Çocuklar eğilip bacakları arasından bakarlarsa, o eve misafir geleceğine inanılır. Kurban bayramında et ev içine alınacağı zaman loğusa ve bebek ayağa kaldırılır. Yoksa kurban etinin lohusayı ve bebeği basacağına inanılır. Kulak çınlaması, birinin öleceğine işarettir. Yeni gelin koca evine geldiği zaman kucağına, anne ve babası sağ olan erkek çocuk oturtulur. Gelinin erkek çocuğu olsun diye. Elçiliğe giderken iç çamaşırını ters giyenin işi olur. Yürüyemeyen çocuklar ocağın üzerine asılı olan zincirden yedi kez geçirilir. Arazisine kamış fidanı dikenin erkek çocuğu olmaz. Yürüyemeyen, geç yürüyen çocuklara ’basılmış’ denir. Çocuğu yürütmek için ayaklarına ip bağlanır ve caminin kapısına getirilir. Namazdan çıkan ilk kişiye bu ip kestirilir. Böylelikle çocuğun yürümesini engelleyen bağın çözüldüğüne inanılır. Düğünlerde lahana dolması içine para konur. Para kime çıkarsa o zengin olur. Evin hayvanı bağırıp ağlarsa, ev halkından biri ölür. Eskiden 14 ocak günü yılbaşı sayılıyordu. Bazı yerlerde buna ’Kocakarı yılbaşısı’ deniyordu. Bu günde ip satın alırsan bütün yıl yılan göreceğine inanılır. Süpürgeyi üzerine süpürmek, erkek kardeşe kötülük getirir.