Grip aşısı gerekli mi?

Dünyada her yıl yaklaşık 1,5 milyar kişi grip hastalığına yakalanırken, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yaklaşık 3 milyon vaka, hastaneye yatacak kadar ağır grip geçiriyor. Grip nedeniyle dünya genelinde yılda 250 binden fazla kişi yaşamını yitirirken, ölümlerin çoğu kronik hastalık öyküsü bulunan 65 yaş üzeri bireylerde meydana geliyor.

Sonbaharın sonuna yaklaşılırken grip salgını ve korunma yöntemleri konusunda açıklamalarda bulunan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastanesi ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, aşı karşıtlarının halk sağlığını tehdit ettiği görüşünde; “Grip mevsimi geliyor, aşılanma başlayacak, bazı televizyon kanallarında ‘grip aşısı sağlığa zararlıdır’ diye program çıkıyor ortaya. Kim, neden, nasıl yapıyor anlamış değilim. Bazıları ünvanlı, bazıları ünvansız doktor arkadaşlarımız çıkıp, ‘Aşıya ne gerek var, onun yerine 30 dirhem çörek otu karıştırıp içersin, bütün immun sistemin ayağa kalkar’ diye bilimsellikten uzak şeyler söylüyor. En düşük oranlara baktığımızda bile aşılama sayesinde hastaneye yatış yüzde 50, mortalite 70 engellenmiş durumda. Bunun ötesi yok.”

Oran düşük

Kasım sonu grip aktivitesinin başlaması nedeniyle ekim ayının 2. yarısından itibaren aşı olunması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ünal, “Korunma için mutlaka İnfluenza aşısının yapılması da gerekiyor” dedi.

‘Cıva yok, antijen var’

Prof. Dr. Ünal uyarılarını şöyle sürdürdü: “Aşı karşıtları, ‘Aşının içinde cıva var, o yüzden yan etkisi olur’ diyor. Grip aşısı tek kullanımlık olduğundan içinde civa bulunmaz. Karşıtlarının diğer iddası ‘Adjuvan var’ şeklinde ama bu iddia da doğru değil. Aşının içinde yeterince antijen var. Üçüncü karşıt tez ise, ‘Grip aşısı oldum, grip oldum’ şeklinde. Böyle bir şey bilimsel olarak imkansız. Aşının içinde virüsün kendisi yok, bir parçası var. Nezle olup, grip olduğunu zannedenler var.

Türkiye’de ateş eşittir, enfeksiyon hastalığı, o da eşittir antibiyotik olarak yaklaşılır. Enfeksiyon hastalığında ateş, enfeksiyondandır ancak yine de antibiyotik gerekmeyebilir. Çünkü enfeksiyon etkeni sadece bakteriler değil, virüs, bakteri, parazitten kaynaklı olabilir. Bu konuda övünülecek işler yapıldı antibiyotik oranı yüzde 35’ten 24’e kadar indi.”