Ailenin diğer büyükleri de Moda’ya yürüme mesafesinde, Mühürdar ve Yoğurtçu Parkı’nda oturuyorlardı. O günlere dönüp baktığımda Moda Deniz Kulübü, Kırıntı’nın ilk günleri, Tenis Kulübü, Moda Parkı, Kadıköy Çarşısı, Süreyya Sineması düşüyor aklıma. Moda ve çevresini avucumun içi gibi bilirim. Tabii İstanbul artık çok büyüdü. Nüfus göçle birlikte öngörülmemiş boyutlara yükseldi. İstanbul’dan mimari, kültürel ve sosyolojik açıdan Viyana ya da Paris devamlılığı ve performansı beklemek haksızlık olabilir