Gizli belgeleri asker mi çıkardı?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Faruk Söker, “Balyoz Planı” davası sanıklarına kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin belgelerin yayınlandığı dönemin Taraf gazetesi sorumluları Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, Mehmet Baransu ve Tuncay Opçin hakkında 276 sayfalık iddianame hazırladı. İddianamede, soruşturma konusunun, İstanbul 1. Ordu Karargahı’nda “çok gizli, gizli” ibareleri ile yüksek güvenlikli kozmik odalarda korunması gereken, “devletin güvenliğine iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaların kısmen veya tamamen yok edilmesi, imha edilmesi, çalınması, bulundukları yerden gizlice alınması, temin edilmesi, açıklanması” suçlarının olduğu belirtilerek, şüphelilerden Tuncay Opçin’in Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) yöneticisi, Mehmet Baransu’nun ise örgütün üyesi olduğu yönünde kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte ciddi deliller bulunduğu belirtildi.

Sinyal yoktu
İddianamede Baransu’nun bir bavul içinde savcılığa teslim ettiği gizli belgelerin çok iyi korunan 1. Ordu Komutanlığı’ndan FETÖ’nün TSK içindeki üyeleri tarafından çıkarılarak Tuncay Opçin’e verildiği, Opçin’in de bu belgeleri Baransu’ya verdiği anlatıldı. Ayrıca iddianamede İstanbul Emniyeti’nin Mehmet Baransu ile ilgili yaptığı detaylı çalışma raporuna da yer verildi. Baransu’nun telefonunun HTS kayıtlarına yönelik yapılan incelemelerde Baransu’nun sık sık Tuncay Opçin ile görüştüğü anlatıldı. Baransu’nun telefonunun, belgeleri gazeteye getirmeden bir gün önce yaklaşık 12 saat baz sinyali vermediği anlatılan iddianamede, “Bu süre zarfında kendisine Balyoz Darbe Planı olarak nitelendirilen belgeleri getiren kişi ile bir araya geldiği” belirtildi.

‘Deniz Kuvvetleri’nden bir numarayla görüştü’

Gizli belgeleri Mehmet Baransu’ya verdiği iddia edilen Tuncay Opçin’in ise, Taraf gazetesinde belgelerle ile ilgili ilk haberin yayımlanmasının ardından telefonunu değiştirdiği iddia edildi. Aynı gün içinde Ankara’ya gidip geldiği tespit edilen Opçin’in Deniz Kuvvetleri Komutanlığı adına kayıtlı bir telefonla görüşme yaptığı da tespit edildi. Görüşmenin kısa süreli olduğu anlatılan iddianamede, “Görüşme sonrası buluşma gerçekleştirmemiş olmaları bağlamında şahısların 3. bir güvenli kanal iletişimlerinin bulunduğu, bu iletişimin internet üzerinden yaptığının değerlendirildiği” ifadeleri kullanıldı.

Opçin ile Baransu’nun görüşmelerinde gizliliğe önem verdikleri ve bu amaçla farklı telefon ve hat kullandıkları anlatılan iddianamede, “Gizli mekanlar seçtikleri, daha çok gece görüşmeye çalıştıkları, soruşturmamıza konu doküman ve CD’lerin Baransu tarafından teslim edildiği günlerde de görüştükleri, HTS kayıtlarına göre şüpheli Taraf gazetesinin olduğu bölgede Baransu ile görüşmelerinin olduğu, ayrıca gazete ile temasta bulunduğu anlaşılmıştır” denildi.