05.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Selay Sarı
Bir zamanlar uzak bir ülkede genç, klasik baleleri seven ve onları farklı bir dille yorumlamak isteyen bir koreograf varmış. Bir gün bir prenses kendisine “Annemin vasiyeti üzerine kurduğum bale topluluğunun başına geçip onu muasır toplulukların seviyesine getirmek ister misin?” diye sormuş. Koreograf bu teklifi heyecanla kabul etmiş ve dünyayı dolaştığı kumpanyayla çok merak edilen ve balenin kalıplarını zorlayan işlere imza atmış.
Bir koreograf için peri masalını andıran bu gerçek hikâyenin kahramanları, koreograf Jean-Christophe Maillot, Monako hanedanından Hanover Prensesi Caroline ve annesi Grace Kelly’nin vasiyeti üzerine Caroline’in 1985’te kurduğu Monte Carlo Balesi. Dünyanın saygın topluluklarından birine dönüşen Monte Carlo Balesi, 2005’te 33. İstanbul Müzik Festivali’nde AKM’de sahnelediği ‘Külkedisi’ yorumundan 12 sene sonra, bu kez ‘Göl - Kuğu Gölü’ne İthafen’i İstanbul’a getirecek. Eser, 16-17 Mayıs’ta İKSV ve Zorlu PSM iş birliğiyle sahnelenecek.
Orijinal ‘Kuğu Gölü’ sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor?
Orijinal eser önemli bir gelenek. ‘Kuğu Gölü’nü geleneksel olarak güzel bir şekilde sahneleyebilmek için dansçıların aynı ekolden, hatta gelenekten gelmesi gerekir bence. O bakımdan onu Bolşoy, Mariinsky, Paris gibi kumpanyalardan izlemeyi tercih ederim. Elde bizimki gibi 20 farklı ülkeden 50 dansçının bir araya geldiği bir topluluk olunca, ‘Kuğu Gölü’nü farklı bir bakış açısıyla yazmak gerektiğini düşünüyorum. Benim ‘Göl’üm geleneksel versiyondan çok daha karanlık diyebilirim. Adeta bir gerilim filmi gibi. Ama bu gerilim içinde seyircilerin gelip kendi hayatlarına dair bir şeyler bulmasını istiyorum. Prense, beyaz kuğuya, siyah kuğuya baktıklarında tanıdıkları insanları görmelerini istiyorum.
‘Kuğu Gölü’nü az ya da çok tanıyan seyirciler ‘Göl’de ne bulabilir?
Eseri iyi tanıyanlar büyük ihtimalle sarsılacaktır. Alışık oldukları tütüleri ya da balenin geleneksel tarafını bulamayacaklar. İlk 10-15 dakika biraz kaybolabilirler, ama sonra esere giden yolu tekrar bulabileceklerini umuyorum. Baleyi fazla kapalı, fazla eski moda bulan seyircilerin ise baştan çıkacaklarını düşünüyorum. ‘Göl’ü izlemeye gelen seyircilerin çoğunun ‘Kuğu Gölü’nün ne olduğu, ne anlattığı konusunda biraz fikri vardır, benim işim de onları şaşırtmak.
‘Baleyi tanımayan kitlelere de hitap ediyoruz’
Hakim olmayanlar için bale stilinizi anlatır mısınız?
Genelde dansı, baleyi pek tanımayan kitlelere hitap edecek eserler sahneliyoruz; seyircilerin dansı o an sahnede keşfetmesini çok severim. O yüzden insanların gerçekliğiyle, gerçek hayatlarıyla sahnede gördüklerini ilişkilendirmesini isterim. Dans anlayışım genelde büyük gösterilerin görkeminden uzaktır, dekorlar neredeyse tamamen soyuttur örneğin. Gösterinin merkezinde hikâye vardır, akıl alıcı bir görsellikten ziyade. Benim için en önemlisi bir hikâye anlatabilmek.