Haberler Fenerbahçe Haberleri Fenerbahçe - Gaziantepspor maçı sonrası yazar görüşleri Fenerbahçe - Gaziantepspor maçı sonrası yazar görüşleri Dün Kadıköy'de oynanan ve Fenerbahçe'nin Gaziantepspor'u 3-0 yendiği mücadelenin ardından... 1 Mucizelere inananlar - Alaattin Metin / Akşam Kjaer'in golünü kadar, sahada daha çabuk düşünen, ilk hamleleri yapan taraf Gaziantepspor'du. Fenerbahçe ise golden sonra kendine geldi. Oyun kontrolünü eline geçirip, pozisyonlar üreten taraf oldu. Van Persie, Alper akıl almaz goller kaçırdılar. O an aklıma 27. hafta geldi. Fenerbahçe, Osmanlı maçını berabere bitirmiş, bir gün sonra Beşiktaş Kasımpaşa'ya yenilerek, bir mucizeyi altın tepsi de sunmuştu. Üstün oynadığı Galatasaray maçını kazansa, hem de skor olarak farka gidecek hem de liderlik şansını yakalabilecekti. Ama olmadı, arkasından Konya yenilgisi ise üç maçta yedi puan kaybeden taraf oldu. Futbol işte böyle bir oyun. Şimdi o üç maçta kaçırdığın treni yakalamak için tırmala… İkinci yarının başında Van Persie'nın golünden sonra oyun tamamen koptu. Fenerbahçe deyim yerindeyse tek kale oynayan, devamlı pozisyon üreten ve taraftarlarını ümitlendiren taraftı. O kadar inanmışlar ki, Başkan'ın yıllarca mücadele ettiği tribün, "Yönetim, taraftar el ele şampiyonluğa" pankartını bile asmışlar. Dikkat ettim. Televizyondan izleyenler pek göremez. Bu takımda topsuz oyunu en iyi oynayan Volkan Şen… Devamlı hareketli. Çok iyi boş alanlara kaçıyor. Topu ayağına aldığı vakit, kendine güveni o kadar fazla ki, ayak bilekleri yumuşak olduğu için rakibinden iki tık önce düşünüyor. Alper'in ne zaman ne yapacağı belli olmuyor ama Volkan ile birlikte takımı ileriye taşıyan iki oyuncu... Van Persie'nin attığı ikinci goldeki sol ayağı için üstene gelen kaleciyi geçip, sağ ayağı ile golü atması kalitesine yakışan hareketlerdi. Frikik de iki arkadaşını baraja sokması ve onların boşalttığı yerden topu kaleye göndermesi de düşünce olarak güzeldi. Ama aklıma Osmanlı maçında kaleciyi de geçtikten sonra yarım metreden boş kaleye topu atamadığı pozisyon geldi. İki gol atması, bir golünde asistini yapması kendisine güveni arttırdı. Ligin marka değerini beğenmeyenler; iki takımın nefes kesen mücadelesinden memnunlar mı? Heyecan en üst düzeyde… Bakalım bu hafta ligin düğümü çözülecek mi? 2 Aktif bekleme - Ercan Güven (Milliyet) Uzayda aynı yönde aynı hızla yol alan iki cisimden biri öndeyse, arkadakinin yetişme ihtimali teorik olarak sıfırdır. Ama burası Dünya... Türkiye... Süper Lig. Yerçekimi var, sürtünme var, sürtüşme var, rakip var, fiziki ve psikolojik parametreler var. Yani, kontrol Beşiktaş’ta olsa da Fenerbahçe pozisyonunu koruyup “yakalarsam geçerim” mesajı vererek en doğru işi yapıyor. Bir başka deyişle “aktif bekleme” Fenerbahçe’ninki! Peki, Fenerbahçe aktif de taraftarı pasif mi?.. Üç hafta kala üç puan farkla şampiyonluk peşindeki takımın