Felakete ortak olmadım

Balyoz ve diğer askeri davaların açıldığı süreçte Genelkurmay Başkanlığı görevinden kuvvet komutanlarıyla birlikte istifa eden ve bugüne kadar hiç konuşmayan emekli Orgeneral Işık Koşaner suskunluğunu TBMM’de bozdu. Koşaner, komisyonda özetle şöyle konuştu:

- YAPILACAK BİR ŞEY YOKTU: Fethullahçı terör örgütünün eylemlerinin bir suç olarak telakki edilmediği dönemde görevliydim. Örgütün öğrenci evlerinden söz ediliyordu. Askeri okullara sokulmaya çalışıldığı söyleniyordu. Örgütün dünyanın birçok ülkesinde okulları vardı. Okul olarak telakki edildiği için bir araştırma söz konusu olmadı. Örgüt kendisine yandaş bir nesil yetiştirmeye çalışıyordu. Bu asker olarak bizim de dikkatimizi çekmekteydi. Ama yapılacak bir şey de yoktu. Bu olayların nihai bir amacının olduğundan hiçbir şüphe yoktu. Neden bu gençlere bunlar enjekte ediliyordu. Endişe duyuyorduk. Bu endişelerimiz 15 Temmuz gibi bir olay şeklinde değildi tabi, aklımızdan geçirmedik.

- YAŞ’TAKİ FAALİYETLERİMİZ ENGELLENMEYE ÇALIŞILDI: Bizim istihbarat faaliyetimiz kışla içerisinde personelimizi takip etmekten ibarettir. Bize gelen tüm bilgiler MİT’ten ve emniyetten gelen bilgilerdi. Oradan gelen bir şey varsa TSK’dan ilişiğini kesmeye çalışıyorduk. Mahkemeye gitmekle olmuyordu. Ancak YAŞ kararlarıyla TSK’dan personel ayrılması yanlış yorumlanarak, yanlış anlatılarak sanki namaz kılan atılıyor içki içmeyen atılıyor gibi dini propaganda yapılarak YAŞ’taki faaliyetlerimiz engellenmeye çalışıldı. Yetkili makamlar da etkilendiği için bir süre sonra faaliyetlerimize şerh koyma ve bu şahısların TSK dışına çıkarılmasını önlemeye çalıştılar. Son 8-9 yılda TSK bu şekilde kendini koruyamaz duruma geldi. Böyle olunca bu kişiler yerleştiler, rütbe aldılar, yetkili makamlara da geldiler. Yetkili makamlara gelmeler sahte bilgilere dayalı davalar sonucunda, TSK’nın önemli kadrolarının göz göre göre tasfiye edilmesine neden oldu.

- SUÇLU OLMADIKLARINI BİZ BİLİYORDUK: Balyoz gibi neye dayandığı daha sonra ortaya çıkan bir sürü dava vardı. Bu davanın bir planın parçası olduğu tahmin edilmekteydi. TSK’nın itibarını sarsmak ve istedikleri personeli uzaklaştırmak istedikleri açıkça görünüyordu. Suçlanan personelimizin suçlu olmadıklarını biz biliyorduk. Yargıya müdahale ediliyor denilmesin diye sesimizi yükseltmek imkanı olmadı. Tutuklama kararları üzerimizde şok etkisi yarattı. Bununla paralel internet andıcı davasında yakalama kararları çıkartıldı. Çelişkiler hiç dikkate alınmadı. Tanıklar dinlenmedi. Davanın seyrini değiştirecek deliller dikkate alınmadı.

- İZAH EDEMEDİM: Tutuksuz yargılanmanın sağlanması için bütün gayreti gösterdim. Belirgin bir destek sağlayamadık. Ama bir defasında bir kanunda bir değişiklik yaparak tutuksuz yargılanma durumu yaratabileceğimiz bir düzenleme yaptık, başbakanın kabul ettiği, iki saat sonra basına yansıtıldı hükümet geri çekmek zorunda kaldı. Emekli edilmek isteneceklerini biliyordum. YAŞ’da emekli et diyeceklerdi. İleride başımıza gelecek felaketin atılacağı günlere ortak olmuş olacaktık. Ortak olmadım ama izah etmekte de başarılı olduğumu pek söyleyemeyeceğim. Kadrolar boşaltıldı, başkaları da oralara yerleştirildi. Onların çoğu şimdi hapiste.

