Filiz Aygündüz'den aşka,insana ve zaaflarına dair;"Prens Prensesi Sevmedi"

2010 yılında çıkardığı ilk kitabı 'Kaç Zil Kaldı Örtmenim'de, samimi anlatımıyla kimlikleri, dili, ölümü ve hayatı sorgulayan Filiz Aygündüz, bu çok sevilen romanın ardından 4 yıl sonra 'Prens Prensesi Sevmedi' romanıyla okurlarının karşısına çıkıyor.Doğan Kitap etiketiyle raflarda yer alan 'Prens Prensesi Sevmedi' aşka,insana ve zaaflarına dair bir roman.

Deniz otuz yaşında, başarılı bir mimardır. Bir gün gittiği hastanede Ömer adında bir doktorla tanışır ve ilk görüşte ona vurulur. Ömer özgürlüğüne düşkün bir adamdır, ciddi bir ilişki istemediğini de açıkça söylemektedir. Deniz her şeye rağmen, sırf onunla birlikte olabilmek için Ömer’in bütün kurallarını kabullenir. Haftada bir kez, hep Ömer’in belirlediği saat dilimlerinde buluşmaya başlarlar. Deniz’i hayatına almamakta kararlı olan Ömer onu ne ailesiyle ne de arkadaşlarıyla tanıştırır. Deniz sadece arada sırada takıldığı bir kadındır onun için. Ancak Deniz için hayatın anlamı Ömer haline gelmiştir, onsuz nefes dahi alamamaktadır. Bu aşırı ilgi Ömer’i bunaltıp iyice uzaklaştırır ondan. Gelgitli ilişkisi Deniz’de fiziksel rahatsızlıklara da sebep olmaya başlar; genç kadında çarpıntılar, terleme, nefes darlığı baş gösterir. Kimi günler ayağa kalkacak mecali bile olmaz. Sonunda en yakın arkadaşı Suna, psikiyatra gitmesi için onu ikna eder ve uzun bir psikoterapi süreci başlar. Psikiyatr, Deniz’in bağımlılık özellikleri gösterdiğini düşünmektedir. Deniz bu sorunun kökenine inerek bağımlılığından kurtulmak zorundadır. Ancak bağımlılıklardan kurtulmak hiç de kolay değildir.

Filiz Aygündüz, günümüzde sık rastlanan türde kadın-erkek ilişkilerini mercek altına aldığı Prens Prensesi Sevmedi, çağımızın en büyük sorunlarından birini tatlı ve güleryüzlü bir dille anlatıyor, tabii gözyaşına izin verdiği bölümler de var.

Kitaptan

Aşk falan yok demiştim kızlara ama bal gibi de ilk görüşte aşktı bu. Hiç aklımdan çıkmıyordu Ömer. Son görüşmenin ardından, o ilk günlerin şanından sayılan, “arayacak mı, ya aramazsa” telaşı başladı. Bu günlerin kurbanı bir kız arkadaş hep olur malum. Benimki de Suna’ydı. Günde kırk kez, telefon, mesaj, mail marifetiyle yiyip bitiriyordum Suna’yı. Bütün hikâyeyi en baştan gözden geçiriyor, Ömer’in her bir sözüne kırk tane anlam yüklüyor, bakışlarını yorumluyor, arayacağı zamanı kestirmeye çalışıyordum. Arada umudumu kaybedip kesin aramayacak diye karaları bağladığım da oluyordu, arasın diye akşamları totem yaptığım da…

Filiz Aygündüz kimdir?

Filiz Aygündüz 1971 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik bölümü mezunu. Çeşitli liselerde matematik öğretmenliği yaparken, Topaz, Go, Cosmopolitan dergilerinde serbest muhabir olarak çalıştı. 1995 yılında Duygu Asena’nın çıkardığı kadın dergisi Kim ve kültür sanat dergisi Negatif’e yazmaya başladı. 1999 yılında öğretmenlikten istifa etti. Aynı yıl, Asena’nın dergileri kapandıktan sonra Milliyet gazetesi kültür sanat servisinde ve Milliyet Sanat dergisinde muhabirlik yapmaya başladı. 2007 yılında Milliyet gazetesi kültür-sanat servisi müdürü oldu. Milliyet Sanat dergisinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü görevlerinde bulunduktan sonra 2008’de derginin genel yayın yönetmenliğine getirildi. Halen Milliyet gazetesi kültür-sanat servisi müdürlüğünü, Milliyet Sanat dergisinin ve Milliyet gazetesinin çıkardığı aylık kitap eki Milliyet Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Filiz Aygündüz’ün Kaç Zil Kaldı Örtmenim adlı romanı Doğan Kitap tarafından yayımlandı.