Gündem Fransa’da sistemin özü uzlaşma kültürü

Fransa’da sistemin özü uzlaşma kültürü

10.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

1962’de yarı başkanlık modeline geçen Fransa’da, cumhurbaşkanı ve başbakan farklı partilerden olabiliyor. Burada da uzlaşma kültürü öne çıkıyor. Genel seçimleri cumhurbaşkanının adayı olduğu partiden başka bir parti kazanırsa, ‘bir arada yaşama’ modeline geçiliyor

Fransa’da sistemin  özü uzlaşma kültürü

Türkiye’nin gündemine giren yeni hükümet modeli ve başkanlık sistemi arayış ve tartışmaları çerçevesinde, Fransa’daki yarı başkanlık sistemi uygulamasının da gündemde öne çıkacak modellerden birini oluşturacağını söylemek mümkün. Çünkü Fransa ile Türkiye’nin siyasi yapıları ve anlayışları ile devlet örgütlenmeleri arasında önemli benzerlikler bulunuyor. Osmanlı’nın son dönemindeki modernleşme girişimleri ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuyla oluşturulan devlet örgütlenmesinde Fransız modelinin hafife alınmayacak etkileri göze çarpıyor.
Fransa’nın yarı başkanlık sistemine geçene kadar yaşadığı yönetim tecrübelerinin bazıları Türkiye’de de yaşandı. Osmanlı’nın son döneminde tonu düşük kalsa da bir anayasal monarşi dönemi tecrübesi tarihe geçti. Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet’in ilanı öncesinde devlet başkanının olmadığı Meclis Hükümeti sistemi içinde verildi. Türkiye; 1924 ile 1960 arasında parlamenter sisteme yaklaşan Meclis Hükümeti sistemiyle yönetildi.

Haberin Devamı

Fransa’da sistemin  özü uzlaşma kültürü
Yarı başkanlığa doğru
1961 anayasasıyla parlamenter sisteme geçildi. 1982 anayasası parlamenter sistemi, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini artırarak yarı başkanlık sistemine yaklaştırdı. Cumhurbaşkanı’nın 2014 yılında halk tarafından ilk kez seçilmesinin ardından parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemine bir ton daha yaklaştı. Fransa’da da, Türkiye’de özellikle 1970 ve 1990’lı yıllarda olduğu gibi koalisyon dönemleri sancıları yaşandı.
Yarı başkanlık sistemi; basit tanımıyla başkanlık ile parlamenter sistemlerin karışımı niteliğinde. Bu sistemde, yürütme gücü yani hükümet etme; halk tarafından seçilen devlet başkanı ile parlamentonun güvenoyu verdiği hükümetin başkanı yani başbakan arasında paylaşılıyor.
1982 anayasasında Cumhurbaşkanı’na verilen yetkiler dikkate alındığında, mevcut sistem zaten Meclis’te siyasi gücü olan ve aynı zamanda önemli kamuoyu desteğine sahip bir Cumhurbaşkanı görevde olduğunda, parlamenter sistemden fiili olarak yarı başkanlık sistemine geçişe dayalı bir potansiyele sahip. Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Türkiye’deki yönetim sisteminin fiili olarak Fransa’daki yarı başkanlık sistemine yakın bir özellik kazandığı söylenebilir.Fransa’daki sistemin önemli özelliklerinden biri de, yarı başkanlık modelinin üniter devlet yapısı içinde uygulanması.
Kuvvetli başkanlık modeli
Fransa’daki sistemin ruhunu anlayabilmek için önce Fransa’nın yönetim ve anayasa tarihine kısa bir göz atmak gerekiyor. Yasama Uzmanı Hüdai Şencan’ın TBMM tarafından yayınlanan Fransa’daki yarı başkanlık sistemiyle ilgili çalışmasında; Michael Roskin’in Fransa’nın siyasi dönemleriyle ilgili şemasına da yer veriliyor. Buna göre; 1789 Fransız İhtilali ile monarşiye son verildi. Konvansiyon döneminin ardından Birinci Cumhuriyet ilan edildi. Ancak Napolyon bu döneme son vererek imparator oldu. 1940’taki Alman işgaline kadar Fransa; Bourbon Restorasyonu, Orleancı Parlamentarizm, İkinci Cumhuriyet, İkinci İmparatorluk ve Üçüncü Cumhuriyet dönemlerini yaşadı. Alman işgalinin ardından De Gaulle liderliğinde 1944-1946 arasında koalisyon dönemiyle yönetildi. Bu dönemde hükümetlerin ömrü ortalama 4 aydı. 1946 ile 1958 yılları arasında istikrarsız koalisyonlar dönemi yaşandı. 1958’de 5. Cumhuriyetle kuvvetli başkan modeline geçildi. 1962 yılında cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesine yönelik yapılan anayasa değişikliğiyle sistem yarı başkanlık modeline evrildi.