- CAMİMİZ VAR HERKES NAMAZINI KILAR: Harp okulunun bahçesinde camimiz var. Herkes rahatça namazını kılar. Siz askerken orucunuza karışan oldu mu, iftarınız zamanında hazırlanmadı mı? Bizim kimseyi diniyle suçlayıcı durumumuz olmaz. Şöyle bir şey söylendi çok ağrımıza gitti. Şehidin ailesi başı örtülü diye şehit cenazesine alınmadı dediler.

- JİTEM BİR VAR BİR YOK OLUR: JİTEM tartışması yıllardır sürer. Bir var olur bir yok olur. Jandarma istihbarat teşkilatının kısaltılmış ismidir. Bir dönem
kurulduğu, sonra kaldırıldığı söylenir. Bir şey bilmiyorum, kesin bir şey söyleyemeyeceğim.

- AYIBIMIZ AMA OLDU:
Görevimiz gereği pek çok yabancı genelkurmay başkanı ile temasımız oldu. Herkes bizim YAŞ sistemimize hayrandı. Bu sistemimizi yozlaştırmamamız, iyileştirmemiz lazım. Müdahale etmeden ordu kendi kendine sahip çıkarsa bu sorunlar hallolur. Hiçbir zaman darbe taraftarı olamayız. Geçmişte olanların hesabını lütfen bize söylemeyin. Kendilerini çok iyi sakladılar bu bizim ayıbımız ama oldu.

- 15 TEMMUZ ÇOK HATALI DÜŞÜNÜLMÜŞ: 15 Temmuz’da yaptıkları planın teferruatlarına vakıf değilim. Bir askeri planla alakası yok, çok hatalı, düşünülmemiş, zayıf, kurmay emeği yok denecek kadar üstünkörü planlanmış ve amacının ne olduğu belli değil.

‘Emir komuta sağlanmalı’

Koşaner, ordunun yeni yapısına ilişkin “FETÖ’cüler için yüzde 80 gibi rakamlar söyleniyor ama tabi 40 yıldır bir kurumun içerisinde olursanız, pek çok kişiyi yakinen tanıyorsunuz. Şu anda gözaltında veya tutuklu veya ihraç edilmiş olanlardan önemli bir bölümünün aklanacağını zannediyorum. Tanıdığımız için bu kişilerden böyle bir şey beklenemez kanaatindeyim. Onun için yüzde 80’ler 90’lar fazla. Yeni yapı kanaatimizce yanlıştır. Askerlikte büyük bir prensip vardır. Emir komuta birliği derler. Bunu bozduğunuz zaman sonunuz felakettir. Bu yeni yapılanma emir komuta birliğini sağlıyor mu? Sağlıyorsa sorun yok ama bence sağlamıyor. Onun için prensipleri ihmal etmemek lazım” dedi. Koşaner, “Askeri yargıçlar olmadığı için devrede bazı şeylerin yorumlanması sivil savcılar tarafından çok çok yanlış değerlendiriliyor. Sıkıntı olacağı belli. En azından askeri hakim ve savcıyla bir işbirliği yapılabilir mi?” diye konuştu

‘Bazı isimler sonradan çıktı’

Koşaner, özel kuvvetlerden çıkartılan belgeler ile ilgili şöyle dedi: “Başbakanla konuşmamızı tek tek anlatamam. Uzun yıllar özel kuvvetler komutanlığında çalıştım, orada ne var ne yok biliyorum. Orası Ankara bölgesinin binası. Özel kuvvetlerin arşivi değil. Oraya girilerek çıkacak mahsurları anlattım. Orada bazı personel isimleri sonradan çıktı. O biraz mahsurlu oldu. Orada eğitim gören gizli olmayan personelin. Seferberlik tetkik kurulu dediğimiz, memleketin bir bölümü işgal edilirse burada kalacak eğitilecek olanlara ilişkin bir çalışma.”

‘Onları korumalıydım’

Koşaner, “Neden istifa ettiniz?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Büyük bir general kitlesi yok yere hapisteydi, mahkeme görevini yapmıyordu, savcı ve hakimlerin tutumları aleni olarak hukuka aykırıydı. Ne istiyorlarsa veriyorduk ama hiçbir şey yapılmadığı gibi, toplu rastgele tutuklamalar, tamamen TSK’ya mesaj veriliyordu. Kamuoyu nezdinde aşağılanmak, kadrolarımızı temizleyip boşaltılmaktı hedef. Biz asker olarak emir verdiğimiz zaman personelimiz koşarak ölüme gidiyor, ölüyor, ben de onun hakkını ölümüne korumak zorundayım.”