Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen yıl 13 Kasım’da Paris’te 137 masum insan katledildi.

Müslüman teröristler tarafından yapıldı bu katliam.

Müslümanlık adına, İslam adına yapıldı hesapta.

Bu saldırının birinci yıldönümü olan 13 Kasım’da, o günkü katliamların en kanlısının yaşandığı, 90 kişinin öldüğü Bataclan konser salonu tekrar hayat doldu, insan doldu.

Sting konseriyle açıldı mekân.

Sting bu konserin gelirini saldırıda ölenlerin aileleri tarafından kurulan vakfa bağışlarken “Burada toplanma amacımız hem hayatını kaybeden insanları anmak, hem de hayatı ve müziği onurlandırmaktır” diye konuştu. Öyle de oldu.

Haberin Devamı

Bataclan bu insanlık düşmanı saldırıyı unutmadı ama geride bıraktı.

Ve bakın bu saldırının yıldönümünde yaşanan bir olay vesilesiyle şahane bir insanlık dersi, medeniyet verdi bu mekânın yöneticileri.

Saldırı gecesi sahnede olan Amerikalı Eagles of Death Metal grubu üyeleri saldırının ardından pek çok basın kuruluşunun odağında olmuştu.

Önce mağduriyet mesajları verirken, grubun solisti Jesse Hughes, silahlanmamız lazım demeye başladı. Bizde de silah olsaydı onlara günlerini gösterirdik, diye ipe sapa gelmez laflar etti.

Ardından sırf aralarında Müslümanlar olduğu için mekânın güvenlik görevlilerini suçladı.

Onlar yardım etti, dedi.

Müslüman Fransızların saldırı gecesi kutlamalar yaptığını gördüğünü söyledi.

Söyledi de söyledi. Yani, olayı getirip bireysel silahlanmaya ve Müslüman düşmanlığına bağladı ve sandı ki insanlar onu destekleyecek.

Fakat ne oldu biliyor musunuz? Grup mekânın açılış konserine geldi ve içeri alınmadı.

Kapıdan kovuldular. Mekânın yöneticisi şu açıklamayı yapmış:

“Geldiler ve onları dışarı attım. Affedilmeyecek durumlar vardır. ”

Jesse Hughes ve grubu Fransa’daki Rock En Seine ve Cabaret Vert festivallerinin kadrosundan da bu açıklamaları yüzünden çıkarılmıştı yazın.

Müslüman teröristlerin sözde İslam adına saldırıp katlettiği insanlar, sırf mağdurlar diye

Müslüman düşmanlığını affetmedi, hoş görmedi, görmezden gelmedi.

Kayıtsız şartsız Batı düşmanlığı yapan, insanları ırkları, dinleri, kökenlerine göre yargılayan, genelleyen, şeytanlaştıran, düşmanlaştıran herkese ders olmalıdır.

Haberin Devamı

Aleyna Tilki medyatik olmasaydı

Genç şarkıcı Aleyna Tilki, bakanımızın deyimiyle “16 yaşında alkollü bir mekânda çalışan bir çocuk” değil de inşaatta çimento sırtlamış binlerce yaşıtından biri olsaydı.

Ünlü ve medyatik değil de, sokakta su satan kimsenin tanımadığı bir minik gariban olsaydı.

Televizyonda klipte görünen biri değil de herhangi bir tamircide isimsiz bir çırak olsaydı.

Alkollü bir mekânda çalışmasaydı da, karanlık, pis kokulu bir handa çay kahve taşıyor olsaydı.

Minicik nasır tutmuş elleriyle tarlada çapa yapan bir sezonluk işçi, boyunun üç katı çuvalların altına giren bir minik hamal olsaydı.

12 yaşında evlendirildiğinden, çoktan iki çocuğuyla evde çalışmaya mecbur, temizlik, çamaşır ve yemek pişirmekle görevli 16 yaşında bir çocuk olsaydı.

Allah korusun, 2015’ten bu yana hayatını kaybeden 67 çocuk işçiden (18’i 14 yaş altında) biri olsaydı (Kaynak: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi)...

Haberin Devamı

Yine de Sayın Bakanımız bizzat televizyondan halka seslenecek miydi?

Yoksa çocuk işçilerin bakanın dikkatini çekmesi için illa 16 yaşında sarışın medyatik bir kız çocuğu olarak alkollü mekânda sahneye çıkması mı gerekiyor?

Sadece soruyorum.

Türk tipi maratonculuk

Pazar günü Beşiktaş’ta karşıdan karşıya geçiyorum. Barbaros Bulvarı tarafından İstanbul Maratonu katılımcıları akın akın inmekteler. Aralarına karışıp bir süre yürümek ve sonra da karşıya geçmek için adımımı attım. Atar atmaz sigara dumanına maruz kaldım. Sigaralar yakılmış, keyifler yerinde. Türk’ün maraton olmazsa olmazları: Eşofman, Türk bayrağı, sigara.