Siz neyin peşindesiniz?
Ersin Düzen-Vatan
Her zaman son sözü taraftara getirirdim, bu kez onlardan başlamak şart oldu! Lafım, ‘Gezi, yönetim istifa, Alex’ tezahüratlarını maçın içine sokup, kendi futbolcusuna saygısızlık edenlere. Takımın Avrupa’dan men edilmiş, psikolojik olarak yıkılmış, yönetim kongre kararı almış. Başını kaldırmak için fırsat kollayan futbolcuların sana en çok ihtiyacı olduğu dönemde, sen neyin peşindesin peki? Tek ses olman gerekirken tribünleri bölüyorsun, bir de üstüne güya siyaset yapıyorsun. F.Bahçe’nin maça farklı hesaplarla gelen değil, bu kulübe gönül verenlere ihtiyacı var!
SELÇUK HATASIZDI
Maça gelirsek; ilk 2 hafta Sivas’ı izlemeyenler ligin en zayıf takımı olduğunu düşünebilirler. Oysa, dün akşamki skor onların kötü oluşuna değil, yıllardır görmediğimiz kadar iyi bir F.Bahçe’ye bağlıydı. Ersun Yanal, sahaya ofansif özellikli ve koşu mesafeleri yüksek 6.5 oyuncu sürmüştü ve nihayet karşılığını aldı.
Bu oyunda, kuşkusuz Holmen’in katkısı çok fazla. Toplu bölümlerde hücumda gol arıyor, şut atıyor; topsuz alanda pres yapıyor. Eskiden öndeki üçlünün baskısı yetersizdi, dün ise orta sahanın desteğiyle Sivas ilk yarıda top görmedi.
Alan daralınca, Caner ve Gökhan daha etkili oldu. Emenike’nin eski günlerinden pırıltılar izledik. Kuyt ve Webo koşmakla kalmadılar, kaleye daha yakın oynadılar. İşin savunma yönünde ise özellikle Selçuk dönen topları alarak hatasız oynadı. Tıkır, tıkır işleyen bu düzende F.Bahçe maçı ilk yarım saatte bitirdi.
2. yarıda bu temponun devam etmesi tabii ki zordu. Hem skorun 4-0 olması hem de yorgunluk hataları da beraberinde getirdi. Bu süreçte, Yanal daha erken değişikliğe gidip, takımın pas yapmasını sağlayabilirdi. Arka arkaya yenen 2 golden ders çıkartılmalı ama maçın geneline bakıldığında F.Bahçeli tüm oyuncuların görevini yerine getirdiğini söylemeliyiz.