Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İngiltere Büyükelçisi Richard Moore, dün Hürriyet’in manşetinde yer alan demecinde,
“Hükümetin bu darbe girişiminde Gülencilerin yer aldığına ilişkin açıklamalarını kabul etmekte bir zorluk yaşamıyorum” diyor.
Büyükelçi, Gülencilerin darbeye katıldığını kabul ediyor ama anlaşılan Gülen’in darbenin arkasında olduğunu (şimdilik) düşünmüyor. ABD aynı çizgidedir.
Batı’nın bu konuda ikna olması şart çünkü gündemde Gülen ve Gülencilerin iadesi tartışması var.
Türkiye’den ısrarla darbe girişiminin ardında Gülen’in olduğuna dair “kanıt” isteniyor. Batı’nın ikna olması için gerekli kanıtlar ancak darbe yargılamaları sonucu ortaya çıkacak. Bunun için de hukuka uygun adil bir yargılama sürecinden geçilmesi gerekiyor.
Ne var ki hukuku dışlayan OHAL uygulamaları, yargıya yönelik müdahaleler, kötü muamele görüntüleri, gazetecilerin gözaltına alınması gibi gelişmeler gün be gün Türkiye’nin “hukuka saygı” notunu düşürüyor. Adil yargılama beklentilerini geriletiyor. Bu bağlamda iki faydalı not. Birincisi aydınlar bildirisinden:
“OHAL’in verdiği yetkiler, darbenin failleri ve planlayıcılarını ortaya çıkarmak ve adalete teslim etmek dışında kullanılmamalı...”
İkinci not İngiliz Büyükelçi’den:
“Umuyorum savcılar, darbeye karışmamış veya devlet içine yıkıcı güç olarak sızmamış insanların bir an önce normal hayatlarına dönmelerini sağlar.”
Türkiye’nin süratle normalleşmeye ve hukuka dönmeye ihtiyacı var.

Haberin Devamı

Artçı darbeler!

Darbe ile mücadele eden bir iktidar öncelikle halkın tam desteğine sahip olmak zorunda. O yüzden hukuksuzluk yapmayacak, halkın hukuka güvenini yok etmeyecek. Şimdi Esra Torun Poyraz’ın mektubunu okuyoruz:
“Üsküdar Capitol Ortaokulu’nda anaokulu öğretmeni olarak görev yapmaktayım. 2 sene önce Deniz - İş İlköğretim Okulu’nda görev yaptığım sırada okul müdürünün ısrar ve telkinleri üzerine Aktif - Sen’e üye oldum. Bu olay 2014 Mart - Nisan gibi oldu. Sendikanın Cemaat’e ait olduğunu öğrenince üyelikten çıktım. Toplam üyeliğim 2 - 3 ay sürdü. Hiçbir toplantıya katılmış değilim. Sendikanın kayıtlarında bunlar yazılı olmalı. Ne var ki bu yüzden açığa alınmış durumdayım.”
***
İzmir’deki Ege Yıldız Koleji’nin çalışanları adına Ceren Kara yazıyor:
“Annem Berrin Zenginler meslekte 25 yıllık emeğinden sonra bahsi geçen okulda iki senedir müdürlük yapan sosyal demokrat, Atatürkçü bir öğretmendir. Okulları 28.07.2016 tarihinde FETÖ destekçisi olduğu iddiası ile kapatıldı. Ne idarecilerin ne de akademik personelin söz konusu örgütle en küçük alakası vardır. Aksine Atatürkçü ilkeleri benimsemiş, yenilikçi insanlardır. Okul kapanınca hem öğretmen hem idari personel işsiz kalmıştır. Öğretmenlerin MEB’de veya özel okullarda çalışmaları da OHAL kararnameleri ile engellenmiştir.”
Görüldüğü gibi darbe girişimi sonrası haksız yere darbe yiyen çok sayıda insan var aramızda... Seslerine kulak verelim...

VİYANA

Bu hafta kaybettiğimiz Halil İnalcık hocamızla ilgili “Tarihçilerin Kutbu” kitabını okuyoruz. Ne çok şey öğretiyor bize...
Örneğin “Az daha Viyana’yı düşürüyordu” denilen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa için söyledikleri:
“Napolyon nasıl Fransa’yı mahvetmişse, Osmanlı’yı da Merzifonlu Mustafa Paşa mahvetmiştir; düşüncesiz, mağrur bir adamdı. Halbuki bizde hâlâ korunur. Merzifonlu’nun Avrupa ordularının silah gücü hakkında bir fikri yoktu... Yüz binlerce insanı oraya götürse yine kazanamazdı, çünkü Almanya o zaman askeri bakımdan çok güçlüydü. Onu kestiremedi. Budin beylerbeyi hudutta olduğu için biliyordu o şartları, Viyana’ya gitmeyin, dedi ama dinletemedi...”

Haberin Devamı

Adalar’da izdiham yaşanıyor!
Bedava ulaşım sayesinde vatandaş
demokrasiyi geceleri meydanlarda
gündüzleri Adalar’da koruyor!

Akif Kökçe

Haberin Devamı

TANIK

Anafartalar Eğitim Kurumları açıklaması darbe girişimlerini kınayarak başlıyor...
Deniyor ki:
“Milli birlik ve beraberliğimize, demokrasimize yüce devletimize sonuna kadar bağlı olan, bilim yuvası kurumumuzda da inceleme ve araştırma yapılmaktadır. Bu inceleme ve araştırma sonucu kurumumuzun yaşanan hain girişimin mensupları ile hiçbir biçimde en küçük bir bağının, ilişkisinin olmadığı görülecektir...”
Açıklamada şu sözler dikkati çekiyor:
“En az 5000 açık tanığı olan okulumuza gizli bir tanığın yalan ifadesi dikkate alınarak leke sürülemeyeceğine dair inancımız tamdır.”
Neymiş? Bir gizli tanık bir eğitim kurumunu sarsabiliyormuş!