Kılıçdaroğlu dönemi CHP’nin toplumla kucaklaşma, çalışkanlık, seçim kazanma, AKP ile siyasi rekabete girme, altını çizelim, niyetleriyle başladı. Bu gelişme, sadece CHP için değil, Türkiye’nin de çok yararına bir gelişmeydi. Kılıçdaroğlu’yla birlikte Türkiye’de merkez solun, sosyal demokrasinin, adalet, refah, katılım, birlikte yaşama kültürünün güçlenmesi umudu ve olasılığı arttı. İçine kapanmış, tepkici, sadece rejimi koruma temelinde muhalefet yapan CHP’den, tekrardan kitle partisi olma, toplumun farklı kesimlerinin sorunlarına eğilme ve ‘Siyaset yapıyorum’ diyen bir CHP’ye dönüşüm süreci, Kılıçdaroğlu ile başladı: En azından, bugün böyle bir umut, algı düzeyinde toplumda yaygınlaşıyor. Tüm bu, ‘imkansız denilenin olabilirliğe dönüşümünü’ simgeleyen gelişmelerin odak noktası olan Kemal Kılıçdaroğlu, 2010’da ‘Yılın siyasetçisi’ olmayı hak ediyor. 2011’se liderliğinin, ne derecede, umutların ve niyetlerin yaşama geçirilmesini başarabildiğini göreceğimiz bir yıl olacak: Kılıçdaroğlu’nu daha zor günler bekliyor.