Haberin Devamı

Fransa’da sistemin  özü uzlaşma kültürü
Fransa’da seçilme yaşı: 23
Fransa’daki hükümet sistemi de, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanıyor. Ancak yürütme ile yasama arasındaki ayrılık ABD’deki başkanlık sisteminde olduğu kadar katı değil. Cumhurbaşkanları dana önce 7 yıl süreyle seçiliyordu. 2000 yılında yapılan değişiklikle bu süre 5 yıl olarak belirlendi. Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için 23 yaşında olmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için parlamenter, belediye meclis üyesi gibi en az 500 seçilmiş kişinin imzası gerekli. Başvuru, Anayasa Konseyi tarafından inceleniyor. İki turlu seçim yapılıyor.
İlk turda adayın, geçerli oyların mutlak çoğunluğunu alması gerekiyor. Birinci turda sonuç alınmazsa ikinci turda, en çok oy alan iki aday arasında seçim yapılıyor.
Cumhurbaşkanı, hem devletin hem de yürütmenin başı olma özelliğine sahip. Olağan yetkilerinin yanı sıra olağanüstü dönemlere has yetkileri de bulunuyor. Parlamentoya karşı sorumlu değil. Önemli yetkilerinden biri referanduma başvurma. Bir düzenlemeyi doğrudan halk oyuna sunarak, yasamanın yerini alabiliyor. Ciddi bir ulusal tehdit durumunda ise yürütme, yasama ve devlet idaresinin bütün yetkilerini kendinde toplayabiliyor. Ünlü siyaset bilimci Duverger’e göre, ‘Bu yetkiler, cumhurbaşkanını bir diktatöre dönüştürebilecek özellikte’. Ancak zaman içinde çatışmadan uzlaşmaya doğru evrilen siyasi kültür, halkın bilinç seviyesi ve sivil toplumun gücü nedeniyle normal koşullarda Fransa’daki sistemin bir diktatör yaratacağını söyleyebilmek oldukça güç.
Fransa’da cumhurbaşkanı ve başbakan farklı partilerden olabiliyor. Burada da uzlaşma kültürü öne çıkıyor. Genel seçimleri cumhurbaşkanının adayı olduğu partiden başka bir parti kazanırsa “cohabitation” (bir arada yaşama) modeline geçiliyor. Beşinci Cumhuriyet boyunca üç kez başbakan ve cumhurbaşkanı farklı siyasi eğilimlerden oldukları halde beraber çalıştı. Böyle bir durumda başbakanın gücü artıyor. Sağcı Cumhurbaşkanı Jacques Chirac devrinin beş yılı Sosyalist başbakan Lionel Jospin’le geçti.

Haberin Devamı

Fransa’da sistemin  özü uzlaşma kültürü

Haberin Devamı

Fransa Cumhurbaşkanlığı resmi konutu, 1848 tarihinden beri Paris’teki Elysee Sarayı. 16 Mayıs 2007 tarihli bu fotoğrafta, Nicolas Sarkozy’nin, cumhurbaşkanlığını Jacques Chirac’tan devraldığı resmi tören görülüyor.

Haberin Devamı


Parlamentoyu feshedebilir
1997-2002 yılları arasında Sosyalistler çoğunlukta oldukları meclisten Chirac’ın itirazlarına rağmen istediği yasaları geçirdi. Güçlü sendikal geleneğe sahip Fransa’da cumhurbaşkanlarının yetkilerini toplumsal muhalefet de fiilen kısıtlayabiliyor.
Olağan yetkileri arasında; başbakanı atamak, başbakanın önerisiyle bakan ve yardımcılarına atamak, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek, üst düzey bürokratları atamak, büyükelçileri atamak yer alıyor. Aynı zamanda Başkomutan. Nükleer silah kullanma konusunda karar verme yetkisinde bulunuyor. Yüksek Hakimler Kurulu’na başkanlık ediyor ve üst düzey hakimleri atıyor.
En önemli siyasi yetkilerinden biri, parlamentoyu feshetme. Hükümetin düşürülmesi veya ulusal güvenlikle ilgili ciddi bir durum halinde takdiri kendisine bırakılan parlamentoyu feshetme yetkisine sahip.
Hükümet ise Başbakan, bakan ve bakan yardımcılarından oluşuyor. Bakanlar Kurulu’nun olağan toplantıları Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında Saray’da yapılıyor. Cumhurbaşkanı’nın olmadığı toplantıda karar alınamıyor. Başbakan, parlamentoya karşı sorumlu ve güvensizlik oyuyla düşürülebilir. Başbakan’ın parlamentonun olağanüstü toplanması için karar alma yetkisi bulunuyor.

Konsey üyelerinin görev süresi 9 yıl
Cumhuriyet Savcısı İbrahim Keskin’in HUKAB Dergisi’ndeki çalışmasında yer verdiği bilgilere göre; Fransa’da yüksek yargı; Anayasa Konseyi, Yüksek Mahkeme ve Yüksek Hakimler Kurulu’ndan oluşuyor. Anayasa Konseyi, Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi gibi kanunların anayasaya uygunluğunu denetleme yetkisine sahip. Aynı zamanda da Danışma Kurumu özelliği var. Konsey, 9 üyeli ve üyelerin görev süresi 9 yıl. Konseyin 3 üyesi cumhurbaşkanı, 3 üyesi meclis ve 3 üyesi de Senato tarafından seçiliyor.
Yüksek Mahkeme ise 24 üyeden oluşuyor. Bu mahkemede üst düzey bürokratlar ile devletin varlığı aleyhine suç işleyenler yargılanıyor. Yüksek Hakimler Kurulu üyeleri bağımsız yargıçlardan oluşuyor ve görevlerinden alınamama teminatına sahipler.