şık ve konforlu stadı niye dolmuyor güneşli bir Pazar günü? Köşeler açık, koltuklar eksik? Sakın “seyirci futboldan koptu” filozofluğuna soyunmasın kimse. Hele “tribünlerin şampiyonluktan ümidi azaldı” cümlesini hiç kurmasın. Çünkü “burası Türkiye”!.. Bakın, fikstür çekiminde minicik bir oynama olup bugün bu maç Gaziantep’te olsa, Emniyet’e saldırı, iki şehit ve yirmiden fazla yaralı polis nedeniyle iptal edilecekti büyük bir ihtimalle. O kadar bıçak sırtı yürüyor işler. 1 Mayıs’ta İstanbul’daki milyonlarca işçi bayramlarını kutlamak için sokağa çıkmaktan çekiniyor. Miting alanı yarı yarıya... Maçtan önce Şükrü Saracoğlu’nun komşusu Bahariye ve Moda’da Fenerbahçe formalıları çıkın, bir avuç insan dolaşıyor ne yazık ki. Çok takmayın seyirciye... Pereira’ya da söylesin birileri, “niye tribünler ful olmadı” anlamında konuşmasın; anlamaz, onu aşar bu işler. Sinir uçları tenine çıkmış Türkiye’de şu sezon kazasız belasız bitsin de seyirci varsın az olsun. Maça gelince... Fenerbahçe can derdindeki Gaziantep karşısında beklendiği kadar hızlı bir başlangıç yapamadı. Oysa Pereira, -çok geç de olsa- Mersin’den beri yakaladığı “pozisyonları değerlendiren” kurgusunu bozmamış, Alper’li Volkan’lı takımı sürmüştü sahaya. Nani iyi idi... Van Persie iyi idi... Alper ve Volkan oyunu hızlandırıyordu. Lakin gol, hatta pozisyon yoktu ilk 25 dakika. Sebebin birincisi, top Fenerbahçe’deyken santrafor Larsson dışında on kişiyle birlikte savunmaya geçen Gaziantep’ti... Etten duvar olmuşlar, Fenerbahçe’yi ceza sahasına yaklaştırmıyorlardı. İkinci sebep ise Fenerbahçe’nin hızını kesmek için rakibin yaptığı faulleri, hakemin görmezden gelmesiydi. Kalkavan faul çıtasını İngiltere seviyesine çekti ilk yarının başında ve duran top bile bulamadı Fenerbahçe. Antepli futbolcular rakiplerinin usta ayaklarını durdurmak için o kadar gayret sarf ettiler ki, Koray ve Orkan çeyrek saat dolmadan sakatlanarak sahayı terk etmek zorunda kaldı. O dakikalardan sonra Fenerbahçe’nin hakim ve rahat oyunu başladı. Nani döktürdü, Van Persie en iyisini oynadı, Volkan, Alper yine uçtu. Sadece ilk yarıyı dört golle galip bitirebilirdi Fenerbahçe; Alper, Van Persie, Kjaer ve Nani’nin kaçırdıkları olmasa. İkinci devrenin açılışı Van Persie’nin şık golüyle yapılınca, Van Persie’nin ikinci, Fenerbahçe’nin üçüncü golüne kadar İstanbul’a beraberlik umuduyla gelen Gaziantepspor’un yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Fenerbahçe oyunu rakip kaleye biraz daha yaklaştırmış sadece gole odaklanmıştı. Rakibin gol atma şansı ise sıfıra yakındı. Beceriksizlikten değil, Fenerbahçe’nin baskısından... Evet... İki şutu direkten dönen, 2-0 öndeyken bile oyunu forse eden Fenerbahçe, belli ki Gaziantepspor’u yenmenin ötesinde şampiyonluktaki iddiasını da sergilemek niyetindeydi. Pereira’da öyle... Yorulmuş Volkan’la Fernandao’yu değiştirip, kaçan golleri