Gündem Geleneğin ötesine geçen müzik

Geleneğin ötesine geçen müzik

17.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

New York’ta yaşayan üç usta müzisyenin bir araya geldiği, müziğin bölgesel sınırlarını kaldıran The Secret Trio yarın 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak

Geleneğin ötesine geçen müzik

'three of Us’ albümünün kapak fotoğrafı, The Secret Trio’nun sahne dışındaki hâlinin bir yansıması gibi: Kanun sanatçısı Tamer Pınarbaşı, udî Ara Dinkjian’a takılıyor, klarnetçi Ismail Lumanovski de ikisine gülüyor. Üçü de enstrümanlarının virtüözü olan, aynı zamanda kendilerini bu ustalık seviyesinde görmeyip yeni teknikler peşinde koşan üç müzisyenden mürekkep topluluk, yarın saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda müzikseverlerle buluşacak. Doğu tınılarını Batı teknikleriyle, Batı tınılarını Doğu teknikleriyle çalan, nev-i şahsına münhasır grubun üyeleriyle konser öncesi bir araya geldik.

Haberin Devamı

Cumartesi günü yeni parçalar duyacak mıyız sizden?

Ara Dinkjian: Elbette. Repertuvarımızı sürekli genişletmeye çalışıyoruz, sadece kendi bestelerimizle değil, aynı zamanda başkalarının müziğini düzenleyerek ve yorumlayarak. Ortadoğu’ya ait olmasına da gerek yok; Batı klasik müziği, Amerikan folk müziği, caz...

Kültürlerin arasındaki sınırların kalkması bazen ‘yöresel değerlerin kaybı’ olarak yorumlanıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ara D.: Şu açıdan haklı bir yorum: Her boyutta kültüre has özellikler zaman içinde kayboluyor. Ama dünya böyle, her şeyi müzedeki gibi muhafaza edemezsiniz. Biz müzisyenler olarak bazı şeyleri koruyamayız, ancak ileri gidebiliriz.

Ismail Lumanovski: Çağdaş müzisyenler olarak bizim yeni şeyler söylememiz lazım - farklı bir yaklaşım, yeni bir ses... O yüzden gelenekten biraz uzaklaşmalıyız. Biz geleneksel müzik yapmıyoruz - kökümüzde bir gelenek var ama ondan ayrılıyoruz.

Haberin Devamı

Ara D.: Ayrılmak için özel bir çaba sarf etmiyoruz, doğal olarak böyle oluyor. Darbuka sanatçılarını düşünün: Teknoloji sağolsun artık tüm darbukacılar Latin, Hindu, Afrika, Mısır tekniklerini biliyorlar ve bunlarla çalıyorlar. Bizim için de aynı şey geçerli.

Mızrapsız kanun çalma tekniğiniz çok ilginç. Neden bu tekniği tercih ettiniz?

Tamer Pınarbaşı: Kendi istediğim ton ve müzikaliteye ulaşabiliyorum bu teknikle. Ayrıca iki parmak yerine 10 parmakla çalabiliyorum.

Albüm kayıtlarında stüdyoda doğaçlamayı mı tercih ediyorsunuz önceden hazır mı gidiyorsunuz?

Ara D.: Stüdyoya vardığımızda hazırızdır. Genelde benim evimde toplanıp bir şeyler çalıyoruz stüdyoya girmeden önce, ki o yaratım süreci benim en sevdiğim kısım.

Tamer P.: Aslında ilk albüm ‘Soundscapes’te bir doğaçlama yaptık.

Ara D.: Kaydı tamamlamak üzereydik ki Tamer “Biraz daha zamanımız var, haydi doğaçlama yapalım” dedi.

Tamer P.: Ara böyle şeylerden hoşlanmıyor.

Ara D.: Evet ben kontrol manyağıyım, o yüzden böyle insanlarla olmak güzel. Tek bir ricam oldu: “Stüdyonun ışıklarını kapatalım.”

Neden?

Ara D.: Eğer keşfetmeye başlayacaksak mikrofonu, ses mühendisini görmek istemiyordum.

Haberin Devamı

Tamer P.: Neden sadece gözlerini kapatmadın ki?

Ara D.: Aslında öyle her şey daha kolay olurdu. Geç oldu ama özür dilerim.

Bir sonraki albümünüz ne zaman çıkacak?

Ismail L.: Üzerinde çalıştığımız birkaç konsept var, netleştirmeye çalışıyoruz. Kararı verince her şey hızlı gideceği için yakın zamanda diyebiliriz.

Geleneğin ötesine geçen müzik

‘Bugün Carnegie Hall, yarın küçük bir bar’

Üçünüz de New York’ta yaşıyorsunuz. Eğer sizi New York’ta izlemek istesek, nereye gitmeliyiz?

Ismail L.: Müziğimizi bugün Carnegie Hall’da, yarın küçücük bir barda çalabiliriz.

Ara D.: Bu turneden döndükten sonraki gün Brooklyn’de küçük bir caz kulübünde çalacağız. Belki o kulüp 40 kişi alıyordur, bilemeyiz. Ama orada çalmayı çok seviyoruz çünkü aklımıza esen her türlü çılgın şeyi yapabiliyoruz ve bu bizim müzikal deneylerimiz için harika bir şey, dinleyiciler de buna şahitlik etmeyi çok seviyorlar. Bazen sihirli şeyler çıkıyor, bazen de gerçek bir rezalet...

Gerçekten o kadar kötü olabilir mi?

Haberin Devamı

Ara D.: Bir gece Brooklyn’deki o kulüpte çalarken Ismail müthiş bir soloya başladı, ama o anahtarı ben udumda bulamadım ve sonuç olarak tek bir nota çalmaya karar verdim. Benim açımdan komik bir felaketti.

Tamer Pınarbaşı: Nota doğru notaydı ama.