Atatürk'ün ölümüyle kendilerine katafalkı ziyaret etmeleri için izin verildiğini belirten Yaylalı, bu ziyaretleriyle ilgili de şunları anlattı:
"Cuma günü katafalkı ziyarete gittik. İstanbul'un Fındıklı semtinden itibaren yaya kaldırımında 5'erli kişiler halinde gruplar vardı. Dolmabahçe'ye büyük kapısından girdik, toplantı salonu olan büyük bir avizesi bulunan yerde Atatürk'ün tabutu duruyordu, çevresinde 6 general nöbet tutuyordu. Halk katafalkın önünden 5'erli sıralar halinde geçiyordu, her geçen katafalktaki tabutun önüne geldiğinde saray ağlamadan inliyordu. O heyecanla geçenlerden bayılanlar oluyor. Bayılanları çiğneyerek geçenler oldu. Durmak yok, arkası geliyor çünkü. Onu gören kişinin ağlamadan geçmesi mümkün değil. Biz cenazenin önünden geçtik, karşıdan gelen grupla karşılaşmamak için başka kapıdan çıktık."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün cenazesinin Ankara'ya gönderilişine de şahitlik ettiğini anlatan Şaban Yaylalı, Sirkeci'nin caddelerinde kalabalıktan adım atmak mümkün olmadığını belirterek, "Cenazeyi atlar çekiyor, arkada askerler, yabancı ülkelerin askerleri, onların genel temsilcileri vardı. Sokaklardan cenaze arabası görününce muazzam bir ağlama gürültüsü çıkıyor. Gülhane Parkı'na kadar gidiyor cenaze, burada Zafer Torpidosu'na nakledildi, oradan da açıktaki Yavuz harp gemisine. İzmit'e kadar denizden taşındı, trene binerek Ankara'ya uğurlandı." ifadeleriyle anılarını paylaştı.
Atatürk'le ilgili çok fazla kitap okuduğunu belirten Yaylalı, Büyük Önder'in halkın yüreğine sahip bir lider olduğunu vurgulayarak, TBMM'nin açılışını Müslümanların mübarek günlerinden olan cumaya denk getirmesinin de bunu ispat ettiğini sözlerine ekledi.