değerlendirebilmek peşine düştü son 15 dakikada. Deneye deneye bulduğu hem atan hem tutan takım onu da coşturmuş olmalı! Maçın tek anlamsız meselesi, Diego’ya yönelik önyargılı protestoydu. Stadın bir kısmı ıslıkladı, bir kısmı alkışladı. Bu da şampiyonluk kuyruğundaki Fenerbahçe’nin tribünlerinde ne fırtınalar koptuğunu ortaya koydu. Hani kızmaya hazır ama işi bozmamak için dudaklarını ısıran adamlar olur ya; o durumda Fenerbahçeliler. Ama merak etmeyin, takım bu güzel oyununu sürdürdükçe patlayamayacaklar. 3 Van Persie'ye çok yakıştı! - Levent Kalkan (Milliyet) Fenerbahçe'nin ilk 25 dakikada sadece bir kez gole yaklaşmasının temel sebebi, son dönemin en etkili ismi Nani'nin, Diego'ya dönüşmüş olmasıydı. Trabzonspor maçının yıldızı Nani sorumluluk alma ve atakları yönlendirme konusunda yeterince istekli davranmayınca sarı-lacivertliler tempoyu yükseltemedi. Volkan Şen'in yararlanamadığı pozisyon dışında ilk 25'te Gaziantep savunmasında gedik açmak mümkün olmadı. Fenerbahçe'ye yarım saat dolmadan golü de kazandıran faktör ise Volkan Şen'in kulvar değiştirerek, Gökhan Gönül'le birlikte sağ kanadı savurmaya başlaması oldu. Volkan-Gökhan ikilisine Nani'nin de katılması maçı tamamen tek taraflı bir oyuna çevirdi. Kulüp kariyerinin 500. maçına çıkan Robin van Persie harika bir asistle süper stoper Kjaer'i golle buluştururken, Gaziantep'in, Koray'dan sonra en etkili hücum kozu Orkan'ı da sakatlığa kurban vermesi işin rengini büyük ölçüde belli etti. İkinci yarıya özgüvenle başlayan ve kalesinde hiçbir tehdit görmeyen Fenerbahçe çok geçmeden ikinci golü de buldu. İlk devre çok net bir pozisyonu kaçıran Alper'in topla buluşturduğu Robin van Persie, Arsenal günlerini anımsatan bir golle farkı ikiye çıkardı, Mersin maçında kendisini ıslıklayan tribünlerle de barıştı. Hollandalı yıldızın kafa golü de usta işiydi, kalitesini bir kez daha gösterdi. Robin van Persie'nin bu görkemli performansı akıllara ister istemez Mario Gomez'i getirdi. Pereira, Şenol Güneş'in, Gomez'e güvendiği gibi sezon başından itibaren Van Persie'de ısrar etseydi, Fenerbahçe'nin şampiyonluk iddiası çok daha güçlü olabilirdi. 4 Sıklet farkı var - Ersun Yanal (Milliyet) Şampiyonluk yarışında Beşiktaş’ın Kayserispor’u yenmesinin ardından Fenerbahçe’nin Gaziantepspor maçı oldukça önem taşımaktaydı. Saracoğlu’nda yüksek motivasyon ve çok daha coşkulu oynayan sarı- lacivertliler karşılaşmanın tartışmasız favorisiydi. Son haftalarda aldığı başarısız sonuçların ardından küme düşme hattına gerileyen ve hedef takım konumundaki Gaziantepspor için alınacak puan kendilerine nefes aldıracaktı. Fenerbahçe son haftalarda orta sahada bir fazla ofansif oyuncu ile oynamanın mükafatını çok sayıda pozisyona girerek ve farklı skorlarla galip gelerek aldı. Sarı- lacivertli ekip sahada yine ofansif özellikleri yüksek oyuncularla yer almıştı. Alper Potuk-Nani- Volkan Şen