Gar katliamcılarına 101’er kez müebbet

Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu’nda görevli Cumhuriyet savcısı Ramazan Dinç tarafından hazırlanan iddianame Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İddianamede, 10 Ekim 2015’te düzenlenen canlı bomba eylemi sonucu 100 kişinin öldüğü, 20’si çocuk 391 kişinin yaralandığı belirtilirken, 101. kişi canlı bomba Yunus Emre Alagöz, 102. kişi ise kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu eylemci olarak yazıldı. Bir numaralı sanık IŞİD’in Suriye emiri olarak bilinen İlhami Balı olarak yazılırken, 36 şüpheli arasında halen Suriye’de bulunan Ebu Enes kod adlı Deniz Büyükçelebi, IŞİD’in Gaziantep emiri Yunus Durmaz’ın kardeşi Hacı Ali Durmaz, canlı bomba olarak aranan Savaş Yıldız, Adıyaman grubundan Kasım Dere, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar isimleri dikkati çekti.
150 kişiyi eğittiler
İddianamenin sonuç bölümünde, iki canlı bomba eylemcisinin gar önüne nasıl geldiği, eylemi nasıl yaptıkları, soruşturma süreci ve operasyonlarla ilgili bilgiler yer aldı. Bir numaralı sanık Balı’nın IŞİD’in yöneticisi ve Türkiye sorumlusu olduğu, faaliyetlerine Suriye’de devam ettiği belirtildi. Büyükçelebi’nin de örgüt yöneticisi ve Türkiye-Suriye sınırı sorumlusu, ayrıca Balı’nın yardımcısı olduğu kaydedildi. Örgüt yöneticisi Edremit Türe’nin, Yunus Durmaz ile Gaziantep yapılanmasını kurdukları, Türkiye’de eylem yapacak 150 kişiyi eğittikleri anlatıldı. Bu şüphelilerin, gar eylemini ve diğer eylemleri organize ettikleri ve diğer eylemlerin alt yapı çalışmalarını hazırladıkları ifade edildi.
Bir gün önce toplantı
Durmaz’ın, Balı’ya eylem önerisinde bulunduğu ve onay istediği, Balı’nın onayı ve talimatı doğrultusunda eylemin gerçekleştirildiği kaydedildi.
İddianamede, Adana ve Mersin’deki HDP binalarına saldırının sorumlusu Yıldız’ın, canlı bombacı Alagöz ve Suriye uyruklu eylemcinin eğitimini sağladığı belirtildi. Büyükçelebi’nin iki canlı bombayı Suriye sınırından Türkiye’ye gönderdiği, eylemcileri Türkiye’de Durmaz ve Halil İbrahim Durgun’un karşıladığı ve Gaziantep’teki hücre evine yerleştirdikleri ifade edildi.
Eylemden bir gün önce bu hücre evinde Durgun, Yunus ve Hacı Ali Durmaz, Abdulmuttalip Demir, Metin Akaltın ile Alagöz ve Suriye uyruklu eylemcinin bir araya geldiği anlatılan iddianamede “Hücre evinde canlı bomba yelekleri eylemcilere giydirildi. Şüpheli Hakan Şahin, keşif ve istihbarat amacıyla eylem tarihinden önce Ankara’ya gönderildi. Halil İbrahim Durgun şüpheli Yakup Şahin’i hücre evine çağırdı ve burada kendisine 27 AVH 70 plakalı aracın anahtarını, bir adet sıfır hat takılı cep telefonu verdi. Şahin, 27 AVH 70 plakalı araç ile Ankara’ya gitmek üzere 9 Ekim 2015’te Gaziantep Atakent Opet benzin istasyonundan yakıt alarak yola çıktı. Alagöz ve Suriyeli eylemci de 34 DM 8574 plakalı Ford marka aracın arka koltuğuna 9 Ekim’de 22.20 sıralarında bindi ve yola çıktı. Durgun, eylemcileri 34 DM 8574 plakalı araçla Ankara’ya getirdi” denildi.
Üç saniye arayla
İddianamede, Durgun’un ile Şahin’in 10 Ekim saat 07.20 sıralarında Ankara Gölbaşı’ndaki petrol istasyonunda buluştukları, Şahin’in polis kontorülünü tespit için Ankara’ya gidip geldiği, polis kontrol noktası olmadığı tespit edilince Durgun’un eylemcileri 09.15 sıralarında Konya yolunun paralelindeki 1271’nci sokağa bıraktığı belirtildi. Daha sonra taksiye binip TBMM önünde inen iki canlı bombanın, 09.30 sıralarında başka bir taksiye binip Sıhhıye’ye gitmek istedikleri taksicinin “miting var yollar kapalı” demesi üzerine, eylemcilerin arkadaşlarının beklediği gar önüne gitmek istediklerini söyledikleri kaydedildi. İki eylemcinin 09.57’de Ulaştırma Kavşağı’nda ticari taksiden inerek yaya olarak olay yerine geldikleri belirtilen iddianamede, üzerlerinde bulunan canlı bomba yeleklerini 10.04.29 ve 10.04.32 sıralarında iki ayrı noktada patlattıkları anlatıldı.
İddianamede 14 sanık hakkında “birden çok kasten öldürme”den 100 kez ağırlaştırılmış müebbet; “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan da birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile “kasten öldürmeye teşebbüs” suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi.

İhmali olanlara soruşturma yok

Ankara Başsavcılığı, olayda ihmali bulunduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkındaki suç duyurusunu ise valiliğin soruşturma izni vermemesi nedeniyle takipsizlikle sonuçlandırmıştı. Kapatılan dosya ise IŞİD’in eylem yapabileceğine yönelik defalarca ilgili birimlere yazı gönderildiği, olaydan önce gönderilen yazıların ilgili birimlere iletilmediğini ortaya koymuştu.