Bahsettiğiniz kişilerle aynı projede yer almamak gibi bir tercihiniz var mı ?
Kesinlikle var. 46 yıllık tiyatrocuyum, bir sürü dizi senaryosu geldi ve hiçbiri içime sinmedi. Çünkü sorduğum ilk soru “Senaryoyu değiştirme hakkım var mı?”, “Kim çekecek?” ve “Kimler oynuyor?”dur. Oyuncu olmayanlarla oynamamak gibi bir prensibim var. “Karadayı”yı hem gerçek oyuncuların olduğu bir iş, hem de yapım şirketi teknik ekibe çok önem verdiği için kabul ettim.
Rol seçerken nelere dikkat edersiniz?
Kolay rol sevmem. Canlandıracağım rolün kendi karakterimin dışında çizgileri olmasını isterim. Bir de ters köşe roller çok avantajlıdır. Kadın rolü bile gelse oynarım.
Tiyatro sahnesinde hayat verdiğiniz en keyif aldığınız rol hangisiydi?
Çehov’un “Vişne Bahçesi” ve Bilge Su Erenus’un “Misafir”inde büyük bir keyifle oynadım. Şimdi oynadığım “Sinema Artisti Olmak İstiyorum” oyunundan da büyük keyif alıyorum. Ama diğerlerinden ayrı, özel bir yere koyacak olursam “Misafir” oyunu benim için çok farklıdır. Çünkü orada yedi farklı rol oynuyordum. Almanya’dan köyüne gelip adaptasyon sorunu yaşayan orta yaşlı bir işçinin kendisini, karısını, babasını ve çocuklarını ses değişimleri ve kuklalarla oynuyordum. O rol benim için hem çok yorucu hem de çok keyifliydi...