hücum organizasyonlarında son haftaların etkili oyuncularıydı. Fenerbahçe maça istekli başlasa da rakibine istediği baskıyı kuramadı. Bunda da kalabalık Gaziantepspor savunması karşısında Alper Potuk ve Nani’nin ilk yarım saatlik bölümde çok fazla etkili olamaması önemli rol oynadı. Volkan Şen’in bireysel çabaları sarı- lacivertlileri hücuma taşıdı. Gökhan Gönül ve Hasan Ali Kaldırım’ın da hücuma destekleri yeterli olmayınca sarı-lacivertli takımın gol şansı duran toplara kalmıştı. Nitekim de gol duran top dönüşünde V.Persie’nin asistinde Kjaer’le geldi. Skor üstünlüğünü ele geçiren sarı- lacivertliler, oyunun tek hakimi oldu. Özellikle duran toplarla etkili olan Fenerbahçe, tek santrfor oynayan rakiplerine Kjaer ve Alves’in iyi oyunu ile ilk yarıda pozisyon dahi vermedi. Hücumdan savunmaya geçişleri bu maçta da çok iyi yapan Fenerbahçe, Gaziantepspor topu ayağına aldığında çok iyi pres yaparak rakiplerine oynama şansı tanımadı. Fenerbahçe ile Gaziantepspor arasında çok ciddi sıklet farkı var. Ligin en az gol yiyen takımı Fenerbahçe ile Kayserispor’dan sonra en az gol atan takımı arasında sahadaki mücadele beklendiği gibi geçti. İkinci yarının hemen başında gelen V. Persie’nin şık golü sarı- lacivertlilerin çok daha rahat oynamasını sağladı. Fenerbahçe maçın başından bitimine kadar üstün bir oyun sergileyerek zorlanmadan kazandı. Robin van Persie dün gece attığı goller ve yaptığı asistle geceye damgasını vuran isim oldu. Sarı- lacivertli ekip rakibine bir tek pozisyon şansı dahi vermedi. Fenerbahçe için şampiyonluk yarışından kopmamaları adına dün gece kazanmak önemliydi, bunu da çok kolay başardılar. Son 13 haftada sadece 6 puan alan Gaziantepspor’un hücum gücü çok düşük. Hücum gücü bu kadar düşük hatta hiç olmayan Gaziantepspor ligin geride kalan üç haftasında küme düşme hattında ciddi sıkıntı yaşayacak gibi görünüyor. Fenerbahçe karşısında Koray ve Orkan’ın sakatlanmaları Gaziantepspor için kayıp oldu. Maç öncesi her iki takım adına ortaya çıkan istatistikler maç sonucuna yansıdı. Fenerbahçe, Saracoğlu coşkusu ile oynadığı Gaziantepspor karşısında aldığı üç puan ve ortaya koyduğu oyunla şampiyonluk yolunda son haftaya kadar yarışa devam edeceğinin mesajını verdi. 5 Kadıköy'de resital - Ersin Düzen (Vatan) F.BAHÇE, son 3 maçta 11 gol attı. Gollerin dışında; her ne kadar kazanamasa da, G.Saray derbisi dahil, 20’den fazla net pozisyona girdi. 1 ay öncesine kadar, sıkıcı geçen F.Bahçe maçları artık daha bereketli. BUNDA en önemli sebep, Pereira’nın oyun yapısındaki değişiklikleri. 