Yasama gücü iki meclisten oluşuyor
Fransa’da yasama gücünü Millet Meclisi ve Senato oluşturuyor. Meclis, 5 yıllık görev süresi için seçiliyor ve üye sayısı 577. 348 koltuklu Senato’nun görev süresi ise 6 yıl. Senato seçimi, iki dereceli olarak yapılıyor. Yerel seçilmişlerden oluşan delegeler tarafından Senato üyeleri seçiliyor. Parlamentonun; yasa ve anayasa değişikliği yapma gücünün yanı sıra hükümeti denetleme ve bütçe yapma yetkileri var. Hükümete güvenoyu verme veya düşürme de parlamentonun yetki alanı içinde. Af ile olağanüstü hal ve savaş ilan etme yetkileri de parlamentoya ait.

Çin’de tek parti sistemi, Rusya’da süper başkanlık

Yarı başkanlık modeliyle yönetilen Çin’de hâlâ tek parti (Komünist Parti) sistemi uygulanıyor. Rusya’da ise Putin’in siyasi gücü, sistemi yönlendirebilecek boyutta

Yarı başkanlık sisteminin etkin bir biçimde uygulandığı önemli ülkeler arasında Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu da öne çıkıyor. Ancak bu sistemde ülkelere göre önemli farklılıklar var. Mesela Çin’de hâlâ tek parti (Komünist Parti) sistemi uygulanıyor.
Rusya’da ise Vladimir Putin’in siyasi gücü sistemi bile yönlendirebilecek boyutta. Rusya’da anayasal durum ile fiili siyasi durum arasında oldukça önemli bir fark bulunuyor. Rusya’da 1993 anayasasına dayalı sistem, yarı başkanlık. Ancak uygulamada Putin’in siyasi gücüne dayalı süper bir başkanlık sistemi hakim.
Rusya’da 6 yıllık süre
Kasım Erdem’in Meclis tarafından yayınlanan Rusya’daki sistemle ilgili çalışmasında yer verilen bilgilere göre; Rusya’da Devlet Başkanı, doğrudan halk tarafından 6 yıllık süreyle seçiliyor. Devlet Başkanı’nın görev süresi 2012 yılından önce 4 yıldı. Seçimde, ilk turda yüzde 50’inin üzerinde çoğunluğu sağlamak gerekiyor. İkinci turda ise en fazla oy alan iki aday yarışıyor ve en çok oy alan seçiliyor. Anayasaya göre, devlet başkanı yürütmenin bir unsuru değil. Devlet Başkanı; yürütme, yasama ve yargı kuvvetlerinin üstünde bir konumda bulunuyor. Rusya’nın egemenliğini ve bütünlüğünü korumanın yanı sıra devlet organları arasında uyumu sağlama da görevleri arasında. İç ve dış siyasetin ana yönünü belirleme yetkisiyle içeride ve dışarıda Rusya Devleti’ni temsil etme özelliğine sahip. Duma’nın onayı ile Başbakanı atama yetkisine de sahip. Önemli yasama yetkileri arasında ise kararname ve emirler çıkarma bulunuyor. Devlet Başkanı; Anayasa Mahkemesi, Yüksek Mahkeme, Yüksek Tahkim Mahkemesi üyelikleri ile başsavcı adaylarını belirleyerek Federasyon Konseyi’ne sunuyor. Federal mahkemelerde görev yapan hakimleri atıyor. Merkez Bankası başkanlığına aday gösterebiliyor.
Putin, 2002-2008 yılları arasında devlet başkanı olarak üst üste iki kez görev yaptı. Ancak iki dönem kuralı nedeniyle 2008’de seçime giremedi. 2008-2012 yılları arasında Putin başbakan oldu, Putin’in güvendiği isim olan Medvedev ise devlet başkanı seçildi. Yapılan düzenlemeden sonra 2012 yılında Putin yeniden devlet başkanı seçildi. Aslında Medvedev’in başkan olduğu dönemde de güç Başbakan Putin’deydi.
Lider yine Putin’di
Medvedev, devlet başkanlığı döneminde Putin’in başbakan olarak çalışmayı tercih ettiği bir isim.
2008-2012 arasındaki Medvedev’in devlet başkanı olarak görev yaptığı dönemde de lider yine Putin’di. Aynı anayasa yürürlükte olmasına rağmen Rusya’da bu dönemde fiilen güçlü başbakanlık sistemi uygulandı. Putin, 2012 yılında tekrar devlet başkanı seçilince fiilen yine süper başkanlık sistemine dönülmüş oldu. Rusya’daki bu tablo, yönetim sistemlerinde anayasal kuralların yanı sıra siyasi gücün ve liderliğin önemini de ortaya koyuyor.

YARIN: Güney Amerika