve savcıların duruşmalar sırasında alaycı bakışlarını unutamıyorum. Bu kişilerin yargı önünde ceza almalarını istiyoruz. En büyük temennim kumpasçıların ceza aldıklarını görmek. Eşimin şehit sayılmasını istiyorum.”
“Ne olursa olsun hiç bir şekilde içimdeki acı dinmeyecek” diyen Sevgi Çakmak şöyle devam etti:
‘FETÖ bizlerin de katili’
“Boş bir dava yüzünden hayatımız alt üst oldu. 52 yaşındaki eşimi kaybettim. Cem’in torunuyla hayalleri vardı. Evlilik çağına gelen kızım babası olmadan yuva kuracak. Aile olarak hayallerimizi gerçekleştiremeyeceğiz. Cem’in acısı dolmayacak. Kimse bana vicdan, merhamet demesin. Bize haksız ve suçsuz yere ceza veren hakimlerin, kumpasçıların ailelerinin de yaşadıklarımızı yaşamasını istiyorum. Zaman geçtikçe FETÖ’cülere olan öfkem daha da artıyor. FETÖ sadece Cem’in değil geride kalan bizlerin de katili. Gülen denilen terörist başı ve militanlarından şikayetçiyim. Duruşmalarına gideceğim ve karşılarında dimdik oturarak yargılanmalarını izleyeceğim. Merak ediyorum nasıl savunma yapacaklar? Bizimkiler tertemizdi. Bunlar kendilerini nasıl savunacaklar? Ailelerinin yüzlerine nasıl bakacaklar?”

Yazarlar