Evdeki güç benim

Kütahya Porselen ve NG Güral Sapanca Otelleri’nin Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güral’ın eşi Yelda Güral, istikrarlı aile hayatı ve sosyal sorumluluk projelerine verdiği desteklerle takdir topluyor. CADDE’ye konuşan Güral, yaşamını ve ‘Başarım Sensin Derneği’ndeki çalışmalarını anlattı.

Yelda Hanım nasıl bir ailede büyüdünüz?

Adaletli ve sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Çocukluğuma dair hep güzel anılar var aklımda. Bu açıdan çok şanslıyım.

Nasıl bir annesiniz?

Başak burcuyum. Yani titizliğin had safhada olduğu bir burç!Her şeyi kontrol altında tutan bir yapım var. Çocuklar hayatımın çok büyük kısmını işgal ediyor. Bundan da herhangi şikayetim yok. Eşim çok seyahat ediyor. Çocukların hem annesi, hem babası gibiyim. O yüzden evlendikten sonra çalışma hayatına atılamadım. Şu anda 3 çocuğum tüm vaktimi alıyor.

Annelik yaşamınızın büyük bölümünü kapsıyor. Ancak dışarıdan bakıldığında yaşam tarzı olarak yardımcılarla çocuk büyüten ve rahat yaşam süren bir kadın gibi duruyorsunuz.Yanılıyor muyum?

Benim en büyük amacım topluma değerli bireyler yetiştirmek. Demokratik, dini değerlerine sahip çıkan, işinde başarılı ve her zaman mütevazi. Evet, bizim hayatımız öyle giyinip, süslenip, geziyor gibi görünebilir ama işin aslı öyle değil. Bunun arka planı var. Orada bir denge var. Eşimin her ay maaş verdiği binlerce insan var. Bir de onları, aileleriyle çarparsak düşünün kaç kişi çıkacak? Doğru, güzel bir hayat yaşıyoruz ancak bunun bedeli var. Biz, istihdam alanı yaratarak elimizden geldiğince çevremize destek olmak istiyoruz.

Sizin ailenizde abartılı bir hayata yer yok anladığım kadarıyla...

Aynen öyle. Eşimin ailesi Anadolu kökenli ve buranın yerleşik bir kültürü var. Biz istesek de bu mütevazi çizgimizden çıkamıyoruz.

Eşinizle aşk evliliği yaptınız değil mi?

Evet. Gözüm hiçbir şey görmedi. “Şehir dışında asla yaşayamam” diyordum ama şartlar onu gerektirdi. 26 yaşında İstanbul’dan Kütahya’ya gelin gittim. 7 yıl orada yaşadım. Bütün sosyal ve iş çevremi İstanbul’da bıraktım. Ardından da çocuklarımız dünyaya geldi. Eğitim hayatlarına başlama yaşı gelince tekrar İstanbul’a dönme kararı aldık.

Nasıl bir gelin Yelda Güral?

Eşim ailenin tek oğlu. 3 kız kardeşi var. Ben de dolayısıyla tek gelinim. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, kayınvalidem asla kızlarından ayırmaz beni. Evin dördüncü kızıyım. Kayınpederimle de saygı çerçevesinde düzgün bir ilişkim var. Bana, “Sana ne iş yapıyorsun diye sorarlarsa “Nafi Bey’in torunlarını büyütüyorum” dersin dedi.

‘Fiziğim genetik’

Üç çocuk annesi olarak fiziğinizi nasıl koruyorsunuz?

Yiyerek kilo almayan kadınlardan olmam en büyük şanslarımdan biri. Gündüz, canım ne isterse sınırsızca yerim ama akşam dikkatli olmaya özen gösteriyorum.

Hamilelik döneminde de aynı özen devam etti mi?

Evet. 3 çocuğumu da 4 kilonun üzerinde dünyaya getirmeme rağmen fazla kilom olmadı. Bu iş galiba biraz da genetik...

‘CADDE’ okurlarıyla paylaşacağınız size özel güzellik sırlarınız var mı?

Soyulmuş meyve özlerini hiç kaçırmam. Kivi, domates ve salatalık özellikle favorim. Bir de gece yarısı bile olsa asla makyajımı silmeden yatmam.

‘Eşimin başarısında etkim büyük!’

Üreten bir kadın olarak, ev kadınlarına ne gibi öneride bulunursunuz?

Ben, çalışarak çocuklarıma rol model olmaya çalışıyorum. Evde oturmak insanı köreltir diye düşünüyorum. Evet, şu anda 9 - 5 mesaim yok ama inanın eşim de inkar etmeyecektir, bu kadar başarılı olmasında katkım çok! Çünkü, evde hayatımızı güzel kompanse ediyorum. Baksanız, eşim çocuğumun sınıfı şubesini bile bilmez. Bir de ona sosyal hayatta eşlik ediyorum. Dolayısıyla çalışmıyor gibi gözüküyor olsam da aslında ciddi bir mesaim var. Örneğin, eşim sadece hafta sonları eve geliyor.

‘Çocuklarım çalışıyor’

Nafi Bey’in torunlarıyla nasıl bir ilişkisi var?

Kayınpederim inanılmaz vizyonlu biri. Hep torunları üzerine yatırım yapar. Her yıl, 1 ay fabrikada çalışırlar. Zannetmeyin ki orada patron koltuğunda oturuyorlar. 1600 derecelik fırınların yanında iş yapıyorlar. Bizi, “Sizin anne yüreğiniz dayanmaz biliyorum” diyerek işe karıştırmaz.

İş dönüşü çocuklar bu çalışma şartları için ne düşünüyor peki?

Bir gün fabrikadaki videosunu izledim. Evde gayet rahat davranan oğlum, yerleri temizliyordu.

Dengeleri nasıl korudunuz bu zamana kadar?

Anadolu kültürünün devamı diyebilirim. Bugüne kadar kayınpederimin bir ortama girdiğinde ayağa kalkmadığımı bilmem. Oto kontrolü çok güçlü bir insan ve karşı tarafta saygı uyandırıyor. İnşallah çocuklarım da bu yolda yürürler.

’Başarım Sensin Derneği’nin kurucularındansınız. Bu kapsamda çalışmalarınız nasıl gidiyor?

1.5 yıllık bir dernek olmamıza rağmen hızla büyüyoruz. Çalışmalarımı dışarıdan yapıyorum. Şule Argüder başkanlığında güzel işler çıkıyor. Şu an 71 öğrenciye burs veriyoruz. Eğitimdeki fırsat eşitsizliğini bir nebze de olsa eşit duruma getirmeye çalışıyoruz. Anadolu’dan gelen çocuklar var. Orada kendi imkanlarıyla bir yerlere gelmeye çalışmış. Bazısına yakacak yardımı, eğitim bursu, bazısına da ev kirası için burs veriyoruz. 15 öğrenciyle başladık, şu anda 72 öğrenci var.