11’de oynatmaya başladığı Alper, aldığı her topta kaleyi düşünüyor, dikine oynuyor. Volkan Şen haftalardır formda ve hücum gücünün 1. adamı. Ve en önemlisi, Nani artık özgür. Kendini sadece kanada atıp, top almayı beklemiyor. Bu özgürlük oyun içinde daha fazla görünmesini sağlıyor. Tüm bunlar bir araya gelince, Van Persie gibi bir dünya yıldızı sahneye çıkıyor. Son 3 maçta 4 gol atıp, 2 asist yapması tesadüf değil. Dünkü asisti ve attığı 1.gol harika. Yetenek ve kalitenin zekayla birleşmesinin en güzel 2 örneği. DÜN akşam G.Antepspor, sadece savunmayı düşünerek sahaya çıktı ama düşündüğünü uygulaması böyle bir F.Bahçe karşısında mümkün değildi. Aslında bu skora sevinmeliler. Sonuç sezonun en farklı yenilgisi olabilirdi. Son 3 hafta, işleri çok zor. İyi bir kaleciye sahip olsalar da, bu savunmayla Allah, Sergen Yalçın’a kolaylık versin. İŞTAHLI F.BAHÇE F.BAHÇE, sadece gol yollarında değil, sahanın her yerinde doğru işler yaptı. Öndeki prese diğer futbolcular da karşılık verdi. 2-0’dan sonra bile, maç G.Antepspor yarı sahasında oynandı. Kaleci Volkan’a iş düşmedi. Herkes, üzerine düşeni yaptı. F.Bahçe’nin iştahı, mücadelesi, yüksek temposu, bu yarışı sonuna kadar göstereceğinin işaretiydi. TAKIMDAKİ herkes inanıyor, ancak taraftarın maça ilgisi beni şaşırttı. Belki 1 Mayıs nedeniyle olabilir ancak Kadıköy’de 26 bin taraftardan daha fazlası olmalıydı. 6 Van Persie nihayet coştu - Güntekin Onay (Vatan) Geçen hafta oynanan Trabzonspor maçı F.Bahçe için sezonun en kolay oyunlarından biri olmuştu. Dün akşamki daha da rahat geçti. 15. dakikadan sonra oyunun tek hakimi olan sarı-lacivertliler, G.Antep karşısında hiçbir an bile zorlanmadı. Rakibin zayıflığı tabii ki bu durumda etkendi ancak F.Bahçe, hem saha içi organizasyonu hem fizik kalite hem de teknik olarak rakibinden kat kat güçlüydü. Yarı sahada bir antrenman maçı temposunda oynadılar. Atak devamlılığı sağladılar, orta alanda tüm dönen topları alıp bekleri oyuna soktular. İşin doğrusu daha ilk yarıda 3 farklı bir skorla soyunma odasına gitmeleri de işten bile değildi. ROBIN van Persie şık bir asist ve estetik açıdan çok klas bir golle maçın adamı oldu. Kafa golü ise bu seviyedeki bir golcü için zor değildi. Hollandalı süperstar bu sezon dünkü gibi bir performans sergileseydi F.Bahçe’nin ligde şu anki durumu da farklı olurdu. HÜCUMDAKİ yetersizliğini son haftalarda tamamen bertaraf eden F.Bahçe, Mersin, Trabzon ve G.Antep maçlarında bol pozisyon üretti ve gol buldu. Rakiplerine pozisyon vermedi. Takım savunması olarak zaten başarılıydı. Peki hücumda değişen ne? ÜST üste zayıf rakipler ile oynaması mı? Değil. Van Persie-Nani-Volkan 3’lüsü ve arkalarında daha hareketli bir Alper Potuk ile daha aktif bir ofans kurgusu var. Nani bu formasyonda daha özgür. Kanat beklerinin de hücuma katılmasıyla sayısal çoğunluk da yeterli olunca F.Bahçe daha çok pozisyona giriyor. KONYA ile oynanan kupa maçını da hesaba katarsak son 4 maçta 14 gol atan bir F.Bahçe var. Daha önce böyle bir grafik hiç olmadı sezon boyunca. Demek ki Pereira 28 hafta boyunca bazı şeyleri yanlış yaptı ve ısrar etti. Son 4 maç savunma tandanslı oyundan artık tamamen hücumu düşünen bir F.Bahçe olduğu açıkça gözüküyor. 7